ويكيبيديا

    "إطعام" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • beslemek
        
    • beslemeyi
        
    • yemek
        
    • beslemeye
        
    • doyurmak
        
    • besleme
        
    • yem
        
    • beslemem
        
    • beslenme
        
    • besleyebilir
        
    • beslemesi
        
    • beslemekle
        
    • doyurma
        
    • besleniyor
        
    • besleyemezsin
        
    5.000 kişiyi beslemek ilk 2009 yılında başlattığım bir etkinlikti. TED إطعام 5.000 شخص هو حدث نظمته أول مرة عام 2009.
    Çözüm bu çünkü gerçek insanları beslemek için yeterli kaynak yok. Open Subtitles لأنه الحل، لأننا لن نستطيع بعدها إطعام السكان من البشر الحقيقين
    Niçin bir dakika için dünyayı beslemeyi bırakıp, gelip bizimle konuşmuyorsunuz. Open Subtitles لماذا لا تتوقف عن إطعام العالم ل دقيقة ويأتي أكثر والتحدث الينا.
    Annen 90 yaşına geldiğinde ve kendi başına yemek yiyemezken, Open Subtitles عندما تصبح أمك في الـ90 ولن تتمكن من إطعام نفسها
    gerçekten koşturuyor, çünkü hava sıcak yavrularını beslemeye çalışıyor TED إنها مسرعة حقاً لأن الطقس حار لتحاول إطعام صغارها
    Özel okul ücretini karşılamak ve bir sürü çocuğu doyurmak oldukça zordur. TED وكان من الصعب جدا عليه توفير المال للتعليم بمدرسة خاصة و إطعام حشد كبير من أطفاله
    Eğer ikinizde de güvercin besleme tutkusu yoksa buluşmanızın bir sebebi olmalı. Open Subtitles مالم تكونا تحبان إطعام الحمام فمؤكد ثمة سبب للقائكما
    Bir keresinde bir köleyi tabak düşürdü diye balık havuzundaki yılan balıklarına yem edecekti. TED فقد حاول مرةً إطعام أحد العبيد إلى الثعابين في حوض الأسماك لمجرد إسقاط طبق.
    - Hadi buradan gidelim. - Bekle, köpeği beslemem lazım. Open Subtitles ـ دعنا نخرج من هنا ـ انتظر على إطعام الكلب
    Balina köpekbalıkları beslenme alanları arasında düzenli olarak belli rotaları takip ederler. Open Subtitles تَنطلقُ أسماكُ قرش الحوتِ على الطرقِ المألوفةِ المنتظمةِ بين أفضل إطعام حدائقِ.
    Pekâlâ, kim benimle ahıra girip yaban domuzlarını beslemek istiyor? Open Subtitles إذا من يريد أن يدخل الحظيرة ويساعدني في إطعام الخنازير؟
    Arkadaşlarım ve ben buna canavarı beslemek diyoruz. TED وهكذا دواليك. أسميها أنا وأصدقائي إطعام الوحش.
    Yakalanan balıklar karidesleri beslemek için kullanıldı. Karidesler dünyanın en büyük dört toptancısına satıldı: Costco, Tesco, Walmart ve Carrefour. TED يستفاد من تلك الأسماك في إطعام الجمبري، بعدها يتم بيع الجمبري لأكبر أربع تجار تجزئة عالميين: كوستكو وتيسكو وولمارت، وكارفور.
    Ve sen, köpeği patates cipsi ile beslemeyi bırak. Open Subtitles و أنت كفَّ عن إطعام الكلب رقائق البطاطة.
    Onları beslemeyi öğrendim. Open Subtitles أمضيتُ وقتاً ممتعاً في إطعام الخراف و العودة سيراً
    Annen 90 yaşına geldiğinde ve kendi başına yemek yiyemezken, Open Subtitles عندما تصبح أمك في الـ90 ولن تتمكن من إطعام نفسها
    Ben, ailesini beslemeye çalışan umutsuz bir adamım. - Senin ailen yok ki. Open Subtitles أرجوك أنا مجرد شاب يائس يحاول إطعام أسرته
    Sadece atımı doyurmak ve bir otel bulmak istiyorum. Open Subtitles أبحث عن إطعام حصانى والعثور على غرفه بالفندق.
    Ama evsizleri besleme işinde çalıştığını biliyorsun, değil mi? Open Subtitles لكنك تعلم أنه كان يعمل فى إطعام المشردين .. أليس كذلك ؟
    Balıklara yeni yem vermiştim. Open Subtitles لقد إنتهيت من إطعام السمك وبدأت أقوم بجولاتي
    Normalde, arkadaşım şehir dışındayken, bu arkadaşı günde iki kere beslemem lazım. Open Subtitles يفترض أن علي إطعام هذا الفتى مرتين يومياً، بينما صديقتي خارج المدينة،
    Haberiniz olsun dostlar, bütün buralar onların beslenme alanı. Open Subtitles أخبرك، نعم، أصدقاء، هذه المنطقة الكاملة أرض إطعام رئيسية.
    Doğru iletişim ağı ile Washington eyaleti büyüklüğündeki bir dizi küçük çiftlikler gezegeni besleyebilir. TED مع شبكة صحيحة التوزيع، مجموعة من المزارع الصغيرة، بحجم ولاية واشنطن مجتمعة يمكنها إطعام الكوكب.
    Bilirsin, Clark annenlerin mısırla beslemesi seni güçsüz yaptı sanırdım ama senin karanlık tarafını küçümsemişim. Open Subtitles تعرف كلارك أنا دائماً إعتقدت أن إطعام والديك الذره لك جعلك ضعيف لكن من الواضح أني أستهترت بجانبك الشرير
    Bu kadınları günde üç defa beslemekle sorumluyuz ve bu kadınların koruyucusu benim. Open Subtitles لدينا مسؤولية وهي إطعام هؤلاء السيدات ثلاث وجبات في اليوم وأنا مدافعة عن حقوق النساء
    Kazak başbakan devam eden düşük fiyatlarla ülkesindeki insanları doyurma zorluğu çekeceklerini... Open Subtitles وقال الرئيس الكازاخستاني أنه مع استمرار ضعف الأسعار فالدولة تعجز عن إطعام مواطنيها...
    Yavrular üç aylık olduktan sonra kendileri besleniyor. Open Subtitles يتوقف الآباء عن إطعام صغارهم عندما يبلغون ثلاثة أشهر من العمر
    Ama birilerini benim sorunlarımla besleyemezsin! Open Subtitles ولكنك لا تستطيعين إطعام شخص آخر مشاكلي ماذا..

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد