Burası Hindistan, ve bu da pişirmede en çok kullanılan yakıt: inek gübresi. | TED | هذه هي الهند, وهذا هو الوقود الشائع استعماله في الهند: انه روث البقر. |
Organ mafyasının inek organları aramaması çok kötü bir şey. | Open Subtitles | للأسف لا يوجد طلب فى السوق السوداء على أحشاء البقر |
Kocaman tabaklarda yanmış, yağlı sığır eti dışında bir şey yoktu. | Open Subtitles | كل ما يقدومونه هو أطباق ضخمه من لحوم البقر الدهنيه المدخنه |
Kıyılmış tavuk ile tofu sığır eti ve buğulanmış yengeç, | Open Subtitles | الدجاج المفروم مع التوفو وسرطان البحر المتبخّر مع لحم البقر. |
Deli dana hastalığının yol açtığı ebola virüsünden kaynaklanan her şey olabilir. | Open Subtitles | قد يكون أي شيء من مرض الأيبولا و حتى مرض جنون البقر |
Dinler, doğa olaylarıdır. İnekler kadar doğaldırlar. | TED | الاديان ظاهرة طبيعية. طبيعية مثلها مثل البقر. |
Yani daha az atık madde üretiyorsunuz ve bu atık madde inek gübresi kadar çevreye zararlı değil. | TED | فعند إذن تكون كمية الهدر أقل، والنفايات التي لديك ليست نفايات ضارة بالبيئية كما هو الحال مع روث البقر. |
Jeff yanıma geldi ve şöyle dedi: "Daha önce hiç inek devirmeyi denemişmiydin?" | TED | فقال جيف لي حينها هل قمت من قبل ببقششة البقر ؟ |
Parçaları tutturmak için de normalde insanların burada yemek pişirmekte kullandıkları inek gübresini kullanabilirdik. | TED | والذي استخدمناه كلاصق هو في الواقع كمية قليلة من روث البقر, والذي يستخدمونه عادةً كوقود عادي. |
Karşılaştırmalı testler yaptık. Burada kömür parçalarını ve inek gübresini görebilirsiniz. | TED | قمنا بعمل اختبارات جنباً الى جنب, وهنا يمكنكم رؤية قوالب الفحم, وهنا روث البقر. |
ve yaptıkları şey çok ilginçti. Kurtçukları ve sinek larvaları bulmak için İnek dışkılarını didikliyor. | TED | وماتفعله مثير جدا إنهم يحفرون عبر بقايا البقر للديدان ويرقات الذباب |
"Hadi canım, peki neden hepimiz o inek miğferlerini takmıyoruz?" | TED | "حقاّ، إذن لماذا لسنا كلّنا نرتدي اليوم خوذات البقر تلك؟" |
En sevdiğim yemekler; vogda kızartılmış zencefil ve tuzlu sığır dili. | Open Subtitles | طعامي المفضل هو شرائح الزنجبيل المقلي اللاذع مع لسان البقر المملّح |
Bir parça tavuk veya balığa karıştırılan ve bu etleri sığır etiymiş gibi gösteren malzemeler var. | TED | لديهم نوع من المكونات التي تطلى على على قطعة من الدجاج أو السمك، وتجعل اللحم يبدو مثل لحوم البقر. |
Artık buradaki yerini alıp savaş için sığır üretmenin zamanı geldi. Asıl doktora ihtiyaç var baba. | Open Subtitles | ها قد أنهيت دراستك، وآن الأوآن لتأخذ مكانك هنا، لإنتاج لحم البقر للحرب |
Gözlerini sil ve yarın için hazırladığım dana yahniyi getir. | Open Subtitles | جففي عينيكِ، وإجلبي يخنة لحم البقر التي أعددتها ليوم غدٍ |
Soya fasülyeleri Avrupa'ya ve Çin'e hayvan besini olarak ihraç ediliyor, özellikle yaklaşık on yıl önce yaşanmış deli dana hastalığından sonra, artık hayvan proteinlerinden faydanlanmak istemediğimiz zamanlardı, çünkü hastalığın bulaştırma riski vardı. | TED | محاصيل فول الصويا هذه تصدر نحو أوروبا والصين كعلف للحيوانات، خاصة بعد الذعر الذي سببه مرض جنون البقر قبل عقد من الزمن، حيث لم نعد نريد إعطاء الحيوانات بروتين حيواني، لأنه قد ينقل المرض. |
İnekler, kâhya insanlar olmasa yaşayamazlar-- evciller. | TED | البقر لا يمكنه أن يعيش بدون رعاية الانسان..لقد اصبحت أليفة. |
Ama sonra bize, inekleri nasıl iyi bildiği konusunda nutuk çekti. | Open Subtitles | لكنه بدأ بروي قصة حياته وعن مدى خبرته اللعينة مع البقر |
- Sus ve bu meseleye karışma kovboy. - Karşında bir hanım var! | Open Subtitles | اصمت و لا تتدخل فى الامر يا راعى البقر أنك تتحدث إلى سيدة |
Annemin beni hamburgerlerin ineklerden yapıldığına ikna etmesi 10 yılını almıştı. | Open Subtitles | تطلب من أمي عشر سنوات لتقنعني أن الهامبرجر تنتج من البقر |
Hindular ineklerin kutsal olduğuna inanırlarken... Müslümanlar ise inekleri yiyorlar. | Open Subtitles | يؤمن الهندوسيون بقدسية البقر بينما ياكل المسلمون لحم البقر |
Kızarmış et, mayonez, hardal, marul, domates, peynir ve soğan olsun. | Open Subtitles | اه، ولحم البقر المشوي، مايونيز، خردل، الخس، الطماطم والجبن والبصل سهل. |
# Bufalo kız, bu gece dışarı çıkmayacak mısın # | Open Subtitles | المرأة راعية البقر ^ ^ من الصعب أن تخرج ليلاً |
Evet. Biliyorum. İneklere pike yapıp onları götürüyorlar. | Open Subtitles | نعم,أعلم.أنهم ينقضون على البقر ويأخذونهم بعيداً. |