| her geçen gün daha çok sayıda hastaya takılıyorlar. Hala klinik deney aşamasındalar ama, bunları rutin olarak kullandığınızı hayal edin, | TED | و يستفيد منها عدد أكثر فأكثر من المرضى. هي لا زالت قيد التجارب السريرية ، لكن تخيلوا حين نتمكن من توصيلها، |
| Kabileler, insan ırkının nasıl yönetileceğine yönelik binlerce doğal deney oluşturur. | TED | القبائل تحتوي على الآلاف من التجارب الطبيعية لكيفية إدارة مجتمع بشري. |
| Fakat halk tarafından makbule geçmeyen şey şu ki aslında, deneyler gitgide daha iyi oluyor ve bunun sonucunda, gitgide daha hızlı yapılıyor. | TED | و لكن هناك شيء لا يستطيع عامة الناس تقديره في الحقيقة ، ان التجارب في تحسن مستمر و عليه ، فقد اصبحت اسرع |
| Bu deneyler, bu modelleme çalışmaları iklim değişikliğinin kendisini hesaba katmadı. | TED | هذه التجارب ودراسات النمذجة لم تأخذ في الاعتبار تغير المناخ نفسه، |
| Ve bütün bu deneyleri tekniğimizin sınırlarını anlayana dek çözümledik, çünkü bu sınırları anlayınca, nereye kadar zorlayabileceğimizi öğreniriz. | TED | وقمنا بتحليل كل هذه التجارب حتى فهمنا فعلا حدود تقنياتنا وما أن فهمنا هذه الحدود فقد عرفنا كيف نوسعها |
| test sonuçları gelene kadar, bu hastalıkla savaşmak için kendi kanıma bakacağım. | Open Subtitles | حتّى نصل إلى نتيجة الفحوص سنجري التجارب على دمي لنجري مقارنة للمرض |
| Ben buna "Tüm deneylerin anası" diyorum. Dört enzim de renklerle eşleştirildi. | Open Subtitles | انا أتحدث عن التجربه الأم لجميع التجارب الأنزيمات الاربعه سوف تكون ملونه |
| Bir sürü pilot proje yerine, bir sürü deney yapmaktır. | TED | إنها متعلقة بإجراء مجموعة من التجارب وليس مجموعة من المخططات. |
| Yanlış anlamanın nedenini şimdi anladım. Biz, onların üzerinde deney yapıyorduk. | Open Subtitles | أرى أنك أصبحت مشوش الآن نحن الذين كنا نجرى عليهم التجارب |
| Harvey canlı ve ölü hayvanlar üzerinde birçok deney gerçekleştirdi. | Open Subtitles | أجري هارڤي سلسلة من التجارب علي الحيوانات الحية و الميتة |
| Ama onun ilk tutkusu elektrikti. Kurbağalar ve kendi üzerinde sayısız deney yaptı. | Open Subtitles | لكن كان شغفه الأول بالكهرباء،وقام بالعديد من التجارب علي الضفادع و علي نفسه |
| İçinizden, onları farklı odalara kilitleyip üzerlerinde deneyler yapmak geçmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يجعلكم ذلك تريدون أن تحبسونهما في غرفة وتجروا عليهما التجارب |
| Senin protokollerini ve üzerinde deneyler yaptığım değiştirilmiş bileşiği kullandım. | Open Subtitles | طبّقتُ خطواتكم و إستعملتُ مركّباً محوّراً كنتُ أُجري التجارب عليه |
| Daha şimdiden bazı deneyler görmeye başladık bile. | TED | الآن نحن قد بدأنا بالفعل رؤية بعض التجارب هنا. |
| İşte bunlar laboratuvarda yapmaya çalıştığımız şeyler. Canlılığın bazı karakteristik özelliklerini içeren deneyler yapmaya çalışıyoruz. | TED | إذن هذه هي الأمور التي سنقوم بتجربتها في المختبر، سنجري بعض التجارب التي تحمل خاصية أو أكثر من خصائص الحياة هذه. |
| Kendi ideal toplumlarını kurmuşlar ve çeşitli deneyleri uygulamaya çalışmışlar. CC: | Open Subtitles | قاموا بإنشاء عالمهم المثالي الخاص و قاموا بعمل شتى أنواع التجارب |
| Evinde gördüğüm fotoğraflar hakkında biraz kafa yordum ve bir kaç test yaptım. | Open Subtitles | كنت أفكر كثيراً في الصور التي أريتني إياها في الشقة وقمت ببعض التجارب |
| Benim işim deneylerin test maymunları için... çok acı verici olmadığından emin olmaktı. | Open Subtitles | كان عملي أن أثبت أن التجارب لن تكون مؤلمة جدّا على قردة الاختبار |
| Geriye kalan tek hasta o. deneylerden tek sağ kurtulan. | Open Subtitles | هو المريض الوحيد الذى غادر الوحيد الذى نجا من التجارب |
| Bu beyin bölgelerinin, belirli bilinç deneyimleri ile ilişkili olduğunu biliyoruz. Ancak neden öyle olduğu konusunda bir fikrimiz yok. | TED | نحن نعلم أن هذه المناطق في المخ تتماشى مع أنواع معينة من التجارب الواعية، لكننا لا نعرف لماذا تتماشى معها. |
| Ve gerçekten, bilime karşı harika olan heyecanlı kısmı burası aslında beynin ürettiği deneyimler o kadar etkili değilse uyaranlar nelerdir? | Open Subtitles | إنه التحدي الحقيقي للعلم حقاً وهذا الجزء المثير منه ليس في فكرة أن الدماغ تولِّد هذه التجارب إنما في ماهية المحفزات |
| İkiniz de Franken-insan olabilirsiniz, ama aynı deneyin ürünü değilsiniz. | Open Subtitles | قد تكون انسانا متحولا ولكنك لست من نفس محصول التجارب |
| Meteor alanına giden ilk ekip bizdik ve ilk testler bizim laboratuarımızda yapıldı. | Open Subtitles | نحن أول من باشر موقع النيزك و كل التجارب الابتدائية تمت فى معملنا |
| Çünkü sonuç olarak hepimiz insanız ve beyinlerimiz bir spektrumda deneyim sunar. | TED | لأننا حسب التحليل النهائي: جميعنا بشر توفر لنا أدمغتنا سلسلة من التجارب. |
| Bir kategoriye ya da diğerine tamamen uymayan kişisel tecrübeler. | TED | التجارب الشخصية التي لم تتناسب بشكل جيد مع هذه التجارب أو تلك. |
| Yıllar önce uzaylılar onu kaçırmışlar. Üzerinde her türlü deneyi yapmışlar. | Open Subtitles | من سنين ماضية اختطفته الكائنات الفضائية وأجرت التجارب المختلفة عليه مثل |
| Görünüşe bakılırsa sistem testi başarılı geçti ve acil bir deneme yapmak istiyorlar. | Open Subtitles | حسنا , فيما يبدو نجح اختبار نظام التكامل يريدون نقله حالا الى التجارب |
| deneye başladıktan bir hafta sonra akut karaciğer yetmezliğinden vefat etti. | Open Subtitles | وبعد أسبوع من أداء التجارب عانت من فشل حاد بالكبد وماتت |