Ne tür bir mermer olduğunu ve yenisini nereden alabileceğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف من أى أنواع الرخام هذا ومن أين تحضر قطعة أخرى؟ |
Genelde üç çeşit mermer vardır: Beyaz, oniks ve yeşil mermer. | Open Subtitles | عموما ، هناك ثلاثة انواع من الرخام الابيض ، والجزع والاخضر |
Kuzey Kulesi'nin lobisindeki pencereler paramparça olmuştu ve duvardaki mermer paneller patlamıştı. | Open Subtitles | أنفجرت النوافذ فى لوبى البرج الشمالى و ألواح الرخام خلعت من الحوائط |
mermerden yapılmış bir sığınak olarak gördüğün beni koruduktan sonra... | Open Subtitles | هل فعلا يمكنك ان تنظري الى كملجئ مصنوع من الرخام |
Michelangelo saf mermere baktığında ortaya çıkmaya can atan bir figür gördüğünü söylemişti. | TED | صرَّح مايكل أنجلو أنه عندما نظر إلى الرخام الخام، بأنه رأى شخصية تكافح من أجل التحرر. |
Karmaşıklıkla boşluğu doldurmaya alışkın olmak yerine, içindeki figürü ortaya çıkarmak için bir çekiç ve keski alıp bir parça mermeri yontup biçmişti. | TED | بدلا من ملئ الفراغ برسومات أخذ مطرقة و منقاشا و نحت في قطعة من الرخام لكي يظهر الشكل المخفي داخلها. |
Bu arada maaşını ödeyenler de fildişi mermer fuayeden geçip arabalarına biniyorlar. | Open Subtitles | بينما الرجال الذين يدفعون راتبك يمشون على الرخام العاجي الى داخل سياراتهم |
Bu resimde olduğu gibi, gezegeni bir yeşil-mavi mermer gibi görmenizin nedeni, güneş ışığını yansıtıyor olmasıdır ve okyanusları, bulutları, karayı görebilmemizin nedeni de budur. | TED | وعندما ترون الكوكب يشبه الرخام الأزرق والأخضر، مثلما يبدو في هذه الصورة، فذلك بسبب انعكاس أشعة الشمس فوق سطحه، وبذلك يمكننا رؤية المحيطات، والسحب، والأرض. |
mermer bir heykel bize el sallayabilirdi; kristal yapıyı meydana getiren atomlar, zaten hali hazırda ileri geri titreşiyorlar. | TED | يستطيع تمثال من الرخام التلويح بيده لنا: الذرات التي تكون.. هيكله البلوري تتذبذب كلها يمنة ويسرة كل مكان. |
Evet ve istediğin kadar da süsleyebilirsin mermer teraslar, vitraylar. | Open Subtitles | أجل و يمكنك تأثيثه كما تشائين الرخام والشرفات والنوافذ الزجاحية الملونة وكل شيء |
Gerçek mermer, kireçtaşının ısı ve basınç etkisiyle başkalaşımından oluşandır. | Open Subtitles | صحيح الرخام هو شكل من اشكال متحوله من الحجر الجيرى التى تنتجها الحراره والضغط |
Ona ister melek al, ister koyun. İstersen mermer yaptırarak ödeşmiş ol. | Open Subtitles | نعم ، انت يمكنك ان تشتري لها شاهدا من الرخام تضعه على قبرها |
- Ve batması için mermer bir küllük. | Open Subtitles | ومنفضة سجائر من الرخام لإرسالها إلى القاع |
Silahı tekrar şala sardı ve lekeli mendil ve batmalarını sağlamak için bir de mermer küllüğü sardı. | Open Subtitles | وعندها يضع المسدس في الوشاح المسروق ويضيف المنديل الملون ومنفضة سجائر من الرخام للتأكد من أن جميعها تغرق إلى أسفل |
Sizin için saf mermerden bir şömine yaptırdım, iki kat yüksekliğinde. | Open Subtitles | لقد جعلتهم يبنون لك مدفئة من الرخام الصلب ، بعلو دورين |
Xanadu dağı 100 bin ağaç, 20 bin ton mermerden oluşmakta. | Open Subtitles | ...مائة ألف شجرة عشرون ألف طن من الرخام ...مكونات جبل زنادو |
Demiş ki: "Ben bu şehri tuğladan yapılmış buldum ama mermerden yapılmış bıraktım. | Open Subtitles | قال لقد تسلمتها مبنيه من الحجاره و أتركها مبنيه من الرخام |
Birsürü mermer olmalı. mermere bayılırım. | Open Subtitles | يجب أن يحتوي على الكثير من الرخام، أنا أحب الرخام |
Başkan, konuşmasını mermere yontmuyorsa anlamıyorum neden geciktiğini. | Open Subtitles | إلا إن كان الرئيس ينحت تصريحه من الرخام, لا أفهم |
İtalyan mermeri şöminesinin... önüne kurulduğunda... kakaosunu yudumlarken ve hasat dolunayını seyrederken. | Open Subtitles | ليس وهي تملك أمامها مدفئة من الرخام الإيطالي تحتسي الكاكاو وتنظر إلى القمر |
Sonra "mermeri kap" oyunu oynayacağız ve küvete osurup kendi jakuzi baloncuklarımızı yapacağız. | Open Subtitles | ومن ثم سنلعب لعبة الرخام ثم نظرط في الحوض و نقوم بكل حركات الجاكوزي |
Küçük çocuklar Misket oynar, Dallar böler güneşi. | Open Subtitles | الأطفال الصغار يضربون الرخام حيث تُحطم الفروع الشمس |
mermerleri İtalya'dan özenle seçildi ahçılar Michelin'in seyahat rehberindeki en iyi restoranlardan getirildi. | Open Subtitles | الرخام من ايطاليا الطهاة من أفخم المطاعم بالعالم |
Mermerin ortasına yerleştirdiği el yazısıyla yazdığı bir not. | Open Subtitles | مُلاحظة مكتوبة بخط اليد مُدرجة في وسط الرخام. |
Çık ortaya, Kızıl Rackham. | Open Subtitles | أظهر نفسك أيها (الرخام الأحمر)! |
Bill, Howie'nin ağzındaki bilyeyi çıkartabilir misin, lütfen? | Open Subtitles | بيل، من فضلك هلا انتزعت الرخام من فم هاوي؟ |
Ama Brunson kaçak malları mermerlerin altında saklamıyordur. | Open Subtitles | ولكنَّ "برونسون" لن يقوم بسحبِ صناديقَ تزنُ آلافِ الأطنان من الموادِ المحظورة المهربة على أرضيّةٍ مصنوعةٍ من الرخام |