ويكيبيديا

    "التهديد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tehdit
        
    • tehdidi
        
    • tehlike
        
    • tehdidin
        
    • tehditi
        
    • tehdidini
        
    • tehditleri
        
    • tehdide
        
    • tehlikeyi
        
    • tehditten
        
    • tehditler
        
    • tehditle
        
    • tehlikenin
        
    • tehlikesi
        
    • tehlikede
        
    Yani gördüğünüz gibi, Geniilara olan tehdit geldi ve gitti. Open Subtitles لذا .. فكما ترى ، التهديد للجيناى جاء و إنتهى
    - Bilmiyorum. Ama bence tehdit henüz sona ermedi ve başkan güvende değil. Open Subtitles صلب المسألة هي أن هذا التهديد لم ينتهي ولا أعتقد أن الرئيسة بمأمن
    Savcıyla konuştum. İşbirliğinize bağlı olarak tehdit suçunu düşürmeyi kabul etti. Open Subtitles تحدّثتُ مع المُدّعي العام لإسقاط تهم جناية التهديد بالإعتماد على تعاونك.
    Diktatörlükte, güç şiddet tehdidi altında ortaya çıkar, yönetilenin rızasıyla değil. TED في الديكتاتورية، تبرز سلطة الدولة من التهديد بالقوة، وليس موافقة المحكوم.
    Dışarıda hala bir tehlike varken seninle yeni bir hayat kurmak biraz ürkütücü. Open Subtitles يصعب تخيُّل أنّ نبدأ حياة جديدة سوياً، مع بقاء ذاك التهديد طليقاً بالخارج.
    Bir adaya yapılan tehdidin bütün aileye karşı yapıldığını kabul ederiz. Open Subtitles نحن نعامل التهديد على حياه المرشح كأنه تهديد على العائله كلها
    Psikometrideki stereotip tehdit etkisini de hesaba katıyor mu bari? Open Subtitles أيأخذ هذا في الحسبان تأثير التهديد المتعارف عليه لنفسية الشخص؟
    Kuru temizlemeciden gelen şu tehdit telefonuyla ilgili bir şey çıktı mı? Open Subtitles إذن، أوجدت أيّ شيءٍ عن إتّصال التهديد الصادر من محل التنظيف الجاف؟
    Bilgisayar virüsünü yayan ve konsolosluğa tehdit e-postalarını gönderen IP adresini bulduk. Open Subtitles لدينا العنوان الإلكتروني الذي أطلق فيروس الحاسوب ورسائل التهديد الإلكترونية ضد القنصلية.
    Pakistan'a yapılan nükleer saldırı hükümetin haklı göstermeye çalıştığı bir terörist tehdit miydi... Open Subtitles الهجوم النووي على باكستان هل كان التهديد الإرهابي الذي استخدمته الحكومه لتبرير أفعالها
    Tehlikeli olmanın hisleri, hep bir tehdit altında, güvensiz hissetmenin duygusu. Open Subtitles شعور كونك لست بأمان ، الشعور بغير الأمان مستمر تحت التهديد
    Frost'u tekrar işe almadığınız sürece sendika sizi tehdit edemeyeceği için. Open Subtitles عمل الاتحاد التهديد ما لم تتم إعادة فروست، هل هذا صحيح؟
    Söyleyebileceğim şey ise; ulusal güvenliğimize karşı oluşan bu tehdit onunla birlikte öldü. Open Subtitles ما أستطيع قوله لك، أن ذالك التهديد علي أمننا القومي قد مات معه
    Yalnıza 330-340 tür kaplumbağa var ve yarısı tehdit altında. Open Subtitles هناك 330 فقط، 340 أنواع من السلاحف، ونصفهم تحت التهديد.
    tehdidi etkisiz hale getirmek, sivilleri korumak, UAC verilerini UAC verilerini kurtarmak. Open Subtitles احتواء والقضاء على التهديد وحماية المدنيين واسترجاع استرجاع ملكية اليو اية اس
    Bu tehdidi yerine getirmeden önce belki dönüp, aynaya bakmak isteyebilirsiniz. Open Subtitles ربما تريدي الالتفاف و النظر بالمرآه قبل ان تنفيذي هذا التهديد.
    Suçlu, tehdidi görmeden önce, onun mümkün olduğunca yakın olmasını istemiş. Open Subtitles الجانى اراده ان يقترب بقدر الامكان قبل ان يرى هذا التهديد
    Gökyüzünden gelen tehlike neydi ve tam olarak nasıl geri gönderildi? Open Subtitles ‏‏‏ما كان ذلك التهديد من السماء‏ ‏‏وكيف جرى تجنبه بالتحديد؟ ‏‏
    Sorunumuz ise tehdidin türü hakkında bir şey söyleyemiyor olmamız. Open Subtitles و المشكلة أنه لا يمكننا الإشارة إلى طبيعة هذا التهديد
    Genellikle bağışıklık sistemi bir tehditi birkaç gün içinde yok eder. TED عادةً ما تقضي الاستجابة المناعية على التهديد في غضون أيام قليلة.
    İnsanların içi kıpır kıpırdır,efendim. Fransız tehdidini yok ederseniz, bizim tarafımızda olmayacaklardır. Open Subtitles الناس تطلب يا سيدي، تريد إزالة التهديد الفرنسي ومن المحتمل ان يتركونا
    Sanırım bunu yapmanın en iyi yolu tehditleri yok etmek. Open Subtitles أعتقد أن أمثل وسيلة لفعل هذا هو التخلص من التهديد
    Öfke, harekete geçiren bir duygudur tehdide karşı eyleme geçmeyi teşvik eder. Open Subtitles إن الغضب يعد عاطفة منشطة إنه يحفز المرء على التصرف حيال التهديد.
    Bu adayı kaybedersek hepimizin düşeceği tehlikeyi fark etmelerini sağlayacağım. Open Subtitles أجعلهم يدركون التهديد لكلّ واحد منّا إن فقدنا هذه الجزيرة.
    Uzay zaferlerinin politikada sonunda nükleer bombası olan nükleerler kulübünden gelen bir tehditten daha önemli olduğunun farkına varmıştı. Open Subtitles فقد أدرك أن إنتصارات الفضاء هذه يمكن إستغلالها بشكل أكثر فاعلية في مجال السياسة من مجرد التهديد بقنبلة نووية
    Bu tür tehditler genellikle iki şekilde olur. Open Subtitles ذلك النوع من التهديد له نوعان من التفسير عادةً
    Bu, algılanan tehditle vücudun bağışıklık tepkisinin hızlanmasını sağlayan hızlanmış kan akışına olanak sağlar. TED هذا يزيد من تدفق تيار الدم، مما يسرع بشكل مفيد رد الفعل المناعي ضد هذا التهديد المدرك.
    Sevgili Amerikalılar, bugün ulusumuzun karşılaştığı terörist tehlikenin sona erdiği haberini vermek benim için çok rahatlatıcı. Open Subtitles إيها المواطنون، أعلن لكم بارتياح بالغ أن التهديد الارهابي الذي كانت تواجهه بلادنا اليوم قد انتهى
    Ancak ardında ölüm tehlikesi yoksa hiçbiri etkili olmayacaktır. Open Subtitles ولكن, ولا واحدة منها ستُفيد ان لم تتضمن التهديد بالموت
    Buffy'nin de hayatının tehlikede olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles لدى سببا يجعلنى أعتقد أن بافى فى خطر من هذا التهديد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد