Ben de sizlere bu önemli anda en çok etkilendiğim kesişme ile ilgili konuşacağım, ki onlarda eğlence ve robotik. | TED | لذلك أود أن أحدثكم هذه الليلة حول تقاطع أجد جُل حماستي وشغفي منصب بهما هذه اللحظة ، وهما الترفيه والروبوتات. |
50 yılda hiçbir değişiklik yok, kamera arkasında çalışan birkaç kadın yönetmen ve eğlence endüstrisi bize izleyici olarak güvenmiyor. | TED | لم يطرأ أي تغيير منذ 50 عامًا، عدد قليل من المخرجات يعملن خلف الكاميرات وصناعة الترفيه لا تثق بنا كجمهور. |
Bu bahar dansı insanoğlunun icat ettiği en saçmasapan eğlence şekli. | Open Subtitles | رقصة الموريس هي أكثر أنواع الترفيه بلاهةً اخترعها الانسان على الاطلاق. |
Biliyorsun, çıktıkları ilk gece adam kızı, bir gösteri oyuncusunu öldürmüştü. | Open Subtitles | أتعلم أول ليلة حينما قتل الرجل االفتاة فتاة الترفيه ؟ |
Ben, ayak işlerinden, eğlence haberlerinden sorumlu stajyer muhabirliğe yükseldim. | Open Subtitles | أنا رُقّيت من الكاتب إلى مراسل متدرب، يغطّي ضربة الترفيه |
Satışçı nedir? Eğer eğlence endüstrisinde çalışıp para da kazanıyorsan, satışçısındır! | Open Subtitles | إن كنت تعمل في عالم الترفيه وتجني مالاً فأنت تخون مبادئك |
modeller, filmler, müzik... hepsini bir eğlence şirketinde biraraya getiriyorum. Bu gerçekleşmek üzere. | Open Subtitles | شركة صناعة أدوات الترفيه التي اجتمعت معها إنها على وشك أن تحقق الأرباح |
Yemek hakkında istediğini söyleyebilirsin ama eğlence konusunda üstümüze yoktur. | Open Subtitles | قل ماتشاء حول الطعام لكنك لاتستطيع التغلب على ذكرى الترفيه |
Bu anlaşma beni eğlence sektöründeki en büyük ajansın başkanı yapacak. | Open Subtitles | هذه الصفقة ستضعني على عرش أكبر وكالة في سائر قطاع الترفيه |
Bok gibi bir yerden geldim ben, eğlence dünyasında bir iş adamıyım. | Open Subtitles | لدي أهميه في هذا العمل أنا رجل بارز في مجال عمل الترفيه |
Onun tek eğlence kaynağıydı, onun için her şeyi yapmak zorundaydı. | Open Subtitles | كان مصدرها الوحيد للحصول على الترفيه وعليه فعل كل شيئ لأجلها |
Çünkü benim şimdiye kadar gittiğim tek lanetli ev, bir eğlence parkının içindeydi. | Open Subtitles | لأنني أشعر أن الصيد الوحيد الذي كنت به هو الذي في ملاهي الترفيه |
Eğitim ve eğlence haricinde benim üzerimde etkisi olmayacak şeylerle vakit kaybetmem. | Open Subtitles | و في غير التعلّم و الترفيه لن أضيّع وقتي في أشياء لن تترك أثرًا |
Ve eğlence camiasında müttefiklerimiz olduğunu bilmek çok güzel bir şey. | Open Subtitles | وأنه من الجيد أن نعرف أن لدينا الناس في مجتمع الترفيه. |
Güzellik, sanat ve eğlence eserlerinin yaratılması ve beğenilmesinde büyüttüğümüz ve yoğunlaştırdığımız adaptif bir etkidir. | TED | الجمال هو نتيجة التكيف، الذي ننشره، ونزيده قوة في صنع و متعة أعمال الفن و الترفيه. |
- Size karşı dürüst olayım Dr. Crane. Hepimiz kardeşinizi sevdik ama gösteri işindeki kişileri alma konusunda oldukça katıyızdır. | Open Subtitles | كلنا أحببنا أخيك، لكن بعضنا كان حازمًا في قبول شخص يعمل في مجال الترفيه |
Ben gösteri dünyasındayım, değil mi? Bana neden geldiniz? | Open Subtitles | انا اعمل في صناعة الترفيه فلماذا تأتى إلي؟ |
Bu gösteriye en azından bir aile eğlencesi süsü vermeliyiz. | Open Subtitles | علينا على الأقلّ أن نمنح هذا الأمر طابع الترفيه العائلي |
Popüler değildi. Entertainment Weekly popüler olduğunu söyledi, ama değildi. | Open Subtitles | انه لم يكن مشهور,الترفيه اسبوعيا قال انه مشهور,ولكنه لم يكن |
Bu kasabada biraz eğlenmek için ne yapılır? | Open Subtitles | ما الذى يفعله المرء للحصول على بعض الترفيه فى هذة البلده؟ |
Ama bu kez eğlenceyi sağlaması için ormana güvenemezdim. | Open Subtitles | لكن هذه المرة لن أعتمد على الترفيه الريفي |
Şov dünyasından bir haber, Mary Tyler Moore 64 yaşında. | Open Subtitles | في أخبار الترفيه .اليوم ماري تيلر مور بعمر 64 سنة |
Ama sizler sadece eğlenceli kısımları yapabilirsiniz. | Open Subtitles | أما أنتم فبإمكانكم القيام بكل برامج الترفيه الأخرى. |
Ağzının ortasına vurup sizi biraz eğlendirmek için. | Open Subtitles | كنت ستعمل ضربه في فمه لتعطيك بعض الترفيه. |
"Bayanlar, bugün hanginiz Joh Fredersen'in oğlu Efendi Freder eğlendirme şerefine nail olacak?" | Open Subtitles | من منكن أيتها السيدات ستكون لها شرف الترفيه عن السيد فريدر ابن جوه فريدرسن ؟ |
Fakat biz Güney Kaliforniya'dayız, Los Angeles'a yakınız, Bu yüzden eğlenceye yönelik birşey ile sonlandırmak istiyorum. | TED | لكننا في جنوب كاليفورنيا ، قريبين من لوس أنجلوس ، لذا سوف أختم بشيء يُركز على الترفيه. |
eğlencenin pek çok şeklini paylaşıyoruz -- spor salonları, halka açık parklar, konser salonları, kütüphaneler, üniversiteler. | TED | تشاركنا في أنواع أخرى من وسائل الترفيه الميادين الرياضية و الحدائق العامة قاعات الحفلات و المكتبات والجامعات |
dinlence Sarayı Şirketi'nden önce buraya asla kimse gelmedi. | Open Subtitles | قبل أن تنتقل شركة قصر الترفيه لم يأتِ أحد إلى هنا أبدا |
- Biradan sen sorumlusun. - Ben eğlenceden sorumluyum. | Open Subtitles | أنتَ مسؤول عن الجعة، وأنا مسؤول عن الترفيه |
Küçük eğlencemiz için tam zamanında geldin. Gecebekçisini idam edeceğiz. | Open Subtitles | في الوقت المناسب لقليلا من الترفيه نحن سنعدم الحارس الليلي |