Acele eden fırıncının karısı göğe doğru yükselen ikinci fasulye sırığını fark etmedi. | Open Subtitles | وعلى عجالة منها لم تلحظ زوجة الخباز ساق الفاصولياء الثانية تصعد إلى السماء |
Bir başka deyişle, hamurun kişiliği ve karakteri fırıncının uzun uzun bakışları altında gelişiyor. | TED | بمعنى آخر .. ان الشخصية والقوام ينموان في العجينة تحت اشراف الخباز بنفسه |
Anastasia buraya çekin. fırıncıyı da dışarı çıkarın ve tam dükkanın önünde karşılaşacaklar. | Open Subtitles | نعود باناستازيا إلى هنا ثم تجعلين الخباز يرجع إلى الخارج ويتاقبلون عند الدكان |
fırıncıyı etkilemenin en iyi yolu ona karşı tatlı olmaktır demek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أعني الطريقة الوحيدة لإعجاب الخباز ان تعامليه بلطف |
O gece seni bir dedektif arıyor ve sana aynı Baker'ın Ohio'da bir soygun zincirinin zanlısı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | في تلك الليلة، اتصل المحقق .. وأخبرك بأنّه نفس الخباز المطلوب في أوهايو لسلسلة جرائم السرقة |
Yani bir fırıncı, ve iyi bir fırıncı, nişastanın içinde saklı olan şekeri nasıl açığa çıkaracağını bilir. | TED | شكراً لك ان الخباز الجيد يعلم تماما كيف يستخرج ويفصل ويميز السكر عن النشا في الخلطة |
Abigail McGinty, ekmekçi tarafından oturma odasında yerde bulunmuştu. | Open Subtitles | لقد عثر الخباز على ابيجيل ماجنثى ملقاة على ارضية غرفة معيشتها |
O yüzden bu sabah fırından aldığım elmalı çöreklerle idare edeceksiniz. | Open Subtitles | لذا عليكم أكل كعك التفاح المحلى، الذي أحضرته من الخباز هذا الصباح. |
Ben fırıncıyım sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنا الخباز |
fırıncının tüm süreç boyunca yaptığı tercihler ürünü belirliyor. | TED | لان خيارات الخباز على مدى تلك المراحل هي التي ستحدد نوعية المنتج الذي سيخرج لاحقاً |
Kuşlar kızın şapkasını getirecek. Siz de fırıncının dikkatini çekeceksiniz. | Open Subtitles | الطيور تأخذ قبعتها وانت تجذبين انتباه الخباز |
11 yaşımdayken, çilekli pasta çaldığım fırıncının adını hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر اسم الخباز الذي سرقت منه حلوى الفرولة حينما كنت في الـ11 من عمري |
fırıncının karısıyla yatma nedenim anahtar içindi. | Open Subtitles | انا فقط نمت مع زوجه الخباز من اجل المفتاح |
"Kasap ekmeği yakarsa... "bunun için fırıncıyı suçlama." | Open Subtitles | لاتلوم الخباز عندما يخبز اللحام الخبز |
Ölmekte olan oğlum yerine, fırıncıyı mı iyileştireceksin? | Open Subtitles | ستعالج الخباز علي حساب ابني المحتضر؟ |
Sanırım bizden fırıncıyı araştırmamızı istiyorsunuz. | Open Subtitles | اظنك تريدنا ان نحقق في الخباز |
Yapmazsan, Baker serbest kalacak ve ortalıktan tüyme ihtimali var. | Open Subtitles | إذا لم تفعل ، وتم إطلاق سراح الخباز فهنالك احتمال أن يفرّ هارباً |
Baker haftanın ardından 100 milyon dolar değerinde bir bedelle sözleşmesini 4 yıl daha uzattı. | Open Subtitles | وقعت الخباز لمدة أربع سنوات تمديد عقده تقدر قيمتها بأكثر من 100 مليون دولار. |
Bir bilginin ya da deneyimin bizim için neden bizim için anlamlı, kayda değer, renkli olduğunu anladığımızda ve bu bilgiye bir şekilde daha önceden zihnimizde olanlar ışığında bir anlam kazandırdığımızda ve kişi olan Baker'ları zihnimize hitap eden fırıncılara dönüştürebildiğimizde hatırlayabiliyoruz. | TED | نتذكر عندما نستطيع أن نأخذ معلومة وتجربة ونكتشف لماذا هي ذات معنى بالنسبة لنا لماذا هي مهمة ولماذا هي ممتعة عندما نستطيع تحويلها بطريقة ما لتصبح ذات معنى في ضوء جميع الأشياء التي تدور في عقولنا عندما نستطيع تحويل بيكرز (الاسم) إلى بيكرز (الخباز) |
Bütün bunlar fırıncı tarafından belirleniyor ve ekmek bazı aşamalardan geçiyor ve karakterleri gelişiyor. | TED | اذا كل تلك المعطيات تحدد من قبل الخباز بينما يمر الخبز بعدة مراحل تشكل شخصيته وطبيعته |
Dün tuhafiyeci, bugün ekmekçi. | Open Subtitles | بالأمسبائعالسلعالصغيرة... واليوم الخباز |
Akşam ekmeğinizi yerken onun bir fırından geldiğini bilirsiniz. | Open Subtitles | عندما تأكل الخبز تعلم انه من الخباز |
Bazen bir fırıncıyım. | Open Subtitles | * احيانا أنا الخباز * |