Bayanlar tuvaletine daha fazla klozet koymadıkları sürece medeniyet zerre kadar ilerlemeyecek. | Open Subtitles | الحضارة لن تتقدم مقدار ذرة حتى يضعوا مراحيض أكثر في حمام السيدات |
Ona göre zorlu soruların cevabını öğrenmek olgun medeniyet seviyesine erişmek için gerekliydi. | Open Subtitles | بالنسبه له، تَـعلُّم أن نسأل أسئلة صعبة كان شيئاً ضرورياً لتطوير الحضارة الناضجة |
Açıklık kavramının birden çok farklı anlama geldiğini söylemek mümkün. medeniyetin dönüşümü açısından bu anlamlardan her birinin karşılık geldiği bir ilke var. | TED | حسناً، كما يتبين ، للإنفتاح عدد من المعاني المختلفة و لكل معنى مبدأ متماشي مع تحوّل الحضارة. |
Petrol, uygarlık abidesinin her döneminde vardır ve uygarlığın da temelidir. | Open Subtitles | النفط هو الأساس لصرح الحضارة الأنسانية الذي إستمر معها خطوة بخطوة. |
Bu yüzden bunu söylüyorum. Söylüyorum çünkü, tekrarlayayım, iyi bir neden için değilse hiçbir şey var olamaz. Güzel rüyamızın, bu uygarlığın nedeni. | TED | لهذا السبب أنا أقول ذلك. أقول ذلك ، لأنه، وأكرر، لا شيء موجود إذا لم يكن لسبب وجيه، سبب حلمنا الجميل، لهذه الحضارة. |
Winston Churchill bir keresinde medeniyeti tanimlamisti. 1938 yilin da vermis oldugu bir derste. | TED | ونستون تشرشل عَرّف الحضارة مرة فى محاضرة درسها فى العام المصيرى 1938. |
Yalnızca örnekleme adına iletişim kuran medeniyete dair yolun kapalı olduğunu savunan dört engele dört tane daha ekleyeyim. | TED | ولهدف التوضيح فقط، سأقترح أربعة عوائق أخرى لأضيفها للأربعة التي يقول عنها الناس أنها تمنع سبل الحضارة التواصلية. |
Ancak bilgiyi bir jenerasyondan diğerine aktarmayı öğrendiğimizde medeniyet mümkün olabildi. | TED | حتى تعلمنا كيف ننقل المعرفة من جيل لجيل اصبح من الممكن ان تغدو الحضارة شيئاً حقيقياً |
medeniyet tarihi, bazı yönlerden aslında haritalar tarihi: Çevremizdeki dünyayı anlamayı nasıl başardık? | TED | تاريخ الحضارة في بعض الأحيان هو تاريخ الخرائط: كيف لنا أن نفهم العالم من حولنا؟ |
Uzaylılar ziyarete gelirse eğer, ilkel medeniyet biziz. | TED | إذا جاءتنا المخلوقات الفضائية في زيارة ، فنحن الحضارة البدائية. |
Yani sahip olacağımız eşitliği ve medeniyetin ilerleyeceği seviyeyi düşünün. | TED | أعني في ذلك، أن يكون لدينا نوع من الإنصاف، ومعدل يمكن أن تتقدم به الحضارة |
Empati ve özgecilik medeniyetin iki temelidir. | TED | التعاطف والإيثار ركيزتان من ركائز الحضارة. |
Pascal modern medeniyetin mimarı olarak bilinir. | TED | باسكال كان يطلق عليه لقب مهندس الحضارة الحديثة مهندس الحضارة الحديثة |
İşte bu Çin, bir uygarlık devleti, bir ulus-devlet değil. | TED | حسناً .. هذه هي الصين .. دولة الحضارة بدلاً من الدولة القومية |
Çin ise aynı zaman zarfında tamamen zıt yönde ilerledi, bu devasa uygarlığı, uygarlık devletini zorlukla bir arada tutarak. | TED | والصين في هذه الفترة حصل لها العكس تماماً محاولة الامساك والحفاظ على هذه الحضارة الكبيرة بالتوازي مع مفهوم الدولة |
Şimdi, onlar yeni bir dünya aramak için uygarlığın yarsını gönderdiler. Haftada 21 milyar oyun saatini bulduğum yer burası. | TED | الآن، لقد جعلوا نصف الحضارة تذهب للبحث عن عالم جديد. ومن هنا حصلت على ٢١ بليون ساعة أسبوعيا من اللعب. |
Antik Afrikalılar medeniyeti kurdular. Onların anıtları, ki hala ayaktadır, muhteşemliklerine en doğru kanıttır. | TED | أفارقة العصور القديمة إبتكروا الحضارة و آثاراهم و تذكاراتهم ما زالت صامدة إلى يومنا هذا شهادة حقيقية على عظمتهم |
Senghor'un tasvir ettiği o evrensel medeniyete katkıda bulunmak istedim. | TED | أردت المساهمة في تلك الحضارة العالمية التي وصفها سنغور. |
Tekrar ve tekrar. Aptal yerine koyduğu uygarlığı yok edene kadar. | Open Subtitles | ومرة اخرى, ومرة اخرى, حتى تقضي على الحضارة التي انغرت به |
Batı medeniyetinin sona ermek üzere olduğunu düşünüyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعتقد أن الحضارة الغربية تشارف على نهايتها؟ |
PET (Poli-Etilen Tereftalat) şişeler, (kapaksız olsalar) denizde batacak ve Medeniyetten bu kadar uzaklaştırmayacaklar. | TED | القوارير المصنوعة من تيريفثاليت البولي إثيلين ستغرق في ماء البحر ولن تستطيع الوصول لهذا البعد عن الحضارة |
Lily, burada amerikanın kültür ve sanat merkezinin tam ortasında yaşıyoruz. | Open Subtitles | ليلي .. نحن نعيش في مركز الفن و الحضارة في امريكا |
Ufacık bir miktarı bile serbest kalsa, insan uygarlığının tamamını yok edebilir. | Open Subtitles | , لو أن جزء صغير تسرب سوف يقضي ذلك على الحضارة الانسانية |
Şimdi, elbette, istisnalar var, harika, kültürü iyileştiren istisnalar. | TED | و الآن بالطبع، هناك استثناءات، استثناءات مذهلة، تعزز الحضارة. |
İşe yarayacaktı. Bu ölü, çöp yığınından tekrar uygarlığa dönecektim. | Open Subtitles | ولو نجح لأمكنني التزلج خارجة من .هذه المزبلة، وأعود إلى الحضارة |
Prestijini ihtişamını, yüzyıllar boyunca oluşturduğu medeniyetini. | Open Subtitles | هيبتها، عظمتها، الحضارة التى خلقتها خلال قرون من التاريخ. |
Senin Tara'n tehlikedeyken, ben de burada kalkmış uygarlıktan bahsediyorum. | Open Subtitles | أنتِ محقة يا سكارليت ها أنا ذا أتحدث عن الحضارة |