Şu anda fosil yakıtlar kullanıyoruz çünkü onları bulmak kolay ve bunu yapabiliyoruz. | TED | حالياً نحن نحرق الوقود الأحفوري لأنه من السهل العثور عليه، ولأننا نستطيع ذلك. |
Ama enerji politikaları daha fazla fosil yakıt bulunmasına odaklanmaya devam etti. | TED | لكن سياسات الطاقة استمرت في التركيز على إيجاد المزيد من الوقود الأحفوري. |
CA: Amerikan elektriğinin büyük bir bölümü fosil yakıtların yanmasından geliyor. | TED | كريس: معظم الكهرباء في أمريكا تأتي من خلال إحراق الوقود الأحفوري. |
Dünyayı bu koca fosil olayından kurtarmak nasıl bir şey hayal edebilirsiniz. | TED | أن بإمكانك تخيل ما يلزم لإِبعاد العالم عن الاستخدام الهائل للوقود الأحفوري. |
Üçlü sarmal, genomik fosiller. | Open Subtitles | بخصوص الشيفرة الوراثية الثلاثية والمحتوى الوراثي الأحفوري |
fosil yakıtlara susamışlığın en büyük karmaşa yaratıcı olduğunu bilmemize rağmen. | TED | على الرغم من علمنا بأن التعطش للوقود الأحفوري هو المحرك الرئيسي للصراع. |
İsviçreli bilimci Arrhenius fosil yakıt yakmanın dünyanın sıcaklığına etkisini hesapladığından beri. | TED | منذ أن حسب العالِم السويدي، أرهنيوس، تأثير حرق الوقود الأحفوري على حرارة الأرض. |
fosil yakıtlara bağımlılık bir ülkeyi savunmasız hâle getiriyor. | TED | الاعتماد على الوقود الأحفوري يجعل البلد ضعيفًا. |
Endişeli olmalarının sebebi insanlar eğer bundan kolay bir çıkış yolu olduğunu anlarsa fosil yakıtları kullanma bağımlılıklarından vazgeçmeyecekler. | TED | وسبب قلقهم أنه إذا تخيل الناس بأن هناك طريقة سهلة، لأن لا نتخلى عن تمسكنا بالوقود الأحفوري. |
fosil yakıtlar kullanmak dünyanın istikrarsız kısımlarında bizi çatışmalara sürüklüyor para ve can kaybına neden oluyor. | TED | يضعنا استخدام الوقود الأحفوري في صراع في مناطق غير مستقرة حول العالم، ويكلف المال والأرواح. |
Bu, Güneş'in değişimlerinin iklim üzerindeki etkisinin genel olarak fosil yakıt yakmaktan kaynaklanarak artan sera gazları tarafından bastırıldığını gösteriyor. | TED | هذا يظهر أن تأثير اختلافات الشمس على المناخ تطغى عليه غازات الاحتباس الحراري المتزايدة، القادمة أساسا من إحراق الوقود الأحفوري. |
Enerji üretmek için fosil yakıt içermeyen başka seçenekler de var. | TED | هنالك خيارات أخرى لتوليد الطاقة أيضاً لا تتضمن الوقود الأحفوري |
Bu teknoloji, potansiyel olarak, fosil yakıtlarımıızın yerini alacak, tıp alanında devrim yapacak, ve günlük hayatımızı her yönüyle etkileyecek potansiyele sahip. | TED | لديها القوة لتحل محل الوقود الأحفوري لتحدث ثورة في الطب وتتعرض لكل جانب من الحياة اليومية |
Yani fosil kayıtlarındaki çoğu fosil, tüm organik kalıntılardan tamamen mahrumlar. | TED | لذا، معظم الأحافير الموجودة في السجل الأحفوري في الحقيقة خالية تماماً من جميع الدلائل العضوية. |
İnsanları günde 24 saat, yılda 365 gün fosil yakıt yakmaya devam etmek için teşvik edebilir. | TED | وقد تغري الناس للاستمرار بحرق الوقود الأحفوري 24 ساعة في اليوم، 365 يومًا في السنة. |
Yani tüm gezegenin çok fazla enerjiye ihtiyacı var ve bu zamana kadar çoğunlukla fosil yakıtları kullandık. | TED | وبالتالي فالكوكب كله يحتاج إلى الكثير من الطاقة، وإلى حد الساعة كنا نستعمل بالأساس الوقود الأحفوري. |
fosil yakıt yönteminden yüzde 30 daha verimli ve çevre için çok daha iyi. | TED | والتي تعتبر 30 في المئة أكثر كفاءة من الوقود الأحفوري وهي أفضل بكثير للبيئة. |
Bu durum, yer altındaki bilinen fosil yakıtların üçte ikisini kullanmayı bırakmamız gerektiği anlamına geliyor. | TED | وهذا يعني أن علينا أن ترك حوالي ثلثي الموارد المعروفة من الوقود الأحفوري في الأرض. |
Kendimizi fosil yakıtlardan uzak tutmalıyız. | TED | علينا أن نتوقف عن استخدام النفط الأحفوري. |
Aslında bugün bu mağaralarda yüzen hayvanlar dinazorların yok olduğu zamandan önceki fosil kayıtları ile benzerdir. | TED | في الواقع، الحيوانات التي تسبح في هذه الكهوف اليوم متطابقة في السجل الأحفوري الذي يسبق انقراض الديناصورات. |
Biz eski şarkıların kemiklerini yeniden çıkaran eski fosiller değiliz. | Open Subtitles | -رقم عفوًا. نحن لسنا بعض الأحفوري القديمة سحب عظام الأغاني القديمة حولها. |