Bazı yorumculara göre.. - .. adam kapıya Kendi isteğiyle geliyor. | Open Subtitles | أشار بعض المعلقين إلى أن الرجل جاء إلى الباب بمحض إرادته |
Eğer sıçan delikten çıkıp zehre basarsa özgür iradesiyle basmış olur. | Open Subtitles | وإذا خرج الجرذ من حفرة وخطا في السم فانه يخطو في السم بمحض إرادته |
Ama onun aşkını, Kendi isteği dışında kazanırsam, buna aşk denmez. | Open Subtitles | ولكن إذا كان لي أن حبه ضد إرادته , هذا ليس الحب على الإطلاق. |
Tanrı onu size emanet etti, Alicia. İradesi böyle. | Open Subtitles | لقد عهد بها الرب إليكِ أليسيا, وهذه إرادته |
Ama Onu gemiye almadan önce, bunu Kendi rızasıyla yaptığından emin olmalıyım | Open Subtitles | لكن قبل أن أسمح لأي أحد أن يصعد على متن السفينة يجب أن أتأكد . لو أن هذا بمحض إرادته أم لا |
Fiziksel olarak orada olmasa da irade gücüyle onu hayatına soktu. | Open Subtitles | بالرغم من عدم قدرتها على الوجود هناك فيزيائياً... جلبها إلى حياته بقوة إرادته... |
NasıI doğumdan öncesine geri dönmek yoksa gözleri açıIan bir körde... Kendi isteğiyle tekrarkaranlığa dönemez. | Open Subtitles | أو يعود للظلمة بمحض إرادته أو أن يعمى عندما يهدى هبة البصر مثلما لا يمكنه أن يمنع ولادته |
Ölümlü kanına ihtiyacımız var, Kendi isteğiyle verecek birine. | Open Subtitles | فنحن بحاجة لدم شخص آدمي يعطيه بكامل إرادته |
Duyduğum kadarı ile Kendi isteğiyle bize gelenler bile, bizim tarafımızdan ihanete uğruyorlarmış. | Open Subtitles | مما أسمعه ، الرجل أتى بمَحض إرادته... ونحن قمنا بخيانته |
Kendi iradesiyle uzay gemisine... ..giren bir adama karşı epey inancın var. | Open Subtitles | لديكِ ثقةٌ كبيرة في رجلٌ صعد إلى مركبة فضائية بمحض إرادته. |
Kendi iradesiyle buraya geldi ki bu da dava hakimin önüne gittiğinde ona avantaj sağlayacak. | Open Subtitles | جاء هنا بمحض إرادته إلتي يمكن أن تكون مفيدة للقاضي الذي سينظر قضيته |
Bunu sormak istemedim. Sorduğum şey, bir FBI ajanı bilinmeyen adamlar tarafından isteği dışında mı tutuluyor? | Open Subtitles | سألتك إنْ كان عميل فدرالي محتجز رغماً عن إرادته بواسطة أشخاص مجهولين؟ |
Ama onu isteği dışında bir şey yapmaya zorlamayacağız. | Open Subtitles | ولكننا لن نجبره على فعل أي شيء ضد إرادته. |
Benim inanışıma göre Kendi iradesi ile bu şekilde davranmadı. | Open Subtitles | فى إعتقادى أنه لم يكن يتصرف وفق إرادته الخاصة |
Tabii bu onun iradesi değilse. | Open Subtitles | إلاّ في حالة لم تكن هذه إرادته |
Hele özel hizmetkarımı Kendi rızasıyla bana katılacak kadar... aklı olan tek Amerikalıyı. | Open Subtitles | خصوصاً خادمي الخاصّ... فقط الأمريكي مَع العبقري يكفي. التحق بي بمحض إرادته الحرّة |
Onun zekası, onun stratejileri, onun irade gücü. | Open Subtitles | من عقله, ذكائه, حيله, بقوة إرادته. |
Belinde sakatlık olan bir insan evlâdı Kendi rızası dışında alıkoyuldu. | Open Subtitles | ثمة إنسان ذي تشوه في العمود الفقري محجوزاً رغماً عن إرادته. |
Soktuğum kamyoneti ellerime verdi ki, tatbik edeyim O'nun isteğini. | Open Subtitles | وضع تلك الشاحنة اللعينة في يدّي حتى احمل إرادته |
Bir bitkiyi kontrol etmek bir şey, fakat bir canlının özgür iradesine hükmetmek çok daha üstün bir idare etme yeteneği gerektiriyor. | Open Subtitles | السيطرةعلىالنباتهوشيءٌ واحد ، ولكنَّ السيطرة على مخلوق يمتلك إرادته الحرة يحتاج الى مستوى أعلى مِن المُناورة. |
Ya da duymak istemediği için. Kim bilir? | Open Subtitles | أو أنه إختار بمحض إرادته أن يتجاهل ذلك من الذي عليه قول غير ذلك؟ |
Buna direnebilen az sayida erkege ise sesinin yaninda dokunusuyla iradelerine egemen olur. | Open Subtitles | وبالنسبة للرجال النادرين الذين بوسعهم المقاومة، فإن صوتها ممزوجاً بلمستها سيعملان على كسر إرادته. |