ويكيبيديا

    "الحافز" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • teşvik
        
    • motivasyon
        
    • motive
        
    • dürtü
        
    • motivasyonu
        
    • motivasyonun
        
    • sebep
        
    • teşvikle
        
    • Gereksinim
        
    • tetiklemiş
        
    Bu, Amerikadaki siyahların sadece ruhani sorunlarını değil tüm sıkıntılarını çözmelerini teşvik edecek bir yoldur. Open Subtitles ، ليس فقط روحيا ً .. و لكن ذلك سيعطينا الحافز على حل مشكلتنا هنا فى الموطن
    Babamın ölümüyle hayatımda meydana gelen değişim beni Kongre adaylığı için yarışmaya teşvik etti. Open Subtitles بعد الحدث الجلي عن وفاة والدي كان هذا الحافز لي كي أرشح نفسي لمجلس الشيوخ
    Karşılaşacağınız bir diğer problem ise motivasyon eksikliği. TED المشكلة الأخرى التي سوف تواجهها هي عدم وجود الحافز
    Bizi etkene yaklaştırmak veya uzaklaştırmak için motivasyon sağlar. TED تدفعنا إلى الحركة نحو أو بعيدًا عن الحافز.
    Bir etli çörekle böyle motive olacak kadar kolay birisin. Open Subtitles . أنت ساذجٌ جداً ليكون لديك مثل هذا الحافز بسبب فطيرة لحم
    Enerji, odak, tutku, motivasyon, istek ve dürtü ile bağlantılı olarak, beynin en ilkel kısımlarında bulunurlar. TED إنهم يقعون في الأجزاء الأكثر بدائية في الدماغ،وترتبط بالطاقة، التركيز،الشهوة، الحافز الرغبة والدافع.
    Bir kadın doğru motivasyonu olursa bir erkeği kolaylıkla öldürebilir. Open Subtitles المرأة بوسعها قتل أيّ رجلٍ ما إذا توفر الحافز المناسب.
    Biraz teşvik edildiklerinde insanlar sizi şaşırtabilir. Open Subtitles البشر يُمكنهم تقديم ما يُدهش عندما يُقدم لهم الحافز المناسب.
    - Bence şantajdan çok teşvik edici. Open Subtitles لا اعتقد انا ستطير لا اعتقد بقدر الابتزاز سوف يكون الحافز
    Şu an herhangi bir teşvik ya da bir ödül yokken neden hızlı süreyim ki? Open Subtitles والآن، في ظلّ غياب الحافز والمكافأة، لمَ عساي أقود بسرعة؟
    ancak çocuğunu sevdiğini biliyorum, belki de o doğru şeyleri yapman için teşvik olacak. Open Subtitles لكني أعرف أنكِ تحبين ذلك الولد لذلك ربما يكون الحافز لكِ لكي تصححين الأمور
    İçsel motivasyon nedir, ya da ne olmalıdır? TED اذا، ما هو أو مالذي ينبغي أن يكون الحافز الجوهري؟
    HM: Eh, içsel motivasyon öğrenmek olmalıdır. TED هيكي: حسناً، الحافز الجوهري يجب أن يكون التعلّم.
    Fizyoterapistler özel egzersizlerin iyileşme sürecini kısalttığına hemfikirler fakat hastalarda bunları yapmak için motivasyon yok. TED يتفق جميع أطباء العلاج الطبيعي على أن التمارين الخاصة تقلل الوقت اللازم للتعافي، ولكن المرضى ينقصهم الحافز للقيام بها.
    Tabii seni motive eden oydu. Ama bu sırada kendini harika bir koca adayına çevirdin. Open Subtitles بالتأكيدكان لديها الحافز ، لكن طوال الطريق جعلتُ نفسك في جحيم من المشاكل
    İş: Kendinizi tekrar motive ediyorsunuz. Ama dikkatli ilerleyin. Open Subtitles في العمل لديك الحافز ولكن عليك التقدم بحذر
    Süreci bölmeye ve gözlemlemeye başladığımızda, yani dürtü ve otomatik tepkiyle değil de, etkileri bakımından gözlemlemeye başladığımızda, artık çevresine otomatik olarak tepki veren, beden-zihin bilinciyle hisseden bir kişi olmaktan çıkarız. Open Subtitles تبدأ بكسر علاقاتها طويلة الأمد عندما نبدأ بالمقاطعة و نراقب ليس بدافع الحافز و الاستجابة و رد الفعل التلقائي..
    Evet? Heike Musa: Herkese merhaba, ben Heike, ve sanırım bu içsel motivasyonu öldürür, kitap okumak isteyen bir çocuğu düşünürsek, ona sadece para ödeyerek, bu güdüyü ortadan kaldırırsınız, yani bu davranışı değiştirir. TED هيكي موسى: مرحباً بالجميع، أنا هيكي، و أعتقد أنها تقتل جوهر الحافز، فالنسبة لذلك الطفل، اذا أردت أن تقرأ، فعليك أن تستبعد هذا الحافز عبر الدفع لهم، بحيث يغيّر السلوك.
    Daha önemlisi, bu kadar malzemeyle dolu bir merkeze taşınmamıza karşın, herhangi bir şey yapmak için hiç motivasyonun yok gibi Ryuzaki. Open Subtitles الأهم من هذا، رغم انتقالنا لهذا المركز المليء بالمعدات يا ريوزاكي، إلا أنك تفتقد الحافز لفعل أي شيء؟
    Ama bu bilginin yayılmasını baskılarsak belki de daha baştan yaratılmasına sebep olan ekonomik teşvikleri de azaltırız. TED ولكن إذا كان باستطاعتنا تقليل انتشار هذه المعلومات، فربما يقلل ذلك من الحافز الاقتصادي لإنتاجها في المقام الأول.
    Ve belki doğru teşvikle, bunu bana yapan insanlara düşman olacağımı düşünüyorsunuz. Open Subtitles وربما، فقط مع الحافز الصحيح ساعمل ضد من فعل بي هذا
    Gereksinim ve b*k. Open Subtitles الحافز والرغبه
    Bunları erken yaşta görmesi, belli arzularını tetiklemiş. Open Subtitles لقد أظهرت رغبات معينة التعرض المبكر كان الحافز

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد