İçinde bulunduğumuz uluslararası durumda, böylesine bir toplantı pek mümkün değil. | Open Subtitles | في الحالة الدولية الراهنة ، حتى الاجتماع سيكون من المستحيل تماما. |
Hayır. Yani, insanlarla konuştum tabii, ama toplantı hakkında değil. | Open Subtitles | أعني، أنني تحدثت مع الناس لكن ليس عن موضوع الاجتماع |
Genelde bu toplantıyı romantik acılarım hakkında konuşmak için kullandığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنني أعتدت أن استخدم هذا الاجتماع للحديث عن متاعبّي الرومانسيّة |
Bir sonraki toplantıda inceleme için seni kurula sunmayı planlıyordum. | Open Subtitles | انا اخطط ان اقدمك علي منصة المجلس في الاجتماع القادم |
Seth, eğer toplantının çok önemi olduğunu biliyorsan, neden benimle yemeğe gittin? | Open Subtitles | سيث، طالما كنت تعلم أن الاجتماع بالغ الأهمية، لماذا أتيت معي للغداء؟ |
toplantıdan sonra nerede olduğunu öğrenmek istemiyorum ama neden bana söylemiyorsun? | Open Subtitles | لااريد ان اعرف اين كنتِ بعد الاجتماع لكن لماذا لا تخبريني |
Ve Amanda Tanner'a Başkan ile görüşme işinin yattığını söyle. | Open Subtitles | ويمكنكِ إبلاغ أماندا تانر أن الاجتماع مع الرئيس قد أُلغي |
Yukarıda işiniz bittiğinde toplantı başlamadan önce 15 dakika görüşelim. | Open Subtitles | حين تنهون ما عندكم، لنخطف ربع سويا قبل بداية الاجتماع |
Organizasyonun geri kalanından 10 dakikalık üretkenliği çalan bir toplantıdır bu bir saatlik toplantı, ki aslında iki veya üç kişi ile birkaç dakika konuşma ile halledilebilecek şeylerdir konular. | TED | انها 10 ساعات من الإنتاجية , مأخوذة من بقية المنظمة ليكون هذا الاجتماع لمدة ساعة واحدة التي ربما كان ينبغي التعامل معها من قبل شخصين أو ثلاثة بالحديث لبضع دقائق. |
Neden şimdi kökten farklı bir toplantı? | TED | لماذا أصبح الاجتماع مختلفا جذرياً الآن؟ |
Boston'daki bu toplantı üç şeye yol açtı. | TED | وقد خلص ذلك الاجتماع في بوسطن إلى 3 أشياء. |
Eskiden zor bir toplantı öncesinde kusursuz lider rolüne bürünürdüm. | TED | قبل ذلك، إذا كان الاجتماع صعبًا، كنت أرتدي قناع القائد المثالي. |
Tam şu anda, doğum gününüzden bir önceki gün için takviminizde bir toplantı koyun. | TED | لذا على الفور ضع في تقويمك طلب الاجتماع وذلك في اليوم الذي يسبق يوم مولدك القادم. |
Sanmıştım ki biri toplantıyı iptal etti ve bana söylemeyi unuttu. | Open Subtitles | كنت أظن أن شخصاً قد غيّر موعد الاجتماع ونسي أن يبلغني |
Yani, ayağa kalkıp toplantıyı ele geçiremezsiniz. | TED | أعني أنك لاتستطيع الوقوف و تولّي أمر الاجتماع. |
O toplantıda her ne duyduysan sen daha hassas yaptı. | Open Subtitles | ما سمعته في ذلك الاجتماع مهما كان جعلك تشعر بالقرف |
toplantının amacının, bekar ana babaların... ihtiyaçları olmadığı aklına geldi mi hiç? | Open Subtitles | أخطر لكِ أبداً أن هدف الاجتماع لم يكن اهتمامات ولي الأمر العازب؟ |
toplantıdan sonra sarhoş bir adamla seks yapmak istemediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك لا تمارسين الجنس مع رجل سكران بعد الاجتماع |
Bu görüşme çok önemli. Gitmem şart. Seninle evde buluşuruz. | Open Subtitles | هذا الاجتماع مهم ، يجب علىَ الذهاب ، سأراكِ بالبيت |
görüşmeyi senden son yangın davası konusunda bir şey rica etmek için istedim. | Open Subtitles | لقد طلبت هذا الاجتماع لان لدى خدمه اطلبها منكٍ بشان قضيه حريق الانفجار |
Karşılama anındaki selamlamalar ve tebriğin ardından, Duce ve Führer arasındaki ilk resmi buluşma Quirinale Sarayı'nda gerçekleşti. | Open Subtitles | بعد الترحيب الحار عقد الاجتماع الأول فى قصر كويرينالى |
Peki, yarın saat 4'teki müdür toplantısı hâlâ geçerli, değil mi? | Open Subtitles | وهل مازال الاجتماع بالمدير الإقليمي قائماً يوم غد على الساعة الـ4: |
Ayrıca seçim komitesinin ilk toplantısına davetli olduğunu da söylememi istedi. | Open Subtitles | وأمرني أيضا أن أخبرك أنك مدعو لحضور الاجتماع الأول للجنة الانتخابية |
Burada önemli olan nokta, bu buluşmaya gitmenizin gerekmesi | TED | الجزء المهم هنا هو أنه عليكم حضور الاجتماع. |
Belki o başlamadan, Miller bu görüşmenin neyle alakalı olduğunu anlatır. | Open Subtitles | لنتامل ان ميلر سيخبره قبل ان يبدء بالكلام بمحتوى الاجتماع المقرر لهم |
Gratzburg, Montana'daki alkolle savaş toplantısında yemin etmiştim. | Open Subtitles | لقد اخذت عهدا على نفسى فى هذا الاجتماع الكبير |
Sen onları tanıştırdın ama görüşmeye katılmadın. | Open Subtitles | لقد قدمته لكنك لم تكن حاضرا في الاجتماع. |
Bugün, altıncı derste... öğrencileri konferans salonunda toplamaya yardım etmenizi istiyorum. | Open Subtitles | أن يساعدوا الطلاب في الجلوس في صالة الاجتماع الكبيرة لطلاب المدرسة الساعة السادسة اليوم |