ويكيبيديا

    "إنه فقط" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Sadece
        
    • Yalnızca
        
    • işte
        
    Bu Sadece neden araştırma tabanlı merakın desteğine ihtiyacımız olduğunun bir örneği. TED إنه فقط مثال على لماذا نحتاج أن ندعم البحوث المبنية على الفضول.
    Jerry, bu Sadece Saturn'ün etkisinin kötü olduğu anlamına geliyor. Open Subtitles جيري، إنه فقط يعني زحل سيئ التأثير إنه فقط خاص
    Yapma. O deli değil. Sadece senin bedenin için yanıp tutuşuyor. Open Subtitles بحقك , إنه ليس مجنوناً . إنه فقط يشتاق إلى جسمك
    Sadece benimle gelmek istedi. Rocky, seninle dışarda konuşalım mı? Open Subtitles إنه فقط أراد أن يمر،هل تمانع لو تحدثت معك بالخارج؟
    Muhtemelen Sadece etrafında dönüyor. Yapacak fazla bir şeyi yok. Open Subtitles إنه فقط يستعمل القوة والتهديد ليس لديه شيء آخر يفعله
    - Hayır, Sadece... Neler yaşadığını biliyorum çünkü ben de o yollardan geçtim. Open Subtitles كلا , إنه فقط , أعرف ما الذي تمر به لأنني كنت هناك
    Yani, herhalde hepimizin istediği gibi Sadece biraz kafasını boşaltmak istiyordur. Open Subtitles إنه فقط على الأرجح أنه يحتاج لفترة راحة من كل شيء,
    - Sadece aklına girmek düşündüğümden daha fazla güç gerektiriyor. Open Subtitles إنه فقط يأخذ سحراً أكثر مما اعتقدت للدخول إلى عقلها
    Bu "O dağa tırmanamaz. O Sadece bir insan" demeye benziyor. Open Subtitles ذلك مثل القول إنه لا يستطيع تسلق الجبل إنه فقط رجل
    Sadece aşkı hep yanlış yerlerde aradığını fark eden bir adamla ilgili. Open Subtitles إنه فقط شخص , أدرك أنه يبحث عن الحب في الأماكن الخاطئة
    Bu Sadece hepimizin ölmesine neden olacak asil bir duygu. Open Subtitles إنه فقط ذلك النوعِ مِنْ الشعورِ النبيلِ الذي سَيَقتلنا جميعاً
    Evim gerçekten çok güzel güneş alıyor. Ben de Sadece güneşleniyorum. Open Subtitles أوه , إنه فقط مشمس في منزلي لذلك فأنا فقط أستلقي
    O Sadece bir piyon, dostum. Ben tepedeki adamın peşindeyim. Open Subtitles إنه فقط الوسيط, يارجل لكنني أريد الرجل الذي في القمة
    Sadece ikimizin, hayatlarımızı birleştirmek için almış olduğumuz bir karar. Open Subtitles إنه فقط عباره عن بالغان قررا أن يمضيا حياتهما معاً
    Bak, Maddy, tatlım, dinle, o Sadece seni korumaya çalışıyordu. Open Subtitles انظري يا جميلة، يا حلوة، اسمعي إنه فقط يهتم بك
    Duyduğum ses değildi. Ses falan hiç olmadı, Sadece senin deliliğin var. Open Subtitles ولكن ليس هناك ضوضاء ولم تكن أبداً إنه فقط جنونك , إنه
    "Ben daha çok-" Bu ne be? Eski bir aşk mektubu Sadece. Open Subtitles إنه فقط خطاب حب قديم، لا يعني شيئ ولكن إنظر الى هذا
    Bu adam Sadece kilisesindeki onu yemeğe çıkarmak isteyen yalnız bir dul. Open Subtitles إنه فقط مجرد أرمل وحيد من الكنيسة و الذي يريد أخذها للعشاء
    Hiç gitmedim ama gitmiş olsaydım ki gittiğimi söylemiyorum Sadece güvenlik görevlilerinin çok profesyonel LAPD memurları olduğu için giderdim. Open Subtitles كلا ، لايعني هذا أنني ذهبت لكن إن فعلت و انا لا أقول بأنني فعلت إنه فقط لكون رجال الأمن
    Bu Yalnızca yapmamız gereken bir şey. İlla hoşlanman gerekmiyor. Open Subtitles إنه فقط شيء نفعله لا يعنى أنه عليك ان تحبه
    -Değil işte. -Neden seni aptal herif? Open Subtitles إنه فقط ليس ممكنا لماذا ليس ممكنا ايها الوغد الغبي ؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد