Ama atomik seviyede bu mekanizmanın bilinen bir örneği yoktur. | Open Subtitles | بالرغم من أن في المستوى الذرّي, على ما يبدو ليس هناك مثال معروف لهذه الآلية. |
Mikhail Arkov, Rus atomik Enerji Departmanı. | Open Subtitles | "ميخائيل آركوف" قسم الطاقة الذرّي الروسي |
Bir şarkı var içinde, "atomik Köpek" radyoda dinledim. | Open Subtitles | إنها تحتوي على أغنية "الكلب الذرّي" لقد سمعتها في الإذاعة إنها ممتعة حقّاً |
atom silahımızla, inanıyoruz ki . Wraithleri sonsuza dek yenebileceğiz. | Open Subtitles | بسلاحنا الذرّي نعتقد نحن يمكن أن نهزم الريث بشكل نهائي. |
İlk atom silahımızı beş yıl sonra test etmeyi umuyorduk. | Open Subtitles | تمنّينا إختبار السلاح الذرّي بعد خمس سنوات من الآن |
Onların atomaltı evrene bakışları bize bir fikir verir. | Open Subtitles | يُحاوِل الرجلان أن يصنعا خرائِط لما يعتقدا أن كان عليه العالَم تحت الذرّي بعد ثوانٍ من خلقِه، |
Ama ben, atomik bir patlamanın ardından hayatta kalıp radyasyonlu topraklarda yaşayabilen baskın insanlar olabilelim diye, şimdiden türümüzü geliştirdim. | Open Subtitles | بينما أنا إستطعت تحسين الفصيلة من الآن كي نتمكّن من النجاة من الإنفجار الذرّي وأن نعيش حتى مع تواجد الأشعّة ونستعيد السيطرة من جديد |
Bu Süper atomik çene kırıcısı! | Open Subtitles | ذلك محطّم الفكّ الذرّي الممتاز الجديد! |
atomik Parçalama Tekniği. | Open Subtitles | تقنية التفكيك الذرّي |
Ama bu, Rex Mars atomik Parçalayıcısı. | Open Subtitles | ولكن هذا معالج (ريكس) الذرّي. |
en güçlü görüş atom dünyasında kuantum teorisinden geliyor. | Open Subtitles | نظرتنا العميقة إلى العالم الذرّي .تأتي من نظرية الكم |
Fakat, bu kahve fincanının içine doğru bir yolculuğa çıkarsak süt zerrelerine doğru atom seviyesine ve hatta atomaltı seviyeye kadar öyle bir dünyaya girersiniz ki, bir şeylerin yoktan var olması mümkündür. | Open Subtitles | ولكن سافر الى داخل كوب القهوة هذا من خلال جزيئات الحليب نزولاً الى المستوى الذرّي |
atom çağında. | Open Subtitles | العصر الذرّي. |
İlk önce, atomaltı dünyadan bahsedelim. | Open Subtitles | بداية دعونا نتكلم عن العالم الذرّي |