Ve Batılı yaşam tarzım boyunca sanki hiç gerçek potansiyelimi ortaya çıkaramamıştım. | TED | و كأنها بمعايير حياتي في الغرب، التي لم أعيشها بكل إمكانياتي وطاقتي. |
Son zamanlarda oturup da düşüneceğim hiç aklıma gelmeyen bazı konuları düşünmeye başladım. | Open Subtitles | هناك أشياء لقد نظرت في الآونة الأخيرة التي لم اعتقد انني سوف تنظر. |
İşte bu, henüz bizim bile düşünmediğimiz şeylerde hiçbir şey söylememektir. | TED | هذا ناهيك عن الأشياء التي لم تخطر على بال أحد بعد. |
Bu gördüğünüz uzaya fırlatılmadan kalan kalan yedi Sputnik'ten biri. | TED | هذا أحد الأسبوتنيك السبعة الناجية التي لم تطلق الى الفضاء. |
Şirketinizin satış sözleşmelerinde bu şekilde satış yapma izniniz olmadığı... | Open Subtitles | شروط شرائك تضغط علي صرامة طبعك التي لم تسمح بالبيع |
Bu kısmen finanse edilmemiş vergi kesintilerinden, ama bu öncelikle adlandırılmamış harcamalardan kaynaklı, özellikle de Sağlık Sigortası. | TED | جزئياً بسبب خصومات الضرائب التي لم تُشبَع. و لكنها غالباً بسبب ارتفاع نفقة الاستحقاقات بالذات الرعاية الطبية. |
Onun şu anda vuku bulmayan büyük savaşın yerini alıp almadığıdır. | Open Subtitles | أم أن قد حل محل الحرب التقليدية التي لم تعد تقع |
Ayrıca kullanılmayan sayılara tekabül eden pozisyonlarda sıfırlar olacaktır. | TED | كما سنجد أصفارًا في الخانات لتمثل الأرقام التي لم يتم استخدامها. |
Ve belki asla tanıyamayacağımız şeyler için de şükran duyuyoruzdur. | Open Subtitles | و ربما نحن ممتنون للأمور العائليه التي لم نعرفها بعد |
İhtiyacım olmayan bir dersi dinlemeye, sırf senin anahtarını... çalmak için katlandım. | Open Subtitles | أنا أرى أني عانيت من خلال الدراسه التي لم أكن بحاجه اليها |
Odasında hiç çıkmayan kızın olduğu odanın kapısına doğru tüm gücümle koştum. | Open Subtitles | قلبي وقدمي تسارعوا إلي باب الفتاة التي لم تخرج أبدا من حجرتها. |
Ne yazık ki böyle birşeyi daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | للأسف هذه واحدة من الحالات التي لم أرها من قبل |
Ta ki hiç tanımadığı babası ona ona beklenmedik bir şey bırakana dek. | Open Subtitles | عند اللحظة التي لم تتعرف فيها على والدها ترك لها شيئاً لم تتوقعه |
Her sıçrayan fabrikasını henüz hayal bile edemediğimiz her kâbusu... | Open Subtitles | ..وكل مصنع تسخير وكل الكوابيس الاخرى التي لم نتخيلها قط |
Öyle olsaydı içeri girer ve ...henüz almadığın televizyonu kurtarırdım. | Open Subtitles | لأنني حينها سأهرع وأحضر مجموعة التلفاز التي لم تحضريها لي |
Ayrıca hiç giymediğim seksi iç çamaşırlarımın hepsini atmamı istemiyorsan hayatımızın geri kalan süresi boyunca dolabının en alt çekmecesine ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | ايضاً، إلا إذا كنت تريد مني أن ارمي جميع ملابسي الداخلية المثيرة التي لم ارتديها أنا سأكون بحاجة إلى درج ملابسك السفلي |
Victoria, şovun parçalarının artık olmadığı bir şeyi yapıyor olduğunu kabul etmelisin. | Open Subtitles | أجزاء في المعارض التي لم تكن موجودة. لا، ولكن ما في وسعها. |
Bunların hepsi bir ülkenin ihtiyaç duyduğu meslekler, henüz icat edilmemiş meslekler de bunlara dâhil. | TED | هذه كل الوظائف التي يحتاج إليها البلد، بالإضافة إلى الوظائف التي لم تخترع بعد. |
Uzun uzun anlatmak istemediğin şu uzun hikâyen nedir bakalım? | Open Subtitles | فما كانت القصّة الطويلة التي لم تُرد أن تجعلها طويلة؟ |
Bizi, takip etmesi öğretilen bir köpek gibi, her zaman takip etmeyen, fakat daha önce mimarinin kelime haznesinin parçası olmamış, başka olasılıklar, başka deneyimler gösteren yönlere doğru hareket eden bir alan. | TED | مساحة لا تتبع دائما لنا مثل الكلب الذي تم تدريبه على متابعتنا ، ولكن يمضي قدما في اتجاهات تظهر الاحتمالات الأخرى ، والتجارب الأخرى ، التي لم تكن أبدا جزءا من المفردات المعمارية. |
Bekle bir saniye, yaşadığımız şehrin dışında asla cüretkâr hareketlerde bulunmam. | Open Subtitles | انتظري، أنت التي لم تخرجي بمغامرة خارج مقاطعتك أبداً وليس نحن |
İyi olmayan kısmı ise, arabanın parlak sarı olması ve evimin önünde durmasıydı. | Open Subtitles | الاخبار التي لم تكن بتلك الجوده هي الصفراء المشعه الواقفه في ممر بيتي00 |
Sözleri hayatım hakkında daha önce düşünmediğim şeyleri gözden geçirmemi sağladı. | TED | لقد جعلتني أتفحص الأشياء الموجودة بحياتي التي لم آخذها بعين الأعتبار. |
Fakat bilmediğim bir şey vardı ki her zaman hayalini kurduğum muhteşem hediyeleri alıyordum: Kendime saygı duymak, bilgi, disiplin. | TED | وكلما عرفت القليل كنت أكتسب أعظم الهبات التي لم أكن أحلم بها يوماً: قيمة الذات، المعرفة والإلتزام. |
Tekrar uçmamız gerekiyor, çünkü şaşırtıcı ve daha önce yapılmamış şeyler uçmanızı gerektiriyor. | TED | وعلينا التحليق مجدداً لأن الأشياء المذهلة، التي لم يسبقك إليها أحد تطلب منك أن تحلق. |
Teddy kim ve daha önce görmediğim bu diğer oda da ne? | Open Subtitles | من هو تيدي و ما هذه الغرفة التي لم ارها من قبل |
Tanrı şahidimdir, sen istediği kadını alamadığı için kıskançlıktan ve kinden, deliye dönmüş bir adamsın. | Open Subtitles | أمام الله , انت رجل مريض , اهلكتك الغيرة والكراهية لأجل المرأة التي لم تستطع الحصول عليها |