Benimle bu kadar evlenmek istiyorsan neden beni sürükleyip götürmüyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تسحبني فقط إذا أردت أن تتزوجني بهذه السرعه؟ |
Düşese söylediğim gibi, "Eğer düşes olmak istiyorsan, düşes ol." | Open Subtitles | كما قلت للدوقة إذا أردت أن تكونى دوقت فكونى دوقة |
Eğer bugün yalnız olmak ve ailenle kalmak istiyorsan buna gücenmem. | Open Subtitles | إذا أردت أن تكون وحدك مع عائلتك اليوم لن أشعر بالاهانة |
Eğer sirkteki bir midilli gibi görünmek istiyorsanız hiç problem değil. | Open Subtitles | إذا أردت أن تبدى مثل المهر فى السيرك ، فلا بأس |
Şimdi patron olduğuna göre, eğer kendine zam yapmak istersen... | Open Subtitles | الآن ، كونك المدير إذا أردت أن تمنح نفسك علاوة |
Eğer bana teklif edilmesini isteseydim, bu hiç problem olmazdı. | Open Subtitles | إذا أردت أن أطلب أحدهم للخروج, فلن أواجه أيّة مشكلة. |
Portakal ile araba ön camını karşılaştırmak isterseniz ne yaparsınız? | TED | إذا أردت أن تقارن بين البرتقال والزجاج الأمامي، فماذا تفعل؟ |
Diğer yandan bu anlaşmaya uymak istiyorsan o zaman kolay. | Open Subtitles | هذا شيء من ناحية أخرى.. إذا أردت أن تحترم اتفاقيتك |
Eğer kahraman olmak istiyorsan, sen bir kahramanın kıçının bir yarısı bile olamazsın. | Open Subtitles | إذا أردت أن تكون البطل فلا يُمكنك ألا تكون غير مؤهلاً للتعامل معها |
- Bence öyle. Eğer burada çalışmaya devam etmek istiyorsan, kabul edersin. | Open Subtitles | انا اعتقد ذلك , و إذا أردت أن تستمر في عملك هنا |
Böylece eğer istediğini elde etmek istiyorsan, beni de ezip geçersin. Devam et. | Open Subtitles | لذا إذا أردت أن تخطو عليَّ حتى تحصل على ما تريد فإفعل ذلك |
Canımı sıkıyor. Senin için alışveriş yapmamı istiyorsan listeni ver. | Open Subtitles | يسببوا لى الغم, إذا أردت أن أتسوق لكى إعطنى القائمة |
İki işi de almak istiyorsan sorun değil. İhtiyacın var mı? | Open Subtitles | إذا أردت أن تقوم بالعمليتين فلا بأس، هل تحتاج لهذا ؟ |
Eğer kızım olmak istiyorsan şu peruğu tak ve gülümse. | Open Subtitles | إذا أردت أن تكوني إبنتي ضعي هذه الجمة و إبتسمي |
Yani, eğer pişmanlıksız bir hayat yaşamak istiyorsanız aslında sizin için bir ihtimal var. | TED | لذلك في الحقيقة، إذا أردت أن تعيش حياة خالية من الندم، هناك إختيار مفتوح أمامك. |
Şimdi, bu, açıkça, eğer insanlara yardım etmek... ...istiyorsanız, insanların olduğu yere gidin sağduyusunu oluşturuyor. | TED | الآن ، فإنه من الواضح أن من المنطق السليم ، انك إذا أردت أن تساعد الشعب ، أن تذهب حيث يكون الشعب. |
Bir sahiplik ağındaki akışı hesaplamak istiyorsanız yapmanız gereken budur. | TED | إذا أردت أن تحسب التدفق في شبكة ملكية هذا ما يتوجب عليك فعله. |
Eğer geceleyin bana gelmek istersen utanmayacağım, ve ne istersen onu yapacağım. | Open Subtitles | إذا أردت أن تأتي لي ليلاً لن أخجل سأفعل ما تأمرني به |
Eğer bir ara uğramak ya da bir şeyler istersen ekstra odayı kullanmıyorum. | Open Subtitles | لذا إذا أردت أن.. تأتي , لا يهم فأنا لا استخدم الغرفة الإضافية |
Evey, dizayn ederek, Eğer bir kalp krizi isteseydim Doğru yerlerde bulundum. | TED | حسناً، تصميمي، إذا أردت أن أصاب بسكتة قلبية لقد ذهبت الى الأماكن المناسبة. |
Her neyse benimle konuşmak isterseniz, sadece şu tuşa basın. | Open Subtitles | إذا أردت أن تتحدث إلي فقط إضغط علي هذا الزر |
Şu anda şey gibi hissediyorum... Bir şeyi yapmak istersem, yapabilirim. | Open Subtitles | أشعر أنني إذا أردت أن أقوم بشيءٍ الآن، يمكنني القيام به |
Çünkü bu sana tekrardan güvenmeyi düşünmeye başlayabilmem için aklıma gelen tek şey bu. | Open Subtitles | لأنّه الشيء الوحيد الذي أرغب بمعرفته إذا أردت أن أثق بكِ مجدداً |