ويكيبيديا

    "الخلط" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • karışıklık
        
    • karışık
        
    • karıştı
        
    • karıştırmak
        
    • karışmış
        
    • karıştırma
        
    • karıştırmaya
        
    • karıştırmayın
        
    • karıştırmış
        
    • karışmıştır
        
    • Karıştırmayı
        
    • Karman çorman
        
    • karıştırabildin
        
    • karıştırılmasın
        
    Koçun o yaşta bir kızla karışıklık yaratabilecek bir duruma girmemesi gerekir. Open Subtitles فتاة في هذا السن على المدرب ألا يقترب من أي وضع من إحتمالية الخلط
    Üç kez dükkan soyma, düğünde birini yumruklama ve üçüncüde de başka birinin kimliğini kullanmakla ilgili bir karışıklık oldu. Open Subtitles ثلاث مرات سرقة, لكم شخصاً ما في زفاف و كان هنالك نوعاً من الخلط
    New York'taki bu yıllar ya bizi daha yaşlı, daha karışık ve ölü yaptıysa? Open Subtitles ما إذا كانت كل هذه السنوات في نيويورك جعلت لنا فقط كبار السن، أكثر الخلط أو ميتا؟
    Ameliyathanede hastalar karıştı da. Open Subtitles لقد كان هناك ذلك الخلط بين المرضى في غرفة العمليات.
    Senin için de başka şeyler kolay masayla lavaboyu ve kirli sepetini karıştırmak gibi. Open Subtitles حسناً بعض الامور هي بسيطة بالنسبة لكِ مثل الخلط بين الطاولة وحوض الغسيل وسلة الغسيل
    Foreman'ın bu sağ önle biraz kafası karışmış gibi ki bunu daha önce pek görmedim. Open Subtitles وفورمان قليلا الخلط مع أن يؤدي اليمين ، وأنا لم أر مرات عديدة جدا من قبل.
    Kesinlikle 2 tek yatak, çünkü otelde bir karışıklık olmuş da. Open Subtitles إنها بالتأكيد غرفة ذات سريرين منفردين التي حجزنها، هناك بعض الخلط في الفندق
    Polisle ilgili bir karışıklık olmuş, tek başımızayız. Open Subtitles كان هناك بعض الخلط فى شرطة مترو و نحن وحدنا
    Görünen o ki, laboratuarda bir karışıklık olmuş. Open Subtitles على مايبدو , هناك نوع من الخلط في المختبرِ
    Bir karışıklık oldu, Sean eşleri değiştirmek istemedi. Open Subtitles لكن كان هناك الخلط و لم شون لا تريد أن تتحول
    Bu konuyu birkaç ay önce görüşmüştük, ama biraz karışıklık olmuş. Open Subtitles أعرف أننا قمنا بمثل هذا الأمر من قبل، لكن، يوجد بعض الخلط بين الأمور.
    Bu karışıklık birçok öğrencinin biyoloji derslerinde kalp konusundan çekinmesine yol açar. Kalbin karmaşık isimler ve şekillerle dolu göz korkutucu bir ders konusunu işaret ettiğini düşünürler. TED هذا الخلط يجعل العديد من الطلاب يحذر من القلب في حصص الأحياء، معتقدين أنه يشير إلى مادة مخيفة مليئة بالأسماء والمخططات المعقدة.
    Yani, katilimizin zihninde, o aşk ve erotizmin bir çeşit karışık simgesi. Open Subtitles إذاً في عقلية القاتل هناك بعض الخلط المجنون بين الحب والإثارة
    Programı karışık oluyor ve tanışma programına katıldığından emin olmak istiyorum. Open Subtitles من أنه قام بتغيير محاضرة مادة علم الاجتماع التي تسبب هذا الخلط أتعلم ؟
    Ama sonradan bu "Bağımsız Ordu" gerzeklerine karıştı ve sonu hapishane oldu. Open Subtitles ثم حصل ذلك الخلط مع الجيش السيادي الأغبياء ما قاده إلى السجن وانت تخبرني أنه معهم ثانية؟
    Şimdi karşımda benimle çıkmak isteyen iki tane mükemmel erkek var ve ben ikisinden de hoşlanıyorum ve kafam çok karıştı. Open Subtitles والآن لدي اثنين من الرجال المدهش أن ترغب حتى الآن لي، وأنا أحب لهم على حد سواء، وأنا ذلك الخلط.
    Negatifle pozitifi birbirine karıştırmak istemiyor o. Open Subtitles إنها نوعاً ما لاتريد الخلط بين السلبي والإيجابي
    Tamam, bu dünyadaki kafası en karışmış bilim insanı olmalı. Open Subtitles حسنا، وهذا هو يجب أن يكون للعالم أكثر الخلط في العالم.
    Bebek bariz şekilde Meksikalı! karıştırma işini unuttuk o yüzden. Open Subtitles من الواضح ان الطفل مكسيكي لذا تعرف ان الخلط مستبعد
    Hazırlamaya başladım herşey kara bir deliğe düşüyormuş gibi geliyordu ama şacımı karıştırmaya devam ettim. TED فبدأت الخلط وشعرت ان كل شيء يقع من يدي .. وبدأت تختلط الامور علي .. ولكني استمريت بذلك ..
    Ama deliliği kontrolü kaybetmek ile karıştırmayın. Open Subtitles لكن لا يجب الخلط بين الجنون وفقدان السيطرة
    Yunanca deyişle "korone" var. İkisini birbirine karıştırmış olabilirler mi dersin? TED هل من الممكن أنه قد تم الخلط بين الكلمتين؟
    Kanka sadece akılları filan karışmıştır. Open Subtitles المتأنق ، وانهم فقط ، كما تعلمون ، أو شيء من هذا الخلط.
    Karıştırmayı izleme, başka biri karıştırsa bile benim kartları izlemem anlamına geliyor. TED متابعة الخلط تعني ان اتابع الاوراق، حتى ولو كان شخص اخر يقوم بالخلط.
    Karman çorman olduğu için kusura bakma. Open Subtitles آسف عن هذا الخلط.
    Hâlâ anlamadığım şey, nasıl Paris ve Tuscany'yi bir birine karıştırabildin. Open Subtitles مازلت لا أفهم كيف يمكنك الخلط "بين "باريس" وَ "تاسكوني
    Alkolik olan Ben Philips, Sr. ile karıştırılmasın. Open Subtitles لا ينبغي الخلط بين بن فيليبس، الأب، الذي يشرب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد