İşin seksi yönü ise, aynı zamanda patronun kızıyla yatıyor olması. | Open Subtitles | و ما يجعل الامر اكثر اثارة انه كان يضاجع ابنة رئيسه |
O kadın hayatında görebileceğin en seksi ve ateşli şey. | Open Subtitles | انها اكثر الاشياء اثارة التى يمكن ان تراها فى حياتك |
Benim yaptığım en ateşli, en aptalca ve en seksi hataydı. | Open Subtitles | لقد كانت الغلطة الاغبى والاكثر اثارة وشهوانية التي سبق ان فعلتها |
en ilginç şeylerden birisi bir soruya karşılık olarak verilen bir cevaptan gelmedi onun yerine basit bir misafirperverlik jestinden geldi. | TED | وواحدة من اكثر الامور اثارة للاهتمام لم تأتي من الاختبار نفسه بل جاءت من تصرف بسيط كنا نقوم به لنرحب بالمتطوعين |
Ben İngilizcenin bu günlerde en ateşli şey olduğunu duydum. | Open Subtitles | أسمع أن الصراخ بالانجليزي هو الشئ الأكثر اثارة هذه الأيام. |
Ve bir şarkıyı seyircinin karşısında ilk kez çalmaktan daha heyecanlı olan çok az şey vardır, özellikle de şarkının sadece yarısı tamamlanmışsa. | TED | وهناك بعض الاشياء اكثر اثارة من مجرد اداء اغنية لاول مرة امام جمهور, خصوصا عندم تكون نصف مكتملة. |
Çünkü tanımadığın biriyle yatmaktan, daha heyecan verici başka bişey yok. | Open Subtitles | لانة لا يوجد اكثر اثارة من اقامة علاقة مع شخص غريب |
Bazı şeyler göründüklerinden daha seksi olabilirler. Bu kadar yeter. Ben gidiyorum. | Open Subtitles | فريق ؟ ربما تكون الاجسام اكثر اثارة مما تبدوا عليه هذا يكفي. |
Dedim ki: "Aslında bundan daha seksi bir şeye ihtiyacım var. | TED | فقلت له اريد شيئاً اكثر اثارة من هذا .. |
O şimdiye kadar beraber olduğum en zeki, en zevkli ve en seksi adam! | Open Subtitles | انه الرجل الألمع, الأكثر حنكة و الأكثر اثارة الذي رأيته في حياتي ؟ |
Ama ne daha seksi olurdu biliyor musun? | Open Subtitles | و لكن هل تعرف ما الذي سيكون أكثر اثارة ؟ |
Neden bazen bir adamın boynuna kravat takmak çıkarmaktan daha seksi olur? | Open Subtitles | لماذا دائماً وضع الرابطة حول عنق الرجل.. أكثر اثارة من نزعها |
Platin kartını oltaya taksa senden daha seksi on kız yakalar. | Open Subtitles | يستطيع وضع بطاقتة البلاتينية في خيط سناره و يصطاد عشر فتيات أكثر اثارة منكِ |
Ama bu hikaye, bundan çok daha ilginç. | TED | ولكن هذه القصة حتى أكثر اثارة للاهتمام من ذلك |
Diğer yandan, insanlar arasındaki iletişim, çok daha karmaşık ve ilginç çünkü bizler görünenin ifade edilenin haricinde çok daha fazlasını hesaba katıyoruz. | TED | بينما التواصل بين البشر فهو اكثر تعقيداً .. واكثر اثارة للاهتمام لان بتواصلنا ذاك نستخدم اكثر من التعابير المباشرة |
Ve en ilginç gezi, Teğmen. En ilginç! En ilginç! | Open Subtitles | والأكثر اثارة أيضا أيها الملازم الأكثر اثارة, الأكثر اثارة |
Bu korku ve gerilim olacak ama çoğunlukla ateşli seks olacak. | Open Subtitles | سوف يكون اثارة وهدوء لكن بالغالب سيحتوي على الكثير من الجنس |
Kabul, cüretkâr oluşu geceyi heyecanlı hale getirmişti. | Open Subtitles | أعترف أن الأمر كان جريئاً وذلك ما أضفى عليه اثارة. |
Çok heyecanlı olmalısın çünkü yaptığın şey daha ateşli olamazdı. | Open Subtitles | إذن، عليكأن تكونمتحمساً.. لأن الفن الدخيل هو الاكثر اثارة |
Sanırım bu sana bir heyecan veriyor. Küçük kirli bir heyecan. Sanırım beni kendi özel kirli kartpostalın olarak görüyorsun. | Open Subtitles | أفترض بأن هذا يمنحك الاثارة , اثارة قذرة و صغيرة أفترض أيضاً بأنك تراني ملكا لك |
Harry Potter'dan sonra en çekici çocuk romanı yazarı kim? | Open Subtitles | من هى مؤلفة كتب الاطفال الاكثر اثارة منذ هارى بوتر؟ |
Büyük bir orkestral performansın heyecanı, müzisyenlerin kollektif olarak tek ve bütün bir konsepti üretmeyi denemesinden gelir. | TED | اثارة اداء اوركسترا رائع يأتي من محاولة اخذ جماعة من الموسيقيين لانتاج مفهوم واحد موحد |
Robbie... En Havalı Antrenman... | Open Subtitles | شارلي, إعداد اماكن التمارين الاكثر اثارة |
Despot günlerinden önce asiliğin heyecanını bilirdin. | Open Subtitles | في أيامك الفاشية، كنت تعرف اثارة التمرد التافه. |