| ABD'de Chip&PIN'li kartlar için hazır olun. | TED | حول إعداد بطاقات للدفع ذات شريحة ورقم تعريف شخصي في الولايات المتحدة. |
| Görev yerini bırakıp gittin. Başka bir ajan, senin işini yapmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | لقد تركت موقعك بدون إعداد وكان على عميل آخر أن يغطّي عليك |
| Çocukken yaptığınız gibi benimle krem şantiyi hazırlamak ister misiniz? | Open Subtitles | أتودان إعداد الكريمة المخفوقة معي كما كنتما تفعلان في صغركما؟ |
| Evet, sana rendelenmiş limon kabuğuyla marine edilmiş lazanya yapmayı öğreteceğim. | Open Subtitles | الغداء ؟ نعم ، سأعلمك إعداد اللازانيا بنكهة الريحان و الليمون |
| eğer bu ikisi karışıp da bir parti yapmaya karar verirlerse. | Open Subtitles | في الواقع سيتفاجأ الجميع إذا قرر الإثنان الإختلاط و إعداد حفلة |
| Yardımcılarımdan biri bu söyleşiler için hazırlık yaparken senin de bir profilini çıkartmıştı. | Open Subtitles | ،واحدة من مجموعتي في إطار إعداد هذا اللقاء، قامت بعمل ملف تعريف عنك |
| Şimdi bana bir sandviç yapar mısın lütfen? | Open Subtitles | الآن , هل يمكنكِ إعداد ساندوتش من أجلى , رجاءً ؟ |
| Baba, ben 12 yaşında değilim, kendi akşam yemeğimi yapabilirim. | Open Subtitles | أبي، أنا لست في الثانية عشر، أنا أستطيع إعداد عشائي |
| Belki yemek pişirecek zamanı yoktur, bu yüzden hazır yemekler seçer, bu genellikle ne anlama gelir? | TED | ربما ليس لديها وقت للطبخ، لذلك تختار إعداد وجبات تناسب أوقاتها، وماذا يعني ذلك عادةً؟ |
| Her şey hazır, efendim. Asla tepeye kadar ulaşamzlar. | Open Subtitles | لقد تم إعداد كل شىء ياسيدي لن يتمكنوا من إجتياز التل |
| Çıkmak istiyordun, çıktın. Ekmek yapmak istiyorsan, yap. | Open Subtitles | إن أردت التوقف، فلك ذلك إن أردت إعداد الخبز، تفضل في أمان الله |
| İyi bir aşçısın. Keneotu tohumundan "risin" yapmak... - ...zor olmasa gerek. | Open Subtitles | أنتِ طاهية بارعة، إعداد سم الرايسين من بذور الخردل لن يكون صعباً، أليس كذلك؟ |
| Bu, Amerikalı bir ailenin her gün yemek hazırlamak, yemek yemek ve sofrayı toplamak için harcadığı ortalama süre. | TED | هذا هو متوسط الفترة الزمنية التي تقضيها عائلة أمريكية في إعداد الطعام وتناوله وتنظيف ما بعد الوجبات يوميًا. |
| Bazen insanlara ateş ederken yemek yapmayı sever. | Open Subtitles | يحب أحياناً إعداد المعجنات وهو يقتل الناس |
| Bu kırık pirinçle rizotto yapmaya benziyor galiba. | Open Subtitles | مثل إعداد الأرز المكسيكي بأرز من النوع السميك |
| Tam olarak 12 yıl önce beyin-makine arayüzü adında bir hazırlık yarattık. | TED | بالتّحديد، منذ 12 سنة مضت، قمنا بابتكار إعداد سمّيناه "الواجهات بين دماغ-آلة" |
| Ben pastırmayla yumurtaları ayarlayayım. Siz kahveyi yapabilir misiniz? | Open Subtitles | . سأعد بعض البَسطرمة والبيض أتستطيعيّن إعداد القهوة ؟ |
| Ustam bana ocakları hazırlattı. çünkü o zamanlar bu iş ocak hazırlama işiydi. | TED | علمني الخبير إعداد الأفران لأن هذا العمل كان جزء من صناعة وإعداد الأفران حينذاك |
| - Yemeği hazırlamaya başlasam iyi olacak sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأفضل البدء فى إعداد العشاء |
| Meksika hükümeti yakın yerlerdeki kişileri tahliyet etmeye hazırlanıyor. | Open Subtitles | والحكومة المكسيكية على إعداد خطة الإخلاء للمنطقة المحيطة. |
| Tüm Kung Fu ustaları için yemek hazırlamam isteniyor. | Open Subtitles | ، أن يُطلب مني إعداد وجبة لكل معلمي الكونج فو العظماء |
| Eğer ikiniz masayı hazırlamama yardım ederseniz bir aile gibi oturur, her şeyi konuşuruz. | Open Subtitles | إذاً ، إن ساعدتماني في إعداد الطاولة فسنجلس كعائلة ، ونناقش كل شيء. |
| İsterseniz farklı bir şeyler hazırlayabilirim. | Open Subtitles | بإمكاني إعداد شيئاً مختلفاً لأجلك إذا أردت ذلك |