Örneğin, kızılötesi ışık yani William Herschel'ın keşfettiği tür. | Open Subtitles | على سبيل المثال الضوء تحت الأحمر النوع الذي اكتشفه وليام هيرشل |
Yoksul bir ülkenin sefaleti bir zengin ülke çocukları için ne kadar hayal edilemezse keşfettiği bu mutsuzluğu kavrayabilmesi de o kadar zor. | Open Subtitles | الحزن الذي اكتشفه لا يمكنه الوصول إليه كما لا يمكن الوصول للفقر في بلد فقير من قبل أطفال البلد الغني |
İşte Poirot bu balmumunu, Leydi Boynton'ın giysilerinde yerdeki tahtalarda ve sandalyesinin altında duran testinin üzerinde buldu. | Open Subtitles | وكان هذا الشمع الذي اكتشفه بوارو في فستان السيدة بوينتون وعلى ألواح الأرضية قطعة صغيرة من الفخار تحت مقعدها |
Ancak bulduğu şey, bilim dünyasında devrim meydana getirdi. | TED | وما اكتشفه سبّب بالفعل ثورة في مجال العلوم. |
- Jefferson'un ne bulduğunu ve onu kimin öldürdüğünü bul | Open Subtitles | اعرفْ ما الذي اكتشفه جيفرسون ومَن الذي قتله. |
Söylemek istediğim, benim ekibimin geçen haftalarda keşfetmiş olduğu, bütün insanların keşfedeceklerinin, hayal gücümüzün ötesinde olacağının göstergesidir. | TED | ويجب أن أقول، أنه وإذا كان ما قد اكتشفه فريقي في الأسابيع القليلة الماضية مؤشرا، فإن ما سيكتشفه العالم سيكون أبعد من الخيال. |
Kalman aslında Wittgenstein'ın yıllar önce keşfettiği şeyi bulmuştu. | Open Subtitles | كالمان اكتشف عملياً ما اكتشفه فينستاين قبل عقود |
Bildiğiniz gibi Kolomb'un nereyi keşfettiği hakkında hiçbir fikri yoktu. | Open Subtitles | كولمبس ، كما تعرف ، لم تكن لديه فكره أي بلد هو اكتشفه |
Evet. Babamın keşfettiği kuyruklu yıldızdan bahsetmiştim ya hani. | Open Subtitles | نعم، ألا تذكرين المذنب الذي اكتشفه والدي؟ |
Çünkü Leo Szilard çok korktuğu Nazi projesinin Einstein'ın kendisinin keşfettiği bir şeyin bir uygulaması olduğunu açıklamak için gelmişti. | Open Subtitles | لأنّ "ليو زيلارد" أوضح أن المشروع النازي الذي خاف منه للغاية كان تطبيقاً لشيء اكتشفه "آينشتاين" بنفسه. |
- Poirot'nun keşfettiği her şeyi söyleyeceğim sana, ama Bayan Shila Webb'i serbest bırakıp dediklerimi aynen yapacağına söz vermelisin. | Open Subtitles | سأخبرك بكل شيء اكتشفه "بوارو" لكن يجب أن تعدني بإطلاق سراح الآنسة "شيلا ويب" وأن تتصرف تبعاً لتعليماتي |
keşfettiği şey ise Ay'ın, sadece geceleri gökyüzünde dolaşan bir gök cismi değil, kendi başına bir dünya olduğu idi. Yüksek, aydınlık dağları ve Latince'de deniz anlamına gelen ''mare''leri olan bir dünya. | TED | وما اكتشفه كان أن القمر ليس مجرد جسمٍ سماوي يتجول في سماء الليل ولكن بدلاً من ذلك، لقد كان عالمًا، عالمٌ فيه جبالٌ عالية، ومُضاءةٍ بنور الشمس وظلمة "mare"، الكلمة اللاتينية للبحار. |
Kulak, burun, boğaz doktorum buldu. | Open Subtitles | لقد كان طبيب الأذن، والأنف، والحنجرة من اكتشفه. |
Ne buldu dersiniz sizce? | Open Subtitles | أيحفل أحدكم بمعرفة ما اكتشفه ؟ |
Zane neler buldu? | Open Subtitles | ما الذي اكتشفه زاين ؟ |
Burada Thompson'ın bulduğu şey aslında gerçeğe olan bakış açımızı değiştirdi. | TED | الآن، ما اكتشفه طومسون هنا قد غيّر بالفعل رؤيتنا للحقيقة. |
Lamontagne'in ölmeden önce bulduğu şey bu olabilir. | Open Subtitles | قد يكون ذلك ما اكتشفه لامونتين قبل ان يموت |
Jeologların İskoçya'da bulduğu şey, ilk bir kaç öncü bitkinin toprağı koloni haline getirmek için büyük bir sıçrama yaptıklarıydı. | Open Subtitles | ما اكتشفه الجيولوجيين هنا في اسكتلندا كانت بعض من طلائع النباتات السابقين لعمل تلك الوثبة العملاقة، لاستعمار الأرض. |
Babamın ne bulduğunu dünyaya anlat. | Open Subtitles | اخبر العالم ما اكتشفه والدي |
Babamın ne bulduğunu dünyaya anlat. | Open Subtitles | اخبر العالم ما اكتشفه والدي |
Yazdığına göre, yönetmen onu karaoke yaparken keşfetmiş. Daha ilk oyunu. | Open Subtitles | يبدو أن المخرج اكتشفه عندما كان يغني |
Dr. Kinsey keşfetmiş olduğu şey her ne ise insanların büyük çoğunluğu kendilerini bu ikisinin arasında bir yerlerde bulmuş. | Open Subtitles | لكن ما اكتشفه الدكتور كنزي، كان أنّ الغالبية العظمى من الناس... يجدون أنفسهم في مكان ما في المنتصف. |
Heisenberg'in soyut matris mekaniğinden ortaya çıkardığı şey atom dünyası hakkında derin ve sarsıcı bir gerçekti. | Open Subtitles | ما اكتشفه هيزنبرج من خلال ميكانيكا المصفوفات المجردة كانت حقيقة غامضة و صادمة عن العالم الذري |