ويكيبيديا

    "الأسماك" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • balık
        
    • balıklar
        
    • balıklarla
        
    • balıklara
        
    • balıkların
        
    • balıklardan
        
    • balığa
        
    • balıkçılık
        
    • balıkları
        
    • balığı
        
    • balığın
        
    • balıkla
        
    • balıkçı
        
    • balıktan
        
    • balıklarının
        
    Fotoğrafik bir kanıt olmadan ne kadar büyük bir balık yakaladığınızı kanıtlayamazsınız. Ve bu, balıkçılığın başlangıcından beri böyleydi. TED من غير دليل مصور، لا يوجد شيء يثبت اصطيادك لسمكة عملاقة وهذا كان هو الحال منذ بداية صيد الأسماك.
    Kafalarının üst kısmındaki beyinleriyle, yukarıya doğru yüzen ilk balık türlerinden biriydi. TED إنها من أوائل الأسماك التي تسبح بشكل مستقيم وذات أدمغة أعلى رؤسها.
    O günden sonra babam, eşyalarını balık aletleri kutusunda saklamaya başladı. Open Subtitles بعد تلك الحادثة، أصبح أبي يخبأ أغراضه في صندوق حفظ الأسماك
    Bu balıklar üzerinde çalışıyoruz. İlk öğrenmemiz gereken de onları nasıl idare edeceğimizdi. TED لقد قمنا بدراسة هذه الأسماك ولكن أولاً يجب أن نتعلم كيف يتم استزراعها
    Beni çok belirlgin bir şekilde güldüren, balıklarla ilgili bir şey söylemiştin. Open Subtitles قلت شيئاً ما حول الأسماك والتى . قد أضحكتنى من غير شك
    Bir zamanlar, kendimi feci bir şekilde tropikal balıklara kaptırmıştım. Open Subtitles في يوم من الأيام وقعت وبشدة في حب الأسماك المدارية
    balıkların, av hayvanlarının ve yabani bitkilerin bolca olduğu sulak alanlara yerleştiler. Open Subtitles لقد اختاروا الإستقرار في بيئات رطبة حيث تتواجد الأسماك اللعب والسهول البرية
    Ama eski Mısır'da yüzme ve güreş gibi balık tutmaya da ödül verilirdi. Open Subtitles لكن الأحداث الرياضية في مصر القديمة تشمل صيد الأسماك كذلك السباحة و المصارعة
    Ertesi yıl boyunca okyanusta tek başlarına uçarak balık aramışlardı. Open Subtitles وخلال السنة التالية، يجوبون المحيط بشكل منفصل، بحثا عن الأسماك.
    Burada 1400'den fazla balık türü ve tüm deniz türlerinin dörtte biri yaşar. Open Subtitles قلب منطقة عنية بالتنوع الطبقي يعيش هنا أكثر من 1400 نوع من الأسماك
    Ben 4 yaşlarımdayken balık avlamaya gitmiştik de nasıl avlanacağını öğretmiştin. Open Subtitles كانت الساعة الرابعة عندما ذهبنا الصيد وعلمتك كيف تطير لي الأسماك.
    Yenilebilecek balık türlerinin yüzde 29'u, yüzde 90 oranında azalmış durumda. Open Subtitles تــسع وعشرون بـالمـئة من الأسماك الصالحة للأكل تـراجعت بحوالي تــسعون بالمـئة
    Gerçi buralarda tek bir tane bile balık avlamaya değecek yer yok. Open Subtitles على الرغم أنّه لايوجد مايستحق من الأسماك . بأي مكانٍ بالقرب منها
    balıklar bazen kocaman ağlara değil de küçücük bir kancaya takılırlar. Open Subtitles الطريقة سهلة ، فمن بين كل تلك الأسماك التي تدخل الشبكة
    Topu nihayet tuttuğumda yukarı baktım ve anında gökkuşağının her renginden balıklarla çevrelenmiştim. TED وعندما تمكنت أخيرا من الوصول إليه، نظرت إلى فوق، لقد كانت تحيط بي الأسماك من كل مكان بجميع ألوان قوس قزح.
    Şişmiş birer ceset olmalarındansa balıklara yem olmaları daha iyidir. Open Subtitles أفضل أنْ تتغذى عليها الأسماك من أنْ تصبح جثث منتفخة
    Suya bir tane dinamit atar sonra balıkların yüzeye vurmasını izlerdi. Open Subtitles كان يرمي اصبع ديناميت في الماء و يشاهد الأسماك تطفو للسطح
    Tatlısu çipurası, 20 yıl önce kimsenin adını duymadığı balıklardan biri. TED البلطي من تلك الأسماك التي لم يسمع بها قبل 20 عاما.
    Bir balığa huzur vermek ve onu iyileşmeye bırakmak neye benziyor? TED ماذا يحدث لو منحنا تلك الأسماك استراحة وسمحنا لهم بالتعافي؟
    balıkçılık ve Yaban Hayatı İdaresinin antikor veri tabanında araştırdım. Open Subtitles قومي باختباره ضد الأجسام المضادة التي تحفظ الأسماك والحياة البرية
    Hey, beni ve koca balıkları birlikte bol bol çektin mi? Open Subtitles احرصوا على التقاط الكثير من الصور لي و لتلك الأسماك الضخمة
    Yapmanız gereken gelip her şeyi kontrol etmek ve balığı yemlemek. Open Subtitles كل ما عليك فعله هو المجيء وتفقد كل شيء وإطعام الأسماك
    Derin okyanustaki en yaygın balığın yani besin zincirinin en altındakinin bu zehirli hapları yutup yutmadığını öğrenmek istedik. TED أردنا أن نعرف إذا كان أكثر الأسماك شيوعًا في المحيط العميق في قاعدة السلسلة الغذائية يبتلع هذه الحبوب السامة
    Boyu, 6 m'ye ulaşsa da, insanlar için tehlike arz etmez çünkü yalnızca balıkla beslenir. TED رغم طوله ذي ال 20 قدما وبما انه يأكل الأسماك فقط فانه لا يشكل خطرا علي البشر
    balıkçı köylerindeki sosyal sözleşmeyi küresel bir çapta yeniden oluşturmamız gerekiyor. TED نحتاجُ إلى تحديث التعاقد الاجتماعي لقرى صيد الأسماك على المستوى العالمي.
    Ne kırık kemiklerden, ne de balıktan kaynaklanan doku hasarlarından hiç söz edilmemiş. Open Subtitles لا يوجد عمليا ذكر لعظام مكسورة، ولا فهرسة للضرر في النسيج بسبب الأسماك.
    Bu yüzden değil mi zaten açık deniz balıklarının gülünçlüğü? Open Subtitles ألهذا السبب تكون الأسماك في أعماق البحار في قمة البشاعة؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد