ويكيبيديا

    "اضطرت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zorunda kaldı
        
    • gerekti
        
    • zorundaydı
        
    • zorunda kalmış
        
    • zorunda kalana
        
    • zorunda kaldım
        
    • zorunda kaldığı
        
    • zorunda kalmıştı
        
    • gerekmiştir
        
    Bu yüzden hükümet Margaritaville senetlerini bankalardan almak zorunda kaldı. Open Subtitles لذا فقد اضطرت الحكومة إلى شراء آلات المارغريتا من المصارف.
    Ama 94 yaşında öldüğünde, onun için yas tutmaya gelen insanlar yüzünden polis, mahallesinin sokaklarını kapatmak zorunda kaldı. TED ولكن عندما توفي في عمر 94، اضطرت الشرطة أن تغلق شوارع حيه لاستيعاب حشود الناس الذين جاؤوا لتعزيته.
    Bir süreliğine gitmesi gerekti ama hafta sonundan önce döner diye umuyorum. Open Subtitles حسناً، لقد اضطرت أن تبتعد قليلاً، لكني أتوقع عودتها قبل نهايه الأسبوع.
    Hayır, kızım onlarla ama telefonunu bazı nedenlerden dolayı kapatmak zorundaydı. Open Subtitles لا، ابنتي برفقتهما لكنها اضطرت إلى إغلاق هاتفها لسبب أو لآخر
    Kadın ateş etmek zorunda kalmış ve şu an bir hastanede. Open Subtitles اضطرت لإطلاق الرصاص عليه، و نقلوها للمستشفي
    Savaş, 1958 yılında hükümet bir ateşkes yapmak zorunda kalana dek sürdü. Open Subtitles المعركة كانت طويلة بحيث في عام 1958 اضطرت الحكومة إلى جعل هدنة.
    Benim senden önce şampiyon olmam gerekiyordu. Bütün bu süre içinde seni dinlemek zorunda kaldım. Open Subtitles فى جميع الاوقات كنت تهيننى و كان من المفترض ان اكون البطل و فى كل مره اضطرت لاسمع كلامك الفارغ عن قلب الورق
    Ve onun kabilesi de petrol sızıntıları yüzünden son 10 yıl içinde üç kez göçmek zorunda kaldı. TED وقد اضطرت قبيلتها للرحيل .. 3 مرات خلال العشر سنوات المنصرمة
    Yine de, hasta babasına ve kız kardeşine bakmak için doktorasını tamamlamadan okuldan ayrılmak zorunda kaldı. TED مع ذلك، اضطرت أن تغادر الكلية قبل حصولها على درجة الدكتوراه لتُعيل أبيها العليل وأختها.
    Sanki bütün populasyon bastan tenore doğru kaymak zorunda kaldı. TED وقد اضطرت جميعها من الانتقال من الاصوات المنخفضة الى الاصوات المرتفعة
    Bir yıl durumları o kadar kötüydü ki birkaç mücevher satmak zorunda kaldı. Open Subtitles لقد كانت سنة سيئة اضطرت لبيع بعض مجوهراتها
    Yani evini geri almak için onları öldürmek zorunda kaldı. Open Subtitles انه كالمنزل لذا ,اضطرت لقتلهم لإستعادة منزلها
    Kaleye çıplak ve gözyaşları içinde dönmek zorunda kaldı. Open Subtitles اضطرت للعودة إلى القلعة، عارية ودامعة العينين
    Marissa ile dışarıda, sonra da Los Angeles'a geri gitmek zorundaydı çünkü sette olması gerekti. Open Subtitles في الخارج مع ماريسا ومن ثم اضطرت إلى اللحاق بالطائرة العائدة إلى لوس أنجيليس لأنها لابد أن تتواجد في موقع التصوير
    Son dakika alış verişi yapmak için acele çıkması gerekti. Open Subtitles اضطرت أن تخرج لتحضر أشياء باللحظة الأخيرة
    Soluğu burada almak zorundaydı çünkü daha güneye gitmek istersen, gemi tutacağın yer burasıdır. Open Subtitles انها اضطرت ان تتوقف هنا لأنكإناردتالذهابجنوبآ، هنا يمكنك الحصول على القارب
    Ama sonra Elyse'in babası ölmüş ve okulu bırakmak zorunda kalmış. Open Subtitles لكن بعدها توفي والدها، لذا اضطرت لمغادرة الجامعة، وفقدا التواصل
    "Bırakmak zorunda kalana kadar iki yıl oynadım." Open Subtitles لعبت لمدة عامين حتى اضطرت للتوقف
    Yeni bir dosya dolabı almak zorunda kaldım. Open Subtitles لدرجة أنني اضطرت لوضع رف إضافي من أجلكم.
    Uğraşmak zorunda kaldığı şeyleri de göz önüne alırsak. Open Subtitles خاصة مع الأخذ بالاعتبار كل ما اضطرت للتعامل معه
    Bu darbe yüzünden ailem memleketimiz Gana'yı terketmek zorunda kalmıştı ve Gambia'ya taşınmışlardı. TED وبسبب الانقلاب، اضطرت عائلتي لمغادرة موطني غانا والرحيل إلى غامبيا.
    - Yeni bir araç alması gerekmiştir o zaman. Open Subtitles قد اضطرت إلى شراء سيارة جديدة. أو سرقة واحدة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد