Bu günlerde, hikâyemi açıkça paylaşıyorum ve diğerlerinden de aynı şeyi yapmalarını istiyorum. | TED | هذه الأيام، أشارك قصتي بشكل مُنفتح، وأطلب من الآخرين أن يشاركوا قصصهم أيضًا. |
Polis bir adamla uzun uzun konuştu. Biriyle diğerlerinden daha uzun. | Open Subtitles | الشرطة تحدثت مع شخص واحد فقط أكثر مما تحدثوا مع الآخرين |
Şimdi her bir kökucunun diğerleriyle bir ağ örgüsü altında çalıştığını düşünelim. | TED | الان لنتصور ان كل رأس جذر يعمل كجزء من شبكة مع الآخرين |
Ayrıca, Riley benim yerime diğerleriyle çıkıyor. Her şeyin kontrol altında olduğuna eminim. | Open Subtitles | رايلي يحل محلي الآن مع الآخرين أنا متأكدة من أنهم يسيطروا علي الوضع |
Oraya vardık ve fark ettiğim ilk şeylerden biri, diğer çocukların saçlarının sarı rengin tonları olmasıydı ve çoğu mavi gözlüydü. | TED | وصلنا هناك وكان أول شيء لاحظته أن شعر الأطفال الآخرين كان له عدة درجات من اللون الأشقر ومعظمهم كانوا بعيون زرقاء |
Bunun yerine, diğer birçok insanın da hikayelerini anlatabilmelerini sağlayacak araçlar ortaya atmayla ilgileniyorum, dünya üzerindeki tüm insanlar yani. | TED | بدلاً عن ذلك، أنا مهتم ببناء أدوات تسمح لعدد كبير من الناس الآخرين ليرووا قصصهم، ناس من كل أنحاء العالم. |
Evet, evet. Sizden başka herkes habere ulaştı. Ama yanlış habere. | Open Subtitles | مؤكد ، مؤكد ، الآخرين حصلوا على القصة ولكنها القصة الخطأ |
- diğerlerinden daha değişik bir pozisyonda olduğunu son defa hatırlatayım. | Open Subtitles | دعني اذكرك للمرة الأخيرة انت في وضع مختلف عن الطلاب الآخرين |
Buradaki bazı öğrenciler diğerlerinden daha çok zarar vermeye yatkınlar. | Open Subtitles | بعض الطُلاب هُنا أكثر عُرضة للسلوكيات الهدّامة منَ الطُلاب الآخرين |
Şüpheli de bunu biliyordu çünkü onu diğerlerinden daha çok izledi. | Open Subtitles | وهو عَرفَ بأنّ لأن صَرفَ وقت أكثر الذي يُراقبُها مِنْ الآخرين. |
Bu adamlar diğerlerinden daha güçlü ve daha dayanıklıdır buna bile direnmişlerdir. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال أقوى وأكثر صموداً عن أي من الآخرين وقد خضعوا لذلك |
Eğer kazanmak için diğerlerinden daha çok çalışmışsanız kaybedince herkesten çok üzülürsünüz. | Open Subtitles | ،عندما تعمل بجد وتعمل أكثر من الآخرين .فإنّك تعاني كثيراً عندما تخسر |
diğerleriyle el sıkıştığına göre, bence iyi bir sebebi vardır. | Open Subtitles | إن كان يصافح الآخرين فأنا واثق أن لديه أسباب مقنعة |
Oh, Yardımcım diğerleriyle toplantıdayken bu meseleyle ilgili ağzını sıkı tutmanı istiyorum. | Open Subtitles | أيها النائب عندما نكون في الإجتماع مع الآخرين أريدك أن تخفي الموضوع |
İltica yolları farklı ama diğerleriyle ortak bazı noktalar bulduk. | Open Subtitles | طريقة إرتداده كانت مختلفة لكننا وجدنا قاسم مشترك مع الآخرين |
Öğrenci olduğumdan beri, Gando'daki diğer çocuklara daha iyi fırsatlar sunmak istedim. | TED | عندما كنت طالب, أردت أن افتح فرص أفضل للأطفال الآخرين في غاندو |
Listede diğer insanların Hristiyanlık yerine sahip olduğu şeyleri içeriyor. | TED | و تتألف من الأشياء التي يعتقدها الآخرين بدلا عن المسيحية. |
diğer herkesin sahip olduğu özgürlüklerin ve sorumlulukların tadını çıkartarak büyümem gerektiğini düşünüyorlardı. | TED | هما آمنا بأن عليّ أن أكبر لأستمتع بنفس الحريات والمسؤوليات كجميع الأشخاص الآخرين. |
diğerlerini daha az bilmen herkes için daha iyi olur. | Open Subtitles | كل ماكان ماتعرفينه عن الآخرين قليلاً ، كان ذلك أفضل |
başkalarının işlerini yapmakla meşguldüler, kendi işlerini bitirmeye gerçekten zaman ve enerjileri kalmıyordu. | TED | هم مشغولون بعمل وظائف الآخرين ، فينفذ منهم الوقت والطاقة لإكمال عملهم الخاص. |
Ne kadar yetenekli olduğumuz ve başkalarına kıyasla yetilerimizin düzeyinin farkında olmak öz saygıdan çok daha fazlasıyla ilgili. | TED | معرفة إلى أي مدي نحن مؤهلون وكيف تتجمع مهاراتنا ضد مهارات الآخرين هو أكثر من زيادة في احترام الذات. |
Küçük bir merakla korkuya doğru adım atarsam, kendimin ve diğerlerinin içinde büyük bir zenginliğe ve hiçbir zaman başaracağımı zannetmediğim zaferlere şahit olurum. | TED | لو كنت سرت نحو ذلك الخوف بفضول هادئ لوجدث ثروة هائلة داخلي و في الآخرين و تلك القدرة على تخطي التحديات التي لم أتوقعها |
Kendini çok sev ki başkalarını engeller olmadan ve yargılamadan sevebilesin. | TED | اغمر نفسك بالحب حتى تفيض على الآخرين. بدون حواجز وبدون أحكام. |
Büyük başarılara sahip ve yetenekli insanlar diğerlerini de yetenekli görmeye yatkındır. | TED | الأشخاص من ذوي المهارات والإنجازات الرفيعة يميلون للتفكير بأن الآخرين بنفس المهارات. |
Çoğu, insan psikolojisi, empati ve diğerlerine nasıl bağlıyız ile ilgiliydi. | TED | بل كان يتعلق بعلم النفس البشري والتعاطف وكيفية التواصل مع الآخرين. |
Sürekli baktığında senin merkezinde pek çok başka insan var. | TED | لكن فقط هناك العديد من الآخرين في سرتك عندما تحدّق. |
Şu fikri iyice benimsedim, benim karakterim diğerleri kadar korkunç olmayacaktı. | TED | لذا التزمت بفكرة أنني لن أجعل شخصيتي مخيفة كشخصيات بعض الآخرين. |
başkaları için avukatlık yaparlarken kendi yelpazelerini keşfediyorlar ve zihinlerinde bunu açıyorlar. | TED | فهن يكتشفن نطاقهن الخاص بهن ويوسعنَه في عقولهن عندما يدافعن عن الآخرين. |