Bütün bunlar bana Kuzey Afrika'da arkeolojik bir kazıda asistanlık yaptığım yazı hatırlattı. | Open Subtitles | هذا يذكّرني بالصيف الذي قمت فيه بالمساعدة في حفريات أثرية في شمال إفريقيا |
Evet, bundan 12 kadar yıl önce senden iki yaş daha küçükken yönetmelik taslağında yaptığım küçük bir hata buldun. | Open Subtitles | أجل وجدت الخطأ الوحيد الذي قمت به أثناء سحب تلك اللوائح منذ 12 سنة مضت عندما كنت أصغر منك بسنتين |
Günümüzde, yaptığım bu video en çok ilgi gören videom. | TED | واليوم، هذا الفيديو الذي قمت به هو الأكثر شعبية. |
Bak hayatım, televizyoncularla yaptığın röportaj. | Open Subtitles | عزيزي، إنه اللقاء الذي قمت به على التليفزيون |
Boya ve çöple yaptığın o şey, gerçekten iyiydi. | Open Subtitles | هيّا الشيء الذي قمت به بالدهان وغيره , كان حقاً جيداً جلّ ما فعلت هو توجيه |
Ve sonra güzel işime bir baktım. yaptığım şey burada Britanya Kolumbiyası'nda etraftaki ormanları kesmek | TED | بعدها نظرت إلى كل العمل الجيد الذي قمت به، ما كنت أقوم به هو أنني كنت أقطع أشجار الغابات في الجوار، بريتيش كولومبيا، |
Bu arada, umarım Fransız ekibinin iyi görünmesi için yaptığım derin tarihî araştırmayı beğenirsiniz. | TED | بالمناسبة، أرجو أن تكون قد ثمنتم البحث التاريخي العميق الذي قمت به لألمع صورة الفرنسيين. |
Geçen gün sizin için yaptığım şu küçük iş, her şey yolunda mı? | Open Subtitles | ذلك العمل الذي قمت به لأجلك بالأمس هل هو بخير ؟ |
Hayatımda yaptığım tek rock konseri afişi. | Open Subtitles | انه الملصق الوحيد الذي قمت بعمله لحفلات الروك. |
Hepinizi birlikte oynarken görünce yaptığım hatayı anladım. | Open Subtitles | عندما اراكم تلعبون سويا اليوم اري حجم الخطأ الذي قمت به |
O gece hayatımda uçuk bir şey yaptığım tek geceydi. | Open Subtitles | تلك الليلة كانت الشيء الوحيد الجامح الذي قمت به في حياتي |
O zamandan beri yaptığım tüm iyilikler, bu gerçeği silemez. | Open Subtitles | كل الخير الذي قمت به ومنذ ذلك الحين لا يمكن محو هذه الحقيقة. |
Bu şimdiye kadar yaptığım en belirsiz, sinir bozucu ve tehlikeli tırmanıştı. | Open Subtitles | كان بعض من أكثر التسلقات خطورة و محبط و مقلق الذي قمت بها |
Bu Lisa dışında yaptığım en değerli şeydi. | Open Subtitles | انه الأمر الوحيد الذي قمت به ويستحق منذ ليسا |
Aynı geçmiş 3 damata yaptığın gibi. | Open Subtitles | الشيء نفسه الذي قمت به مع السابق رقم ثلاثة |
Kartlarını doğru oynadın, bir kaç aydır yaptığın tüm bu işler.. | Open Subtitles | إذا أحسنت انتهاز الفرص فكلّ العمل الذي قمت به |
Evet ama hükümet için yaptığın o boktan şeyleri de hatırlıyorum. | Open Subtitles | شيبرد العجوز تكلم عن الهراء العظيم الذي قمت به للحكومة ذات مرة |
İnsanlar yaptığın iyi şeyleri anlattılar. | Open Subtitles | كان الناس يتحدثون عن عمل الخير الذي قمت به |
Bunun yaptığın iyi şeyleri mahvetmesine izin verme. | Open Subtitles | ولكن لا تسمح لهذا الكشف بأن يمحي كل العمل الجيد الذي قمت به |
Peki ne yaptım, evliliğimin ilk günlerine dönelim. | TED | فما الذي قمت به، سوف اعود بالذاكره الى ايام زواجي الاولى. |
Bugün size kendi oluşturduğum interaktif yazılım modelini göstermek istiyorum. | TED | لذا أريد ان أريكم اليوم .نموذج لبرنامجي التفاعلي الذي قمت بإنشائه |