Eğer tek başına yapamam diyorsan, biz sana yardım edeceğiz. | Open Subtitles | إنّ كنت لا تستطيع القيام بذلك نحن وأنت سنشكل فريقاً |
Eğer tek başına yapamam diyorsan, biz sana yardım edeceğiz. | Open Subtitles | إنّ كنت لا تستطيع القيام بذلك نحن وأنت سنشكل فريقاً |
Bak, istersen... İstersen bunu ben hallederim. Yani Eğer rahatsız olacaksan. | Open Subtitles | أنصت، أستطيع تولّي هذا لوحدي، إن أردت إنّ كنت غير مرتاحاً |
Dinle, yerinde olsam bunu es geçerim, tamam mı? | Open Subtitles | أنصت، أنصحك ألا تحتسي ذلك إنّ كنت في مكانك |
Fotoğrafçılarla olan geçmiş ilişkilerimden ötürü her işi geri çevirecek olsam bu sektörde kariyer yapamazdım. | Open Subtitles | إنّ كنت أرفض كلّ وظيفة بسبب العلاقة الماضيّة مع المصورين فما كانت لديّ وظيفة في هذه الصنعة |
Eğer bir parçacık fizikçisi iseniz, parçacıkları çarpıştırdığınızda neler olacağını bilmek istersiniz. | TED | إنّ كنت فيزيائيّ جسيمات، فسترغب في معرفة ما الذي يحدث عند اصطدام الأشياء ببعضها. |
Eğer onları atlatamazsan karını bir daha göremezsin. | Open Subtitles | إنّ كنت لا تستطيع إضلالهم، لن ترّ زوجتك ثانيةً. |
Eğer karını öldüren adamı bulursan sen de onu öldürürsün. | Open Subtitles | إنّ كنت تريد أن تعرف من قتلَ زوجتك. أنت ستقتله بالتأكيد. |
Senin aksine, Eğer ben dedektif olmak istesem bunun hak etmek için gerçekten çalışmam gerekir. | Open Subtitles | إنّ كنت تريد أنّ تكون مخبراً يجب أنّ تجتهد لكي تكسب عيشك. |
Eğer onu bir daha görecek olursanız başına bir şey gelmeden, ya da birileri onu içeri tıkmadan önce kahramancılık oynamayı bırakmasını söyleseniz iyi olur. | Open Subtitles | إنّ كنت تتعقبه، عليّك أنّ تخبره أنّ يكفْ عن أعماله البطوليّة. قبل أنّ يتأذى أو يعود للسجن. |
Eğer operasyona bir faydam olacaksa. | Open Subtitles | أقصد، إنّ كنت سأقدم المساعده بهذه العمليّة. |
Eğer öyle bir şeyse, bu büyüleyici. | Open Subtitles | رائع، إنّ كنت ذا خبرة بأمر كهذا، كما تعلم. |
Unuttum mu bilmiyorum ama Eğer bunu yaparsak aramız bozulabilir ve bunu kaybedebiliriz ve şu an hayatımdaki tek güzel şey bu. | Open Subtitles | أعني , لا أعلم ما إنّ كنت تخطيت ذلك .. لكن لو تطرقنا للمضي. فقد يفسد الأمر ، و نخسر ما بيننا و هذا هو الشيء الجيد الوحيد الذى بحوزتى الآن. |
Eğer nüfus sayımı için geliyorsan beni listeden çıkar! | Open Subtitles | إنّ كنت واحد من التعداد السكانيّ، فلا مكان لك عنديّ هُنا! |
Eğer kendi iyiliğini düşünüyorsanız, konuşacaksınız, efendim. | Open Subtitles | فلتتحدث، سّيدي، إنّ كنت ترغب بذلك |
Eğer Montgomery County'de iseniz. | Open Subtitles | إنّ كنت من سكان مقاطعة "مونتنغومري"، |
Ben olsam Generale güvenliğinin en az olduğu yerde saldırmak isterdim ve Sandimar'da adam bir ordu tarafından korunuyor. | Open Subtitles | إنّ كنت مكانه لن أقتل الجنرال حيث الأمن أضعف و بـِ"سانديمار" محاطاً بالجيش أقصد أنّ الجنرال لن يغادر"سانديمار"، |
Yerinde olsam bunu yapmazdim. | Open Subtitles | -مّا كنتُ لأفعل هذا إنّ كنت مكانكَ . |
Yerinde olsam bunu yapmazdım. | Open Subtitles | -مّا كنتُ لأفعل هذا إنّ كنت مكانكَ . |