Yukarıdaki birisi işini bitirdiğinden emin olmak istemiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | كأن شخصاً ما هناك أراد التأكد بأن العمل قد إنتهي |
-Kapıyı kilitlemeden önce herkesin güvenle evde olduğundan emin olmak isterim efendim. | Open Subtitles | دائماً ما أود التأكد بأن الجميع عاد للمنزل بسلام قبل إغلاق الباب |
Ben sadece, onun ihtiyaç duyduğu her şeye sahip olup olmadığından emin olmak istemiştim. | Open Subtitles | انا فقط اعتقدت ، انا فقط اردت التأكد بأن عنده كل شيء يحتاجه |
Ya burada kalır, her şeyin güvenli olduğundan emin oluruz ya da yolun üstünde gölün yakınında bir balıkçı kulübesi var. | Open Subtitles | نحنُ يمكن أن نبقى هنّا، و التأكد بأن الوضع آمن. أو أن نذهب الي سقيفة لصيد السمك على الطريق، بجانب البحيرة. |
Çocuklar, bu insanların gerçeğin farkına vardıklarından emin olmamız lazım. | Open Subtitles | علينا التأكد بأن هؤلاء الناس يدركون الحقيقة |
Evet. Sadece her şeyin yolunda olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | نعم, فقط احببتث التأكد بأن كل شيء على مايرام |
Peki, ben ve karımın bundan sorumlu tutulmadığımızdan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أجل، حسناً، بأي حال، أردتُ فقط التأكد بأن زوجتي وأنا لسنا مسؤولون |
Ailenin, ölen kişinin bu dünyayla ilişkisinin tamamen kesilmesinden ve diğer dünyaya gönderilmesinden emin olmak gibi bir zorunlulukları vardı. | Open Subtitles | ..العائله عليها إلتزامات لكي يتم التأكد بأن الميت قد إنفصل عن هذا العالم وبعث إلى العالم الأخر |
İyi olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت التأكد بأن كل الأمور التي تمرّ بها مُطمئنة |
Harika, işlerin garip olmadığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | لقد أردت التأكد بأن الأمور لن تكون غريبة بيننا |
Sadece bahsedecek faydalı birşeyler bulacağımdan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | وإنما أريد التأكد بأن لدي شيء جدير بالتحدث عنه. |
En azından bir silah bulabileceğimden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد التأكد بأن سأجـد ســلاحـاً واحـداً على الأقــل |
Dedektif Corcoran, onun emin ellere teslim edildiğine emin olmak istiyor. | Open Subtitles | المحقق كوركوران أراد التأكد بأن الفتاة كانت في أيدي أمينة |
Bu malzemelerin masumlara zarar vermediğinden emin olmak için çok uğraştık. | Open Subtitles | لقد حاولنا التأكد بأن هذه الصفقة لن تسبب أذى للأبرياء |
Sadece su üstünde kaldıklarından emin olmamız lazım. | Open Subtitles | علينا فقط التأكد بأن نبقى عائمين |
Ama ilk önce evdeki işlerin yolunda olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | -ادري، فقط أود التأكد بأن الأمور بخير في الديار أولًا |