ويكيبيديا

    "الدوام" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • hep
        
    • daima
        
    • okuldan
        
    • daim
        
    • her zaman
        
    • zamanlı
        
    • devamlı
        
    • zamanki
        
    • başından
        
    •   
    • sürekli
        
    Tabii ki takım olma konusunda, ihtimaller hep yaşam ya da ölüm değil. TED بالطبع في الانتظام ضمن الفريق الأمر لا يتعلق على الدوام بالحياة أو الموت
    Daniel ve Alexis, artık beraberiz. - Ve hep böyle kalacağız. Open Subtitles يادانيال ويا الكسيز نحن هنا معا وسوف نكون كذلك على الدوام
    Seni değersiz pislik! Beş para etmezsiniz. hep aynı hatalar. Open Subtitles أيها القذر، أنتَ قذارة عديمة الفائدة نفس الخطأ على الدوام
    Muayenehanemin kapılarının daima, normal saatlerinde dahi sana kapalı olacağına yemin etmiştim. Open Subtitles وحلفت ألا أفتح لك باب عيادتي إلى الأبد، حتى خلال أوقات الدوام الرسمي.
    Bu yüzden buraya gelirseniz-- tam buraya bugün, okuldan sonra hepimizden yalnızca birer şaplak yiyeceksiniz. Open Subtitles ..و لذا فلو اجتمعتم هنا اليوم بعد انتهاء الدوام الدراسي فسوف تتلقون ضربة واحدة من كل منا
    Gelen ürünler hep farklı oluyor. Miktarı farklı, kalitesi farklı. Open Subtitles ما يأتيني, انه مختلف على الدوام كميات مختلفة, جودات مختلفة
    Ormanda da olsan kulübede de hep bir şey seni izliyormuş gibi ve geçen iki gece pek iyi uyuyamadım. Open Subtitles سواءاً كنت في الغابة أو كنت في المخيّم ، تشعر وكأن شيئاً ما يراقبك على الدوام وآخر ليلتين
    Ve sonra gizli yerimizin bulunmaması için hep tetikte olacağız. Open Subtitles وبعد ذلك , سيراقب مخبأة على الدوام ليتأكد أنه لم ينكشف
    Nereye gidersem veya ne yaparsam yapayım, seni hep seveceğim. Open Subtitles حيثما تسير بى الأقدار أو كيفما يتحتم علىَ فعله سأظل على الدوام أحبك
    Nereye gidersem veya ne yaparsam yapayım seni hep seveceğim. Open Subtitles حيثما تسير بى الأقدار أو كيفما يتحتم علىَ فعله سأظل على الدوام أحبك
    Hayır, yarını hep boş tutarım. Yani vaktim var demek istedim. Open Subtitles لا , انا ابقي ليله الغد شاغره على الدوام اعني , اعني انني لم اخطط لشيء بعد
    Sonsuzluk aslında hep oradaydı. Open Subtitles حسناً، كانت المالانهاية موجودة على الدوام لكنهم
    Bu hep oluyor. Adalet sistemimiz böyle işliyor. Open Subtitles إنه يحدث على الدوام إنها الطريقة التي يعمل بها نظامنا القانوني
    Emin değildim ama hep öyle bir tehdit vardı. Open Subtitles لم نكن واثقين، لقد كانت تمثل تهديداً لنا على الدوام
    Hayatınız daima stresli anlarla dolu olacak. TED إن حياتك ستكون مليئة على الدوام بالمواقف المسببة للتوتر.
    - daima kendini düşünemezsin. Open Subtitles لا يمكن أن تفكـِّر في نفسك فقط على الدوام.
    Ben deli dolu, dünyayı umursamayan bir gençtim, fakat daima dürüst olmuştum ve işlerimde doğruluktan ayrılmamıştım. Open Subtitles كنت متهوراً ، فتى طائش إلى حد ما ولكني كنت صادقاً على الدوام وسلس التعامل
    Bak, okuldan sonra arkadaşlarımla çıkacağım... onları evine getirebilirim, yine garip şeyler yapacak mısın? Open Subtitles حسنا اريد الخروج مع صديقاتي بعد الدوام المدرسي ثم ساعود معهم الى منزلك أم ستغضب مرة اخرى؟
    Canını sıkan bir şey varsa her daim omzumda ağlayabilirsin. Ya da vücudumun diğer kısımlarında. Open Subtitles أوتعلمين، إن كان ثمة ما يضايقك لديكِ كتفي على الدوام لتبكين عليه، أو أي جزء اَخر
    Hayattaki alışkanlıklar, randevular, düzenli beslenme beni her zaman korkutur. Open Subtitles كنت خائفة على الدوام الحياة العادية تبدو مثل الوجبات المنتظمة
    Tam zamanlı birini alalım, haftada 150 dolar, kendi odası olmayacak. Open Subtitles إجعله وظيفة كاملة الدوام , 150 دولاراً في الأسبوع وعليه أن يُشارك مكتباً
    devamlı etrafı tarayan bir dozölçeriniz olmalı, devamlı bir hükümet görevlisiyle olmalısınız, acımasız radyasyon kuralları ve sürekli kirlilik izlemesi var. TED عليك ان تحسب جرعات الأشعاع علي الدوام وعليك أن تنبه الحكومة دوما وهناك قواعد صارمة خاصة بالإشعاع ورصد التلوث المستمر.
    Her zamanki gibi başarılı olmasına dair beklentiler. Open Subtitles التوقعات بأن يكون بارعاً كما إعتاد أن يكون بارعاً على الدوام
    başından beri onda yanlış bir şeyler olduğunu biliyor ve hissediyordum. Open Subtitles منذ البداية شعرت بأن فيه شيئاً ما علي الدوام غير صحيح
    Anne ve babamız sürekli bana ve kardeşime dişlerimizi fırçalarken musluğu kapamamızı söylerdi. TED كان والدي يذكرانني أنا وأشقائي على الدوام بقفل الحنفية عندما نقوم بتنظيف أسناننا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد