Bırak da ben tatlıyı yapma konusunda endişeleneyim sen de onu yeme konusunda endişelen, tamam mı? | Open Subtitles | لذا دعني أقلق حيال تحضيرها و اقلق أنت حيال أكلها, حسناً؟ |
Karısına yok yere ümit vermenizden endişeleniyorum. | Open Subtitles | أنا اقلق من أنكِ تعطين زوجته املاً كاذباً |
İçtiğim ucuz biranın etkisi azalırken günün nasıl biteceğiyle ilgili endişelenmeye başlamıştım. | Open Subtitles | مثل كرتي من الملعب , والبيره الرخيصه قد ازالو .. عدت اقلق من نتائح هذا اليوم |
merak etme.Hiçbirşeyi "Ted up" lamayacağım ya da "Ted out". | Open Subtitles | لا تهتم .. انا لن ادمر شيء او اقلق منه |
Pekala, eğer gecenin bir yarısında, endişe etmemi gerektirecek bir şey olmadığını söylemek için beni uyandırman gerekiyorsa, ...endişe etmemi gerektirecek bir şeyler olduğu izlenimi veriyor bana. | Open Subtitles | اذا كان يجب عليك ان توقظيني في منتصف الليل كي تخبريني انه لا يوجد شيء كي اقلق منه, هذا يجعلني افكر بان هناك شيءٌ كي اقلق منه |
Hayır, burada kal ve neyi iyi yapıyorsan onu yap, endişelen dur. | Open Subtitles | لا، ابقى هنا و افعل ما هو أفضّل لك اقلق فقط |
Sen benim için endişelenme, Myron. Kendin için endişelen. | Open Subtitles | لا تقلق علي، مايرون اقلق على نفسك |
Sen laboratuarındaki o küçük fareler için endişelen. | Open Subtitles | اقلق بخصوص الفئران الصغيرة في مخبرك |
Biliyorsun, ben uzaktayken senin için çok endişeleniyorum. | Open Subtitles | تعرفين, انني اقلق عليكي عندما اكون بالخارج |
Sesi canlı gelince endişeleniyorum, ağlayınca da endişeleniyorum. | Open Subtitles | انا اقلق سواء ان كانت فى مزاج جيد او تبكى |
Bilmiyorum Gibbs, Sadece bunların bende sonlanacağından endişeleniyorum. | Open Subtitles | لا اعلم ، جيبز أنا أظن .. أظن فقط أنني بدأت ان اقلق |
Gelebilmene sevindim. Senin için endişelenmeye başlamıştım. | Open Subtitles | انا سعيد لأنكِ استطعتِ الحضور كنت بدأت ان اقلق |
Bu işin sonu sınırı geçmekle bitecek diye endişelenmeye başlıyorum. | Open Subtitles | هل يجب أن اقلق ان هذا الشخص سينتهي به المطاف عابراً الحدود؟ |
merak edeceğim o kadar şey varken seni mi merak edeyim? | Open Subtitles | هناك العديد من الامور اقلق بشأنها,كيف اقلق حولك |
Bir konu hakkında çok düşünür sonra yaparım. Ben sırf seni merak ediyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف ما أفعله انا فقط اقلق بشأنك |
Ben olsam, ona, buna oy verenler için fazla endişe etmezdim. | Open Subtitles | حسنا لن اقلق كثيرا التصويت الادخاري هنا او هناك |
Bu köyün lideri olduğum sürece bırak da ben endişeleneyim bunlar için. | Open Subtitles | بينما انا زعيم هذه القريه دعني اقلق بشأن هذه الاشياء |
Çünkü bu hakkında endişelenmem gerekmeyen tek ufak kardeşim. | Open Subtitles | يا رجل, هذا اخي الصغير الوحيد الذي لا اقلق عليه |
Sorun değil, şu anda en az endişelendiğim şey bu. | Open Subtitles | اسفه لانى قلت انك وغد لقد تعرضت لبعض الاشياء السيئه لا عليكِ. هذا اخر ما يمكن ان اقلق بشانه الان |
Beni epey endişelendirdin. | Open Subtitles | لقد جعلتين اقلق جربي. |
Tamam, ama ben endişelenmek zorundayım. Bunu nasıl yapacaksın? | Open Subtitles | صحيح , لكن يجب ان اقلق بشأنها , لذى مالذي سوف تفعله ؟ |
Bir şey kanıtlamak için birine kazık atmayı dert etmiyorum. | Open Subtitles | ليس على ان اقلق بشأن خداع شخصا ما لصنع قضية |
- Bırak da Pegasus konusunu ben düşüneyim. | Open Subtitles | لكن بيجاسوس قال دعني انا اقلق بشأن بيجاسوس |
LA' de buna endişelenmeme gerek yok. Sizin gibi sıska orospu çocuklarıyla olmaz. | Open Subtitles | لا يجب علي أن اقلق حيال ذلك في لوس أنجلوس ليس مع بشرتك الناعمة يابن الساقطة |
- Senin için endişelenmeli miyim... | Open Subtitles | هل يجب ان اقلق حيال ذلك |
Herkes endişelenmememi söyledi. Hükümetin umursamadığını söylediler. | Open Subtitles | الجميع قالوا لي ألا اقلق الحكومة لم تهتم |