ويكيبيديا

    "الخلود" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ölümsüzlük
        
    • Sonsuzluk
        
    • sonsuza
        
    • ölümsüzlüğü
        
    • ölümsüzlüğün
        
    • ölümsüz
        
    • sonsuzluğu
        
    • sonsuz
        
    • sonsuzluğun
        
    • ebedi
        
    • Ebediyete
        
    • sonsuzluğa
        
    • ölümsüzlüğünü
        
    • ölümsüzlükten
        
    • Eternity
        
    Yeni Savaş Tanrısı'nı tedarik etme karşılığında, bana da... ölümsüzlük ihsan edilecek. Open Subtitles وفي مقابل أن أجعل أحدكم إله الحرب الجديد، سوف يتم منحي الخلود
    ölümsüzlük, birinin hafıza bütünlüğüyle tekrar hayata dönmesidir ama sen bunu başaramadın. Open Subtitles الخلود يعني العودة إلى الحياة مع عقل واحد وذكريات سليمة، وليس لديك.
    Şimdi, kısaca bu dört, basit formdaki ölümsüzlük hikayelerini tanıtacağım. Ve sizlere, her kültür ve jenerasyonda, nasıl anlatılageldiğini o zamanın dilini de kullanarak açıklamaya çalışacağım. TED الآن سأقدم هذه الأشكال الأربعة الأساسية لقصة الخلود وأريد أن أعطيكم بعض الإدراك للطريقة التي تُعاد صياغتها بها في كل ثقافة أو جيل بإستخدام لغة العصر.
    İşte ben de bundan bahsediyorum. Sonsuzluk, aynadaki yansımasından görünüyor. Open Subtitles هذا ما أتحدث عنه الخلود يحدق فى نفسه أمام المرآة
    sonsuza kadar burada kalmak istiyorsan Arthur kalabilirsin. Open Subtitles إذا كنت قررت الخلود فى هذا المكان يا آرثر فليكن إذا لكن إختيارك الإنتحار للآخرين
    ...ölümsüzlüğü irdeliyordu. Bu konu sürekli aklını kurcalıyordu. Open Subtitles هو يتعامل مع موضوع الخلود الموضوع الذي قضى عليه
    Çalışmalarının ana merkezi, ölümsüzlüğün anahtarı olarak gördükleri hayatın kaynağını keşfetmekti. Open Subtitles جوهر عملهم, كان أكتشاف آصل الحياة والذي أعتقدوا أنه مفتاح الخلود
    Meslek hayatı bitmişti. ölümsüz olmak için bir şey yapmaya karar verdi. Open Subtitles تدهورت مهنتها ولذلك قررت القيام بخطوه نحو الخلود.
    Beden büyüklüğünü ve hacmini değiştirme, süper hız, uçma, süper kuvvet, ölümsüzlük ve görünmezlik. TED تغيير حجم الجسد و محتواه سرعة هائلة الطيران قوة هائلة الخلود و الاختفاء
    Nihayetinde ölümsüzlük otomatikman yenilmezlik anlamına gelmiyor, sadece ölemeyeceğiniz anlamına geliyor. TED الخلود لا يتضمن المناعة، فهو يعني فقط أنك لن تموت.
    Beden büyüklüğünü ve hacmini değiştirme, süper hız, uçma, süper kuvvet, ölümsüzlük ve görünmezlik. TED تقليص حجم الجسم السرعة الخارقة الطيران القوة الخارقة الخلود أيضاً التخفي.
    Şu an için ölümsüzlük erişilemez, insanlar ve bilgisayarlar için. TED الآن، فإن الخلود لا زال بعيد المنال بالنسبة للبشر والحواسب كذلك.
    ölümsüzlük peşinde koşan bu insanlarla alay etmeli miyiz? TED هل نُحقِّر من شأن طالبي الخلود العصريين، و ننعتهم بالمغفلين؟
    ölümsüzlük ve nihai gerçek; benlikte, bireysel aklın içinde. Open Subtitles أنها النفس بحد ذاتها، العقل الفردي، الذي يحتوي على الخلود والحقيقة الكاملة.
    Gördüğün gibi, söz verilmiş Sonsuzluk yolunda, burası sadece bir köprü. Open Subtitles كما ترى، يعتبر كُل هذا محطة طريق للوصول نحو الخلود الموعود.
    Sonsuzluk hakkındaki endişelerini giderebilirdim ama artık çok geç. Open Subtitles لقد كان يمكنني أن أطهر نفسي من قلقك بشأن الخلود لكن الوقت قد فات الآن
    Ama ilk dileğinin sonsuza kadar yaşamak olduğunu hatırlatırım. Vay canına! Open Subtitles بإستثناء أن أمنيته الأولى كانت الخلود الأبدي
    O Ateş Çemberiyle çevrilidir, bu ateş ölümsüzlüğü öldürüyor. Open Subtitles إنها تحيطها في دائرة من نار نار تقتل الخلود
    Yarın sabah, ölümsüzlüğün kıyılarına çıkarma yapmış olacaksın. Open Subtitles صباح الغد، ستكوني فائزة بجسر لكي على شاطئ الخلود.
    Yani bu kendi varlığı için ölümsüz bir araç aramak insanın doğasından geliyor. Open Subtitles لذا هذة طبيعتنا إرادة الخلود خلال خلق أوعية خاصة لوعينا
    Arthur, eğer sonsuzluğu burada harcamak istiyorsan, öyle olsun, ancak intihar bir seçenek değildir. Open Subtitles إذا كنت قررت الخلود فى هذا المكان يا آرثر فليكن إذا لكن إختيارك الإنتحار للآخرين
    Harekete geçmek için sonsuz vakti ve sınırsız kaynağı var. Open Subtitles لديه الخلود كي يتصرف فيه , وموارد لا نهاية لها
    Evet, eğer ben şunlardan bir tanesini bulabilmiş olsaydım sonsuzluğun ne olduğunu mesela, onların benim için deli diye düşünmelerini umursamazdım. Open Subtitles حسنا,لو يمكن أن أكتشف أحد تلك الأشياء ما هو الخلود,علي سبيل المثال أنا لا أهتم لو أعتقدوا بأني مجنون
    Elinde ebedi yaşam büyüsü var, ama gençlik için değil. Gençlik yok. Open Subtitles لأن لديها تعويذة الخلود لكن ليس لديها تعويذة الشباب، ليس الشباب
    Bu mezarın derinliklerinde kralın bir hizmetkarı Ebediyete yolculuk için bekliyor. Open Subtitles هنا في أعماق قبرة خادم الملك ينتظر النداء لعرض رحلته إلى الخلود
    Öldüğünde, zalanga denilen yığının kırılıp ruhunun sonsuzluğa gittiği merasimleri var. TED و عندما تفارق الحياة, يقومون بطقوس حيث يقومون بكسر هذه الكومة المسماة زلنغا فتذهب روحها الى الخلود.
    Sen ailemin ölümsüzlüğünü çalmak, köleler ve hayvanlar gibi, vücutlarının çürümesine izin vermemi istiyorsun. Open Subtitles أنت تطلبين أن أسرق الخلود من والداى ؟ و أن أترك جثتيهما تتعفنا فى العدم مثل جثث العبيد و الحيوانات ؟
    Bir düşün Damon. Gezginler ölümsüzlükten hoşlanmıyorlar. Open Subtitles فكّر بالأمر يا (دايمُن)، الرحّالة يكرهون الخلود.
    Bayan Simone bugün yeni filmi "Eternity Forever" için çalışmaya başlayacak. 9 yıl önce hikayeyi yazdığımdan beri bu projenin kalbimde özel bir yeri vardır. Open Subtitles الآنسة سيمون سوف تبدا اليوم في عمل جديد لها الخلود الابدي هذا العمل الذي اعتبرة الاقرب والاعز الى قلبي منذ ان كتبتة منذ 9 سنوات

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد