Benim demeye çalıştığım şey, ziyaretçilerimiz olağanüstü bir çabayla evleriyle haberleşmek istiyorlar. | Open Subtitles | أقول أنّ زائرينا مُهتمّون بشكل استثنائيّ بإقامة قناة إتّصال مباشرة مع موطنهم. |
Bir bebeğin ilk kez yürüdüğünü görmek olağanüstü bir şeydir. | Open Subtitles | رؤية طفل يمشي للمرّة الأولى لهو شيء استثنائيّ حقا. |
İnsanları gözünden tanımada olağanüstü derecede başarılıyımdır. | Open Subtitles | إنّي بارعة على نحوٍ استثنائيّ في قراءة البشر. |
olağanüstü doktorluğu bir kenara, işin aslı, olağanüstü bir insandı. | Open Subtitles | ويمكنكِ التغاضي عن كونه.. طبيب استثنائيّ لأن الحقيقة الأهمّ أنه كان... |
Teknolojimiz bize eşsiz şekilde zaman içinde ve dışında gezinmemize olanak sağlıyor. | Open Subtitles | أمّنَتْ لنا تقنيّتنا بشكلٍ استثنائيّ إمكانيّة السفر ضمنَ و خارج نطاق الزمن، |
Birine aşık olduğun zaman, insan eşsiz bir şekilde incinebilir oluyor. | Open Subtitles | أظنّك لمّا تحبّين أحدًا ويبادلك الحبّ، فتصيرين ضعيفة على نحوٍ استثنائيّ. |
Her ne yüklediyse, şifrelemesi olağanüstü. | Open Subtitles | أيًّا يكن ما رفعتْه، تشفيره استثنائيّ. |
Çok genç gözüküyor. olağanüstü. | Open Subtitles | أشعر وكأنه "شبابي جداً" "استثنائيّ" |
narsist bir şekilde olağanüstü hissediyor! | Open Subtitles | لكنه في ذات الوقت استثنائيّ نرجسيّ! |
Benim olağanüstü bir insan olduğumu düşünüyor! | Open Subtitles | هو يعتقد أني شخصٌ... استثنائيّ! |
"olağanüstü bir insan ve en iyi kız kardeşsin. | Open Subtitles | "شخصٌ استثنائيّ و أفضل شقيقة. |
olağanüstü. | Open Subtitles | انه استثنائيّ |
Bence birisine aşık olduğun zaman, eğer o kişi de hislerini paylaşırsa eşsiz bir şekilde incinebilir oluyor insan. | Open Subtitles | أعتقد أنّك حين تحبّين أحدًا ويبادلك الحبّ، تصيرين ضعيفة بشكل استثنائيّ. |
Birine aşık olduğun zaman, insan eşsiz bir şekilde incinebilir oluyor. | Open Subtitles | أظنّ المرء حين يحبّ أحدًا، يصير ضعيفًا بشكل استثنائيّ. |