"أَحبُّ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• severim
• bayılırım
• bayılıyorum
• isterim
• sevdiğim
• sevdim
• bayıldım
• isterdim
• hoşuma
• sevdiğimi
• beğendim
• çok seviyorum
• bayılırdım

Kafayı yemiş olsa da kızkardeşimi severim.
أَحبُّ أختَي، بالرغم من أنَّ هي مَشْدُودةُ.

Çatı katlarını çok severim.
أنا فقط أَحبُّ هذه فراغاتِ الغرفة العلويةِ المُحَوَّلةِ.

Köpeklere bayılırım, onlar da bana bayılır. Selam oğlum.
أَحبُّ الكلابَ، وهم يَحبّونَني مرحباً يا ولد

İnsanlara bayılıyorum, ...olaylarda her zaman olmayan düzenler görüyorlar.
أَحبُّ البشر دائماً يرون النماذج في أشياءِ لَيستْ موجوده

Bu işi yapalım mı? - Çok isterim ama artık uçurtma uçuramam ki.
أنا أَحبُّ إلى، النيل، لَكنِّي لا أَستطيعُ الطَيَرَاْن طائرات ورقية أكثر، لَيسَ بوركِي.

kendime karşı dürüst olduğumda sevdiğim kadın o.
مثالي أَعْني، إذا أَنا صادقُ جداً مَع نفسي، هي الواحد أَحبُّ.

Gördün mü şimdi, birini seviyorum ve hep sevdim.
الآن تَرى، أَحبُّ ولدا ..وأحبَّه دائماً.

bayıldım. Ama güveç kabı yeterliydi.
أَحبُّ هذا، لكن قدرَ قطعةَ الخزف كَانَ يمكنُ أَنْ يَكُونَ كافيَ.

Davada beni rahatsız eden bir şey var, tam olarak bilemiyorum, ama o berber dükkanına tekrar dönmek isterdim.
هناك شيء يُزعجُني بشأن هذه الحالةِ. أنا لا أَستطيعُ وَضْع إصبعُي عليه، لَكنِّي أَحبُّ العَودة إلى ذلك دكانِ الحلاق.

Gösteri dünyasını severim ama küfre hiç alışamadım.
أَحبُّ قومَ معرضِ، لَكنِّي لَنْ أتَعودَ عَلى أَنْ اللَعْنَة.

Bunu biliyorum. Zorlukları severim. Güç işleri severim.
الآن ، فإنني أَحبُّ التحديات أَحبُّ العمل الجاد

Parayı severim ve para da beni sever ve kardeşim şimdi Beverly Hills'de.
أَحبُّ المالَ المال جيدَ لي الآن الأخت بتلف في بيفيرلي هيلز

Çiğ biftek. Çiğ et yiyen kadınlara bayılırım.
أَحبُّ النساء أكلهم كما أكل اللحم النيىء

Denetlenmeye ve kaydedilmeye bayılırım!
أوهـ، أَحبُّ أنْ أكُونَ مٌشرَف علي ومسجّل لي

Tabii zaten kanun güçleriyle gereksiz karşılaşmalara bayılırım.
أوه، نعم، أنا فقط أَحبُّ اللقاءاتَ غير ضروريةَ .مَع رجال الشرطه

Birbirimizden nefret etmeye başlamadan önceki safhaya bayılıyorum.
أَحبُّ الجزءَ مباشرةً قبل نَبْدأُ بالكَراهية بعضهم البعض.

Bu şarkıya bayılıyorum. "Baby, One More Time"ı sevdiğim için kıro muyum?
أَحبُّ هذه الأغنيةِ علي أن احب الاطفال ولو لمرة واحدة

Tanrım, ben senin iş yapma tarzına bayılıyorum, tüm filmlerini seyrettim.
اللهي أنا فقط أَحبُّ جسمَكَ في العملِ أنا رَأيتُ تقريباً كُلّ أفلامكَ,و

Niles, istediğin buysa Maris'le barışmanı çok isterim.
النيل، أنا أَحبُّ الرُؤية أنت وماريس تُصالحُ، إذا ذلك الذي تُريدُ.

kalbimi dinlemeye ve gerçekten sevdiğim kadın için geri dönmeye karar verdim
شكراً إلى هذا الرجلِ، قرّرتُ إتّباع قلبِي ويَرْجعُ للإمرأةِ أَحبُّ حقاً.

Ve her yanda bir hareket var. Burayı çok sevdim.
وكُلّ النشاط في كل مكان أنا فقط أَحبُّ هنا

Bu arada, laf olsun diye demiyorum gözlüklerinize bayıldım.
باالمناسبة , أمم، لا أَقُولُ هذا فقط، لَكنِّي أَحبُّ نظاراتكَ.

Böyle bir sesi dinleyerek uyumak isterdim.
أنا أَحبُّ النَوْم والإستماع إلى صوّتُ مثل ذلك.

Ona Tommy deyişi hoşuma gitti. Evet, her zaman der.
أَحبُّ دعوتها له بـ تومي نعم، فعلت ذلك دائما

Biliyor musun, düşündüm ki ,kendimi ortaya atarsam, onu ne kadar sevdiğimi görecek ve hemen evet diyecekti.
تَعْرفُ، إعتقدتُ إذا أنا حقاً ضِعْ نفسي هناك، هو يَرى كَمْ أَحبُّ ه ورأي نعم مباشرةً.

Dans şeklini beğendim.
أَحبُّ طريقتك بالرقص لا تفهميني بشكل خاطئِ

Bu parkı gece çok seviyorum. Çok tatlı.
أَحبُّ هذا المتنزهِ في الليل بيبقي مهجور اوي

Bu tarih. Ben 13 yaşımdayken, böyle şeyler yapmaya bayılırdım.
عندما أنا كُنْتُ بعمر الـ13، كُنْتُ أَحبُّ عَمَل أشياءِ كهذه