üzgünüm, evlat, ...ama bana emir verirken çok aptal görünüyorsun. | Open Subtitles | انا اسفه يابني ولكنك تبدو كالرئيس عندما تعطي لي الاوامر |
Bayan, üzgünüm ama mesleğim gereği bu olasılığı göz önünde bulundurmalıyım. | Open Subtitles | سيدتى ، انا اسفه لكن بشكل محترف هناك امكانيه لحدوث هذا |
Bak Jack... kendini bu pisliğin içinde bulduğun için üzgünüm. | Open Subtitles | انظر يا جاك انا اسفه لانك تورطت في هذا الهراء |
Buraya gelen sadece ben olduğum için çok özür dilerim. | Open Subtitles | انا اسفه لاننى الشخص الوحيد الذى استطاع الحضور الى هنا |
Özür dilerim tatlım. Üzerinde böcek vardı, tamam mı? Ölü bir böcekti, üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفه يا عزيزتي كان هناك حشره عليها حسناً حشره ميته أنا اسفه |
Merhaba. Pardon, sorguya başlamalıyız. CTU bildiklerinizi öğrenmeye can atıyor. | Open Subtitles | مرحباً ، اسفه ولكننا بحاجه لبدء الاستجواب الوحده متلهفه لاكتشاف ما تعرفون |
üzgünüm, ahbap, ama bugün ne kadar stresli, olduğunu gördün. | Open Subtitles | انا اسفه ولكن يا صديق الم ترى كم هي منهكه |
üzgünüm, burada kalmamalısın. En azından bu işi çözene kadar. | Open Subtitles | انا اسفه ولكن عليك البقاء هنا حتى نجد حل لهذا |
Sana bahsetmediğim için üzgünüm. Ama ailen zaten kabul etmişti. | Open Subtitles | انا اسفه اذا فاجئتك , لكن انا ووالداك تناقشنا الموضوع |
Böldüğüm için üzgünüm, Bay Rearden. 2. hatta acil bir telefon var. | Open Subtitles | اسفه للتدخل , سيد ريردن ولكن يوجد مكالمه طارئه على الخط الثانى |
üzgünüm ama, sadece bir cümle sonra marketi 1850 model, balina yağı ile falan çalışan bir çamaşırhaneye çevirelim diyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | اسفه, لكن فهمت جملة واحدة فقط مما قلته من حيث قلت لي بأنك تريد تحويل المتجر إلى مغسلة من عام 1850 |
Çok üzgünüm Lemon Belle kardeşlerimden farklı olarak, senin manipülasyonlarına boyun eğmeyeceğim. | Open Subtitles | انا اسفه جداً ليمون ولكن مراعاة لاخواتي الحسناوات لن اقع فريسة لتلاعبك |
üzgünüm ama o elindekini bana hediye edecekmişsin gibi geldi. | Open Subtitles | انا اسفه, لقد كنت تقول ذلك وكأنك تهديني هدية صغيرة |
Oh, özür dilerim, Rae, unutmuşum... çünkü sen ilişki uzmanıydın, değil mi? | Open Subtitles | اوه اسفه ري لقد نسيت لانك خبيرة في الحب أليس كذلك ؟ |
Özür dilerim Bayan Edwina, ama savaşın sesi çok yakından geliyor. | Open Subtitles | انا اسفه سيده , ادوين لكن القتال يبدو قريبا جدا |
Özür dilerim, mecburdum. İhtiyacım vardı. | Open Subtitles | اسفه , لكن كان لابد من ان افعل ذلك اننى احتاجه |
Pardon. Şu an vaktim yok. Bir toplantıya geciktim. | Open Subtitles | اسفه ليس لدي وقت لذلك لقد تاخرت علي اجتماع |
Affedersin, bebeğim. Beraber bir işe kalkıştığımızda neler oluyor bilirsin. | Open Subtitles | اسفه ياعزيزي, انت تعرف ما يحدث عندما نحاول العمل معا |
Tabii, Kusura bakma. Dedikoduyla hiç işi olmayan tipten bir insansındır zaten. Seninle tanıştığım an böyle olduğunu öğrenmiştim. | Open Subtitles | نعم, أنا اسفه, لقد ادركت انك ذالك الشخص الذي يترفع عن الثرثره عرفت ذالك من اول لحظه رأيتك بها |
Sizin bir kadının sadece ev kadını olmaktan kurtarmak için çalışmaya kendini adamış birini düşman gibi görmenize çok üzüldüm | Open Subtitles | حسناً انا اسفه لأنك عدوانيه تجاه شخص يحارب من اجل ان تصبح امرأة مثلك أكثر من ربة منزل |
- Affedersiniz, geciktim. - Hiç de değil. Bakalım neler getirdin. | Open Subtitles | .اسفه لقد تاخرت . على الاطلاق.دعينا نرى على ماذا حصلتى |
Partideymiş, üzgün olduğunu ve döneceğini söyledi. | Open Subtitles | قالت انهم فى حفله و انها اسفه و سوف تعود |
Afedersin kaptan, ama fıçı biramız kalmadı. Kutu birayla idare edeceksin. | Open Subtitles | اسفه كابتن لقد نفذت الزجاجات ستضطر لاخذ معلبات |
Afedersiniz efendim, ama bu kararı verme yetkiniz yok. | Open Subtitles | انا اسفه يا سيدى ولكنك ليس لديك السلطه لاتخاذ هذا القرار |