Mektubu saklarsan, bu İsveç mahkemesi için suç arzeden bir delil. | Open Subtitles | إذا إحتفظت بهذه الرسالة، فإن هذا عمل إجرامي وفقاً للقانون السويدي |
Kural çiğnemedim. Bir suç girişimini engellemek için araya girdim... | Open Subtitles | لم أكسر أي قانون , لقد تدخلت لمنع نشاط إجرامي |
Daha önce bir suç kaydım bulunmadığıyla ilgili yalan söylediğimi, ondan sonra anladılar. | Open Subtitles | وحينها اكتشفوا أنني كذبت أثناء طلبيللعمل.. عندما قلت أنه ليس لديّ سجلّ إجرامي |
Hiçbir sabıka kaydı olmayan 44 yaşında bir sistem analisti. | Open Subtitles | إنه محلل أنظمة يبلغ 44 سنة ولا سجل إجرامي له. |
Bu adam pek de zeki bir suçlu sayılmaz. | Open Subtitles | هو ليس مثل هذا الرجل بالضبط، هو مثل , عقل إجرامي |
Dernek kartlarındaki parmak izlerini kontrol et bakalım suç kayıtları var mıymış görelim. | Open Subtitles | تحقق من البصمات الموجودة على بطاقة الإتحاد. انظر ان كان لديها سجل إجرامي. |
Uyuşturucu ticaretinden sonra insan ticareti dünyadaki en büyük suç endüstrisidir. | Open Subtitles | بجانب تجارة المخدرات التجارة بالبشر هي أكبر شيئ إجرامي في العالم |
O kibirli pislik kendisini suç dehası falan sanıyor ama değil. | Open Subtitles | ذلك الوغد المتغطرس يعتقد أنّه عقل إجرامي كبير، لكنّه ليس كذلك |
Ne zamanın takvimi? Dan Wells için herhangi bir suç kaydı yok. | Open Subtitles | تقويماً لمتى؟ دان ويلز ليس لديه أي سجل إجرامي نستطيع التحدث عنه |
Burada, Adalet departmanı da araba parçası pazarına bakıyor, ve departman bunu bu güne kadar takip ettiği en büyük suç soruşturması olarak tanımlıyor | TED | ما تزال وزارة العدل تتحرى في سوق أجزاء السيارات وهو ماتم وصفه بأكبر تحري إجرامي تم العمل عليه |
İki, elde edilen kanıtlarla bu ölümü suç teşkil edecek herhangi bir davranışta ya da ihmalde bulunan herhangi bir kimseyle ilişkendirmek mümkün değildir. | Open Subtitles | ثانيا، بناءا على الدليل المطروح فأن حادثة الموت لا تنسب لأي إعتداء أو عن غض نظر عن إعتداء إجرامي في حق أي شخص |
Burada bir suç işlenmiyor. değil mi memur bey? | Open Subtitles | لا يوجد نشاط إجرامي جاري هنا أليس كذلك ؟ |
Sizin gibi bir suç dehası ile çalışmanın bizim için bir ayrıcalık olduğunu bilmenizi istiyoruz. | Open Subtitles | أردنَاك أَنْ تَعْرفَ اي إمتياز هو كَانَ لنا. للعَمَل مَع عبقري إجرامي مثلك |
Ruth Marx'ın suç dosyasının olduğunu biliyor muydun uyuşturucu için? | Open Subtitles | هل تعرفين بأنّ روث ماركس لديها سجل إجرامي بالمخدّرات |
Korkunç hastalıkları ve suç tahrikçileriyiz. | Open Subtitles | ننقل معنا أمراض مروّعة ونتحرك بإندفاع إجرامي |
Hiçbir sabıka kaydı olmayan 44 yaşında bir sistem analisti. | Open Subtitles | إنه محلل أنظمة يبلغ 44 سنة ولا سجل إجرامي له. |
Benim birlikte üniversite okuduğum hiçbir çocuğun şu anda sabıka kaydı yok. | TED | ليس لأي ولد في الكلية التي ذهبت إليها سجل إجرامي الآن. |
Varisi yok. sabıka kaydı yok. | Open Subtitles | لا باقون على قيد الحياة مباشرين لا سجلّ إجرامي |
Suçu başka birine atmaya çalışmak klasik bir suçlu davranışıdır. | Open Subtitles | يلقي باللوم على شخص آخر هذا سلوك إجرامي تقليدي |
Çoğu zaman burada kalsalarda, bir suça bulaştıklarını gösteren kayıt yok. | Open Subtitles | معظم الأحيان, هم يبقون في البر الرئيسي بدون أي سجل إجرامي |
Bir silah alıp sizi vursam bu suçtur. | Open Subtitles | إذا آخذت بندقية وأطلقت عليك النار، هذا عمل إجرامي. |
Yine de, herhangi bir cezai olaya karıştırılmasam daha iyi. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك، لا أريد أن أتورط بأي عمل إجرامي |
suçla alakalı bir şeyi senden saklayabileceğini düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصور كونه يخفي أي أمر إجرامي عنك |
Johnny ve Ian Chang'ın kabarık ceza kayıtları ve şiddet geçmişleri var. | Open Subtitles | جوني ، وإيان تشانغ كل منهما له سجل إجرامي |
Bakın, bebeğini Sabıkalı bir çifte vermeye razı olacak harika bir hamile kadın, çantada keklik sayılmaz. | Open Subtitles | أسمعي, إيجاد أمرأة حامل ترغب في إعطاء طفلها لزوجين لديها سجل إجرامي |
Bir yargıç veya cezaeviyle yüz yüze gelmedi, bir adli sicil kaydı olmadı. | TED | لم يواجه قاض او السجن، ولم أُسجل عليه تاريخ إجرامي. |