Ve bir süre sonra sorunun yeterince dua etmediğimden kaynaklanmadığını fark ettim. | Open Subtitles | وبعد مدة أدركت ان السبب ليس انني لست ادعي بما فيه الكفاية |
Kendini tut ve şuradaki gibi bir şey çıkmaması için dua et. | Open Subtitles | أمسكيه في الداخل و ادعي بأن لا . يتحول لمثل هذة الفتاة |
Mahşer Günü geldiğinde merhametli davranması için sana dua ediyorum anne. | Open Subtitles | ادعي لك يا أمي على ان يكون رحيماً في يوم الحساب |
Ve kesin olarak optik kaynağın onu çağırdığını iddia edemem, çünkü tuzak tam oradaydı. | TED | وانا لا استطيع ان ادعي على وجه التاكيد ان المصدر الضوئي جذبه .. لانه كان هناك الكثير من المغريات في تلك المنطقة |
Birisi kendimi eleştirel dinleyicilere maruz bırakma gönüllülüğü ve ne yaptığım hakkında emin olduğumu iddia etmek. | TED | الاول هو الرغبة في ان اعرض نفسي على الجمهور الناقد دون ان ادعي انني واثق مما اقوم به |
Piskopos ve onun çocuklarını yarın için akşam yemeğine davet et. | Open Subtitles | ادعي القس و و اولاده للمجيء على العشاء غدا |
Michael, yemek neredeyse hazır. İstersen arkadaşlarını da çağır. | Open Subtitles | مايكل الغذاء جاهز ادعي أصدقاءك اذا أردت |
Kabul etmek zorsa bilmiyormuş gibi davran. | Open Subtitles | إن كان هذا صعب عليك ادعي بأنك لا تعلم شيئا |
Bu olmamış gibi davranamam. | Open Subtitles | روس قال اسمي لا استطيع أن ادعي أن ذلك لم يحدث |
Her erkek çocuk sahibi oluşumuzda içkiye düşkün olmasın diye dua ettim. | Open Subtitles | كلما يلد مولود كنت ادعي بأن لا يصبح مدمن على الشراب |
lütfen benim için dua et... dua et, kuvveti içimde bulmam için, asla kaderinin zayıflamasına izin verme. | Open Subtitles | أدعي لي اليوم بالمباركة ادعي بأن أجد القوة لكي لا أجعل ثقتك بي تقل |
Son on dakikadır geçen bir araba görmediğimizi dikkate alarak, telefon sinyali için dua etmeye başlasak iyi olur derim. | Open Subtitles | بأعتبار اننا لم نرى اي سيارة مرّت خلا الـ 10 دقائق الماضية سأقول انني ادعي للحصول على استقبال للهاتف |
Yapacağın en güvenli şey eve gidip dua etmek ve televizyon izlemek. | Open Subtitles | أأمن شيء ان تعمليه هو الذهاب للمنزل, ادعي, وتفرجي التلفاز. |
Peki o zaman, bu sefer Tanrılara sana nefes alan bir çocuk vermesi için dua edeceğim. | Open Subtitles | حسناً, إذاً سوف ادعي بهذه المره ان يعطوكِ الآلهه طفل يتنفس |
...biz günahkârlar için şimdi ve ölüm saatimizde dua eyle. | Open Subtitles | ادعي لنا نحن المذنبين الآن وفي ساعة موتنا |
Kara delik olduğunu iddia ettiğim nesnenin kütlesinin ne olduğunu ve Schwarzschild yarıçapını bilmem gerek. | TED | اريد أن أفهم كتلة الجسم الذي ادعي بكونه ثقباً أسوداً و ما هو شعاع شوارزشيلد خاصته |
İnsanlar Lochness canavarını da gördüklerini iddia etmişlerdi. | Open Subtitles | . هناك عشرة شهود قد شاهدوه ,لقد ادعي انه قد راءه |
Aşık olmayı isteriz, ...orada olduğunu iddia etsen de, ...görmediğimi düşünsen de heyecan içinde parmaklarını yakalarsın. | Open Subtitles | ان تحب ما نحب اذا كنت ادعي ان يكون هناك اذا كنت تعتقد انني لا ارى |
Galen uyluk kemiğinin eğimli olduğunu iddia etmişti çünkü köpeklerde öyle görmüştü. | Open Subtitles | ادعي جالينوس إنها مقوسة لأنه رأي هذا أيضاً في الكلب |
Asistanıma, "Diğer kadın temsilcileri davet et" dedim. | TED | فقلت لمساعدتي " ادعي الممثلات الدائمات في الامم المتحدة " - ضمن فرق الدول الاعضاء - |
Michael, yemek neredeyse hazır. İstersen arkadaşlarını da çağır. | Open Subtitles | مايكل الغذاء جاهز ادعي أصدقاءك اذا أردت |
Hyung, sen sadece yapıyormuş gibi davran, sorun çıkmaz. | Open Subtitles | هيونغ، فقط ادعي بأنك تقوم بذلك وهذا سيكون كافياً |
- Seni tanımıyormuş gibi davranamam. | Open Subtitles | حسنا ، انا لا استطيع ان ادعي اني لا اعرفك |