(Yardımcı: Öyleydi.) sağ yarıküremiz bütünüyle şimdiki an ile ilgilidir, | TED | النصف الكروي الأيمن يختص بكل شيء في هذه اللحظة الآنية |
P.S. beyninin sağ tarafına zarar veren bir felç geçirdi. Bu onu sol tarafındaki her şeyden bihaber bıraktı. | TED | تعاني بي.إس. من صدمةٍ قامت بتدمير الجزء الأيمن من المخ، ممّا جعلها غير مدركة لكلّ شيء على جانبها الأيسر. |
Sancak tarafındaki acil çıkış kapılarından girip ana kabini ele geçireceksiniz. | Open Subtitles | أضرب مخارج الطوارىء على الجناح الأيمن هنا، وقم بأخلاء المقصورة الرئيسية |
Sizleri yeni gemilere gönderene kadar Sancak hangar güvertesinde kalın. | Open Subtitles | إبقوا على طابق الحظيرة الأيمن حتى يمكننا نقلكم للسفن الجديدة |
Ve aynı yazılımı Sağdaki videoda kullansak, bu bebeğin aldığı her nefesi görmemizi sağlıyor ve bunu onun nefesini izlemek için temassız bir yöntem olarak kullanabiliriz. | TED | ولو إستخدمنا نفس البرنامج على الفلم الأيمن يمكننا أن نرى كل تنفس تقوم به الطفلة ويمكننا هذا من مراقبة تنفسها دون لمسها |
Mermi sağa sapıp sağ kol bileğinden tekrar Connally'nin vücuduna girer. | Open Subtitles | الرصاصة تتحول إلى اليمين, وتعود تدخل جسم كونالي في رسغه الأيمن |
sağ kolumu ustalığıyla eğitmesini... bu arada güvenliğim için sessiz kalmasını. | Open Subtitles | مهارته لذراعي الأيمن ، و خبرته لجهلي تكتمه حرصاً على سلامتي |
Bir otopsi lezyonları gösterdi, sağ beyin zarı kanaması ve sol şakak kırığı. | Open Subtitles | التشريح سيبين الأضرار النزيف فى فص المخ الأيمن و الكسر فى الهيكل الأيسر |
- sağ kolunun altından, efendim. - Gördün mü, planlamış. | Open Subtitles | تحت الذراع الأيمن ، سيدى انظر ، انه يعتزم ذلك |
Pekala, sağ müsait. Hareket etmek için acele etmene gerek yok. | Open Subtitles | حسناً لا أحد في المسار الأيمن الوقت ممتاز للتجاوز إلى اليمين |
Güzel efendim, kalbimi bir kadının sağ topuğuna bağlamayı reddediyorum. | Open Subtitles | يا سيدي العزيز، أرفض أن أعلق قلبي بالكعب الأيمن لسيدة |
Adamım, umarım bu adam iskele ne taraf Sancak ne taraf biliyordur! | Open Subtitles | أتمنى فقط أن يكون هذا الرجل يعرف الفارق بين الإتجاه الأيمن من الأيسر .. |
Sancak tarafında yağ fışkırması, oldukça büyük kaptan. | Open Subtitles | بقعة زيت طافيه على الجانب الأيمن يا سيدى إنها كبيره |
- Sancak açığımızda bir gölge var. - 30 metreye indir. | Open Subtitles | تأكد من أجهزة التعقب على الجانب الأيمن إلى الأعلى بــ 30 متراً |
sağ koronerlerde tıkanıklık yok. sol koronerde akım normal görünüyor. | Open Subtitles | التدفق التاجي الأيمن غير معرقل التدفق التاجي الأيسر يبدو طبيعياً |
Sağdaki kabuğu, soldaki fıstığın zarı. | Open Subtitles | الفول السوداني المجهر الأيمن القشرة الخارجية المجهر اليساري قشرة الحبة |
Alt tarafta GreenLab'ı net bir şekilde görüyorsunuz ve sağa tarafta da su yosunlarını göreceksiniz. | TED | في الأسفل ترون المعمل الأخضر بشكل واضح، و على الجانب الأيمن سترون الطحالب. |
Dil solda daha yerleşiktir, dikkat ise sağda. | TED | فاللغة أكثر تموضعاً في الجزء الأيسر والملاحظة في الأيمن. |
Peki bu asimetri nereden geliyor, çünkü daha çok yeni bir embriyo Sağdan da soldan da aynı görünür. | TED | لكن من أين يأتي هذا التباين، على اعتبار أن مظهر الجنين يبدو متجانساً بشقّيه الأيمن والأيسر. |
Şurda sag tarafındaki sandıktaki anahtarlardan herhangi birine bakabilirim. | Open Subtitles | كنت لأنظر إلى أية مفاتيح في الحاويات التي على جانبه الأيمن, هنا تماماً |
Dediğim yere doğru bak. Sağındaki mavi yün tişört giyen adam. | Open Subtitles | الآن أنظر إلى الرجل في جانبك الأيمن الذي يرتدي قميص أزرق. |
Çünkü en sonunda veriler yok, en sonunda sizi eğrinin sağına veya soluna yerleştirecek şey yalnızca aldığınız riskler. | TED | لأنه في النهاية، إنها ليست البيانات إنما المخاطر هي من سترسو بك على الطرف الأيمن من المنحنى. |
Bu eş zamanlı dönme akıcı sıvıyı embronin içinde Sağdan sola iter. Yumrunun solundaki kenarda | TED | تزامن هذا التناوب يدفع السائل من الجانب الأيمن للجنين إلى الأيسر. |
Güzel bir uçak yolculuğu. Traş yarası. Çenenin sağında mı demiştin? | Open Subtitles | جرح الحلاقة، أقلتَ أنّه كان في جانب الفكّ الأيمن أو الأيسر؟ |