Üçüncüsü, ileri düzey gönderim araçları kullanacağız, bununla amaç, mevcut ilaçları vücutta tam da gitmesi gereken yere göndermek. | TED | الثالث، نحن نبني وسائل توصيل متقدمة لتوجيه الأدوية القائمة بدقة إلى حيث الأماكن التي تحتاج الوصول إليها في الجسم. |
Bir ürünün nerede nasıl üretildiği ve bulunduğu yere nasıl geldiği gibi doğruladığımız ve izlediğimiz bilgileri nasıl paylaşacağız? | TED | كيفية مشاركة المعلومات التي قمنا بالتحقق منها وتعقبها حول مصدر المنتج، وكيفية إنتاجه وكيف وصل إلى حيث هو الآن؟ |
Sonra devam et, devam et. Kitap insanların yaşadığı yere kadar. | Open Subtitles | ثم تستمر فى السير حتى تصل إلى حيث يعيش الناس الكتاب |
Yavaş ol. Böyle. Şimdi oku "çalıştır" yazan yere götür. | Open Subtitles | بسهولة هكذا حركي السهم الآن أسفل إلى حيث يقول تشغيل |
- Sadece beni bir an önce istediğim yere bırakmanı istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريدك أن توصلني إلى حيث طلبت منك، حسناً ؟ |
baba beni annemin olduğu yere götürmelisin, yoksa gerçekten kötü birşeyler olacak ona | Open Subtitles | أبي؟ يجب أن تأخذني إلى حيث أمّي، أو أن شيئاً سيئاً سيحدث لها |
Bak, başladığın yere döndün. - Ama bu sefer masaya bağlısın. | Open Subtitles | عدتَ إلى حيث بدأتَ، إلاّ أنّكَ مقيّد إلى طاولة هذه المرّة |
O zaman en başından itibaren o yolda ilerlerdi ama babasıyla aynı yere gelene kadar üç kez yer değiştirmiş. | Open Subtitles | حينها كان سيختار ذلك الطريق من البداية إلا أنه قد غير مكانه ثلاث مرات حتى وصل إلى حيث يوجد والده |
Kâr oranlarıyla. Eğer kâr oranlarıyla para kazanıyorsanız elbette en yüksek gelire sahip insanların olduğu yere gidersiniz. | TED | وإذا كنت تجني المال من خلال نسب الأرباح فإنك بالتأكيد، ستذهب إلى حيث الأشخاص ذوي الدخل الأعلى |
Yenilikçi ilaç çalışmalarını daima en büyük problemlerin olduğu yere yönlendiren bir tür makine gibi işler. Buna belki de henüz mevcut olmayan hastalıklar da dâhil. | TED | إنه نوع من الآلة التي توجه الابتكار الصيدلاني إلى حيث لدينا أعظم المشاكل، ربما لأمراض لا وجود لها حتى الآن بعد. |
Servet transferinin yapıldığı yere baktığınızda, Orta-Doğuya, bizden uzağa giden oklar olduğunu görebilirsiniz. | TED | الآن حين تنظرون إلى حيث يحدث انتقال الثروة، يمكن أن تروا هنا أنه لدينا الأسهم تتجه نحو الشرق الأوسط وبعيدا عنا. |
Onları uygun şartlarda büyüyebilecekleri bir yere getirin ve hasta olmadan önce sağlıklı olmalarını sağlayın. | TED | نحضرهم إلى حيث يزدهرون ونحاول أن نجعلهم أكثر صحة قبل أن يصابوا بالأمراض |
Gerçekten dünyadaki her şey ile birlikte fotoğrafçılığa da küsmüştüm. Doğduğum yere geri dönmeye karar verdim. | TED | كنت منزعجاً جدًا من التصوير الفوتوغرافي من كل شيء في هذا العالم وأتخذت قرار بالعودة إلى حيث ولدت. |
Mahkeme süreci devam ediyor, ve eminim ki eninde sonunda onları bulacağız ait oldukları yere koyacağız. | TED | اجراءات المحاكمة تنعقد الآن، وأنا واثق جداً أنه في نهاية اليوم سنجدهم، وسوف نضعهم إلى حيث ينتمون |
Eğer onu ordan çekmeye çalışırsam mukavemet eder ve olmak istediği yere geri döner. | TED | إن أردت تحريكها تقاومني، وتعود إلى حيث تريد أن تكون. |
Bizi olduğumuz yere getirdi, ama artık buna bir son vermeliyiz. | TED | أوصلتنا إلى حيث نحن الآن، لكن علينا أن نتوقف. |
Gideceğimiz yere vardığımızda, yüksek teknoloji ekipmanlarımızı kurduk. | TED | حين وصلنا إلى حيث كنا ذاهبين، نصّبنا معداتنا العالية التقنية. |
Çalışan sayımız 800'ü geçmek üzere ve her yerdeler, Kaliforniya'dan Alabama'ya, Missisipi'ye, Teksas'ta yaşadığım yere. | TED | تعتمد شركتنا على أكثر من 800 موظف، يعيشون في كل مكان، من كاليفورنيا إلى ألاباما، إلى ميسيسيبي، إلى حيث أعيش في تكساس. |
Trafik yönetimi algoritmaları, yolcuları ve boş asansörleri olmaları geren yere götürmek için mesafeye göre binen kişileri gruplandırır. | TED | وتجمع خوارزميات إدارة الحركة داخل المصعد الركاب حسب الوجهة لحمل الركاب والمقصورات الفارغة إلى حيث يجب أن تكون. |
Sıcaklık ne olursa olsun, yolunda ne olursa olsun farketmiyor; nereye gitmesi gerekiyorsa oraya gidiyor. | TED | لا يهم درجة الحرارة ولا يهم ما يعيق طريقها ستصل تقريبا إلى حيث تحتاج |
Uzun vadede nereye gittiğimizi düşünüyorum Chris, tekrar nükleer enerjiye dönmemizde benim için sorun yok. | TED | لكن يا كريس، أظن أنه إلى حيث نتجه، على المدى الطويل، لا أمانع في العودة إلى النووي. |
Komplikasyon oluşmazsa kısa sürede yemek yediğimiz yerlere patronluk taslamaya dönebilirsin. | Open Subtitles | حسنا، بلا اختلاطات، ستعود قريبًا لتوجيهنا إلى حيث يجب أن نأكل. |