ويكيبيديا

    "إطار" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • lastik
        
    • çerçevesi
        
    • lastiği
        
    • çerçeve
        
    • kare
        
    • çerçeveye
        
    • içinde
        
    • tekerlek
        
    • tekerleği
        
    • çerçevesini
        
    • lastikle
        
    • çerçeveli
        
    • altında
        
    • kareyi
        
    • jant
        
    Evet, benim duyduğum da buydu. lastik patlamadan hemen önce. Haklısın. Open Subtitles أجل، هذا ما سمعته أنا مباشرة قبل أن ينفجر إطار السيارة
    Zarar görmüş bir ciğeri, inik bir lastik kadar rahat yamayabilir. Open Subtitles يمكنك أن ترقّع ثقب في الرئة بسهولة بقدر ما ترقع إطار
    Mevcut bir çerçevesi olan insanlar, ekonomik bir çerçeve, bir mühedislik çerçevesi, yaptklarının mantığının tüm cevabı verdiğini düşünürler. TED الناس الذين لديهم إطار عمل موجود إطار عمل اقتصادي ، إطار عمل هندسي، ًــ يشعرون انه بالفعل منطقياً في اجابته
    Arabamın lastiği patladı. Open Subtitles كان عندي بعض المشكل بسيارتي. إطار مثقوب.
    En iyisinden, üç vitesli, alüminyum çerçeve, gidon kurdelesi ve bir zil. Open Subtitles عالية، بثلاث سرعات و إطار من الألومنيوم، و شريط للجادون و جرس
    Bence doğa bu şekilde resim yapıyor, birer femto kare, fakat tabii ki gözümüz bunu bütünsel bir bileşim olarak görüyor. TED اعتقدت أنه بهذه الطريقة ترسم الطبيعة لوحتها إطار فيمتو واحد في كل مرة ولكن بالطبع أعيننا ترى المشهد كمركب متكامل.
    Babam lastik patladı demişti, ama teyzem de akü bitti demişti. Open Subtitles أبي قال أنه إطار فارغ وهي قالت أنها إحتاجت دفعهٌ للبدء
    - lastik nasıl değiştirilir biliyor musun? - Tabii ki. Open Subtitles ـ بالطبع , هل تريدني أن أغيّر إطار سيارتك ؟
    Bir lastik al, sonra bir de sopa sokakta döndür dur. Open Subtitles أحضري إطار , و بعدها أحضري عصا و اركضي بالشارع بها.
    Bu portakal ağacını görebiliyorsanız, aslında o bir araba lastiğinin içinde büyüyor, ki bu lastik ters çevirilip dikildi. TED إذا كنت تستطيعون رؤية شجرة البرتقال، أنها حقيقة مزروعة في إطار سيارة، تم قلبه وحياكته.
    Fiziğin çerçevesi oldukça sabittir; ölçtüğümüz bir çok şeyde aynıdır. TED لأن إطار عمل الفيزياء ثابت بدرجة ملحوظة فهو نفس الشيء في العديد والعديد من الأشياء التي نقيسها.
    Böyle bir kural çerçevesi utanç verici, zor bir durumu eğlenceli bir oyuna çevirir. TED إطار القوانين هذا حوّل موقفا حرجا وصعبا إلى لعبة ممتعة.
    Diğer nesnelerin aksine, gözlemcinin referans çerçevesi ne olursa olsun ışığın hızı her zaman sabittir. TED فعلى خلاف بقية الأشياء، سرعة الضوء تبقى ثابتة بغض النظر عن إطار المراقب المرجعي.
    ...yedek lastiği çıkarır. Demek yedek lastik. Open Subtitles ـ يجلبون الإطار الأحتياطي ـ إطار إحتياطي
    Hayır aşkım, eminim başkan da dahil hepimiz ne kadar zeki olduğun konusunda hemfikiriz ama patlak lastiği takman aptalca birşey. Open Subtitles كلا يا حبيبي، أظن أننا جميعًا نتفقوبمافي ذلكالرئيس.. بأنك رجل ذكي جدًا لكنك غبيًا في وضع إطار إحتياطي مثقوب.
    Üzerinde kan lekesi ve yarım parmak izi olan çerçeve parçası buldum. Open Subtitles حصلت على إطار الصورة كسر هنا مع أثر الدم إيجابية والطباعة جزئية.
    Şu anda doğru soruları bulmak ve sormak için güzel bir kavramsal çerçeve oluşturmaya başladık. TED ولكن أعتقد لما أننا الآن في بداية إطار فكري عظيم لاستنتاج وطرح الأسئلة الصحيحة.
    Saniyede 24 kare. Open Subtitles والسينما تظهر الحقيقة بمعدّل 24 إطار بالثانية.
    Ahlaki bir çerçeveye temel olacak şekilde, sayıları nasıl kullanabiliriz? TED كيف يمكننا استخدام الأرقام كأساس لوضع إطار أخلاقي ؟
    Bunlar fortografini cektigim seyler -- bu tekerlek yigini icinde 45 milyon tekerlek var. TED وهذه الاشياء التي صورت كصورة كومة الإطارات هنا فيها 45 مليون إطار. كانت اكبر كومة
    Bu dünyada oynayacak bir tekerleği bile olmayan çocuklar var. Open Subtitles هناك أطفال في العالم لديهم أقل من إطار ليلعبوا به
    Ayrıca, bir kentte yeni, adil bir sosyal ve ekonomik yapının çerçevesini oluşturabilir. TED هذا، في الحقيقة، هو ما يمكن أن يصبح إطار عمل لإيجاد مساواة جديدة اجتماعية واقتصادية في المدينة.
    Hayatımda ilk defa kendimi bir lastikle özdeşleştiriyorum. Open Subtitles هذه المرّة الأولى بحياتي التي أتفهّم فيها شعور إطار.
    Fakat onu görmeyi reddettin çünkü mükemmel küçük resminde çerçeveli değildi. Open Subtitles لكنكِ رفضتِ الإلتفات لها لأنها لم تكن في إطار صورتكِ المثالية
    Floresan tetkikleri yaptınız mı, çizimlerin altında başka bir resim var mı diye? Open Subtitles ماذا عن فحص الفلورسنت، معرفة ما إذا كان هناك إطار اللوحة وراء التوضيح؟
    Her kareyi iki kez büyülttüm. Open Subtitles كبّرتُ ومكبّر ثانيةً كُلّ إطار.
    Sadece kenarda, atmaya hazır halde jant kapağıyla duran biri var. TED تحتاج شخص يقف جانبا مع غطاء إطار السيارة مستعد للرمي.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد