Yeni Savaş Tanrısı'nı tedarik etme karşılığında, bana da... ölümsüzlük ihsan edilecek. | Open Subtitles | وفي مقابل أن أجعل أحدكم إله الحرب الجديد، سوف يتم منحي الخلود |
ölümsüzlük, birinin hafıza bütünlüğüyle tekrar hayata dönmesidir ama sen bunu başaramadın. | Open Subtitles | الخلود يعني العودة إلى الحياة مع عقل واحد وذكريات سليمة، وليس لديك. |
Şimdi, kısaca bu dört, basit formdaki ölümsüzlük hikayelerini tanıtacağım. Ve sizlere, her kültür ve jenerasyonda, nasıl anlatılageldiğini o zamanın dilini de kullanarak açıklamaya çalışacağım. | TED | الآن سأقدم هذه الأشكال الأربعة الأساسية لقصة الخلود وأريد أن أعطيكم بعض الإدراك للطريقة التي تُعاد صياغتها بها في كل ثقافة أو جيل بإستخدام لغة العصر. |
İşte ben de bundan bahsediyorum. Sonsuzluk, aynadaki yansımasından görünüyor. | Open Subtitles | هذا ما أتحدث عنه الخلود يحدق فى نفسه أمام المرآة |
sonsuza kadar burada kalmak istiyorsan Arthur kalabilirsin. | Open Subtitles | إذا كنت قررت الخلود فى هذا المكان يا آرثر فليكن إذا لكن إختيارك الإنتحار للآخرين |
...ölümsüzlüğü irdeliyordu. Bu konu sürekli aklını kurcalıyordu. | Open Subtitles | هو يتعامل مع موضوع الخلود الموضوع الذي قضى عليه |
Çalışmalarının ana merkezi, ölümsüzlüğün anahtarı olarak gördükleri hayatın kaynağını keşfetmekti. | Open Subtitles | جوهر عملهم, كان أكتشاف آصل الحياة والذي أعتقدوا أنه مفتاح الخلود |
Meslek hayatı bitmişti. ölümsüz olmak için bir şey yapmaya karar verdi. | Open Subtitles | تدهورت مهنتها ولذلك قررت القيام بخطوه نحو الخلود. |
Beden büyüklüğünü ve hacmini değiştirme, süper hız, uçma, süper kuvvet, ölümsüzlük ve görünmezlik. | TED | تغيير حجم الجسد و محتواه سرعة هائلة الطيران قوة هائلة الخلود و الاختفاء |
Nihayetinde ölümsüzlük otomatikman yenilmezlik anlamına gelmiyor, sadece ölemeyeceğiniz anlamına geliyor. | TED | الخلود لا يتضمن المناعة، فهو يعني فقط أنك لن تموت. |
Beden büyüklüğünü ve hacmini değiştirme, süper hız, uçma, süper kuvvet, ölümsüzlük ve görünmezlik. | TED | تقليص حجم الجسم السرعة الخارقة الطيران القوة الخارقة الخلود أيضاً التخفي. |
Şu an için ölümsüzlük erişilemez, insanlar ve bilgisayarlar için. | TED | الآن، فإن الخلود لا زال بعيد المنال بالنسبة للبشر والحواسب كذلك. |
ölümsüzlük peşinde koşan bu insanlarla alay etmeli miyiz? | TED | هل نُحقِّر من شأن طالبي الخلود العصريين، و ننعتهم بالمغفلين؟ |
ölümsüzlük ve nihai gerçek; benlikte, bireysel aklın içinde. | Open Subtitles | أنها النفس بحد ذاتها، العقل الفردي، الذي يحتوي على الخلود والحقيقة الكاملة. |
Gördüğün gibi, söz verilmiş Sonsuzluk yolunda, burası sadece bir köprü. | Open Subtitles | كما ترى، يعتبر كُل هذا محطة طريق للوصول نحو الخلود الموعود. |
Sonsuzluk hakkındaki endişelerini giderebilirdim ama artık çok geç. | Open Subtitles | لقد كان يمكنني أن أطهر نفسي من قلقك بشأن الخلود لكن الوقت قد فات الآن |
Ama ilk dileğinin sonsuza kadar yaşamak olduğunu hatırlatırım. Vay canına! | Open Subtitles | بإستثناء أن أمنيته الأولى كانت الخلود الأبدي |
O Ateş Çemberiyle çevrilidir, bu ateş ölümsüzlüğü öldürüyor. | Open Subtitles | إنها تحيطها في دائرة من نار نار تقتل الخلود |
Yarın sabah, ölümsüzlüğün kıyılarına çıkarma yapmış olacaksın. | Open Subtitles | صباح الغد، ستكوني فائزة بجسر لكي على شاطئ الخلود. |
Yani bu kendi varlığı için ölümsüz bir araç aramak insanın doğasından geliyor. | Open Subtitles | لذا هذة طبيعتنا إرادة الخلود خلال خلق أوعية خاصة لوعينا |
Arthur, eğer sonsuzluğu burada harcamak istiyorsan, öyle olsun, ancak intihar bir seçenek değildir. | Open Subtitles | إذا كنت قررت الخلود فى هذا المكان يا آرثر فليكن إذا لكن إختيارك الإنتحار للآخرين |
Harekete geçmek için sonsuz vakti ve sınırsız kaynağı var. | Open Subtitles | لديه الخلود كي يتصرف فيه , وموارد لا نهاية لها |
Evet, eğer ben şunlardan bir tanesini bulabilmiş olsaydım sonsuzluğun ne olduğunu mesela, onların benim için deli diye düşünmelerini umursamazdım. | Open Subtitles | حسنا,لو يمكن أن أكتشف أحد تلك الأشياء ما هو الخلود,علي سبيل المثال أنا لا أهتم لو أعتقدوا بأني مجنون |
Elinde ebedi yaşam büyüsü var, ama gençlik için değil. Gençlik yok. | Open Subtitles | لأن لديها تعويذة الخلود لكن ليس لديها تعويذة الشباب، ليس الشباب |
Bu mezarın derinliklerinde kralın bir hizmetkarı Ebediyete yolculuk için bekliyor. | Open Subtitles | هنا في أعماق قبرة خادم الملك ينتظر النداء لعرض رحلته إلى الخلود |
Öldüğünde, zalanga denilen yığının kırılıp ruhunun sonsuzluğa gittiği merasimleri var. | TED | و عندما تفارق الحياة, يقومون بطقوس حيث يقومون بكسر هذه الكومة المسماة زلنغا فتذهب روحها الى الخلود. |
Sen ailemin ölümsüzlüğünü çalmak, köleler ve hayvanlar gibi, vücutlarının çürümesine izin vermemi istiyorsun. | Open Subtitles | أنت تطلبين أن أسرق الخلود من والداى ؟ و أن أترك جثتيهما تتعفنا فى العدم مثل جثث العبيد و الحيوانات ؟ |
Bir düşün Damon. Gezginler ölümsüzlükten hoşlanmıyorlar. | Open Subtitles | فكّر بالأمر يا (دايمُن)، الرحّالة يكرهون الخلود. |
Bayan Simone bugün yeni filmi "Eternity Forever" için çalışmaya başlayacak. 9 yıl önce hikayeyi yazdığımdan beri bu projenin kalbimde özel bir yeri vardır. | Open Subtitles | الآنسة سيمون سوف تبدا اليوم في عمل جديد لها الخلود الابدي هذا العمل الذي اعتبرة الاقرب والاعز الى قلبي منذ ان كتبتة منذ 9 سنوات |