ويكيبيديا

    "الرقيق" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • köle
        
    • İnce
        
    • yumuşak
        
    • kölelerin
        
    • nazik
        
    • tatlı
        
    • hassas
        
    • narin
        
    • kölenin
        
    • Kırılgan
        
    • yakalar
        
    • Köleler
        
    • ince
        
    köle ticaretinin şeytanlık olduğuna itimadı tam olan iyi insanlar şimdi Afrika'da hür zencilerden oluşan bir koloni kurmak istiyor. Open Subtitles رجال الإيمان الطيبين الذين يعتقدون ان تجارة الرقيق هي تكون الشر والآن أتمنى إنشاء مستعمرة من الزنوج الأحرار في إفريقيا
    köle işgücünü duyduğumuzda aklımıza gelen diğer bir konu da tekstil endüstrisidir. TED صناعة الغزل و النسيج صناعة أخرى نفكر بها غالباً عندما نسمع عن عمل الرقيق.
    RNG: Büyük torunlarımız geri dönüp bize baktıklarında bazı uygulamalarımızla dehşete düşecekler mi? Çünkü onların köle sahibi olan, sapkın yakan, karısını döven, eşcinsel hırpalayan atalarıyız. TED ريبكا: عندما ينظر أحفاد احفادنا إلينا هل سيفزعون بسبب بعض ممارساتنا كما لو أننا كنا لهم سلفًا إمتلكوا الرقيق وحرقوا الهراطقة وضربوا زوجاتهم و قرَّعوا المثليّن؟
    Dondurucu soğuk ve ince hava tabakası sizi gerçekten zorluyor. TED إنها باردة و متجمدة، وذلك الهواء الرقيق يؤذيك بالفعل.
    yumuşak kalbinde taşıdığı hassaslığıyla içlerinde en özel olanı da Claire. Open Subtitles و هي المميزة و لديها نقطة ضعف و هو قلبها الرقيق
    Bu sayı atlantik denizi üzerinden Afrika'dan getirilen kölelerin sayısının iki katı TED وهذا ضعف عدد الأشخاص الذين تم أخذهم من أفريقيا خلال فترة تجارة الرقيق عبر المحيط الأطلسي بأكملها.
    Afrika krallıkları köle ticaretinden zenginleşti fakat Avrupalıların yoğun talebini karşılamak aşırı rekabet oluşturdu. TED لقد ازدهرت حقاً الممالك الأفريقية من تجارة الرقيق ولتلبية الطلب الأوروبي الهائل خلقت المنافسة الشديدة
    köle ticareti kıta üzerindeki toplumları ve ekonomileri değiştirerek cephane yarışı haline geldi. TED و هكذا اصبحت تجارة الرقيق نوعاً من انواع سباق التسلح الذي غير المجتمعات والاقتصاديات في جميع أنحاء القارة
    Fakat pek sık tartışılmayan şey Atlantik köle ticaretinin Afrika'nın geleceği üzerindeki etkisi. TED ولكنها لا تناقش في كثير من الأحيان إن تبعات تجارة الرقيق عبر الأطلسي على مستقبل أفريقيا
    Atlantik köle ticareti aynı zamanda ırkçı ideolojiye de katkıda bulundu. TED لقد ساهمت تجارة الرقيق عبر المحيط الأطلسي أيضا في تطوير أيديولوجية عنصرية
    Ama yakından bakınca, bu lotusun her yaprağı bir köle gemisinin kesiti. TED ولكن بنظرة أعمق لهذا اللوتس تكشفُ كل بتلة عن المقطع العرضي لسفينة الرقيق.
    Günümüze kadar siyahi insanlar topluma açık alanlarda köle sahiplerinin anıtlarıyla karşı karşıya kalmak zorunda bırakıldılar. TED حتى يومنا هذا، يضطر السود لمواجهة نُصب أصحاب الرقيق في أماكنا العامة.
    Bu yüzden trans-atlantik köle ticaretinin doğuşunu ilişkilendirmek için Union Square'de bir köle pazarı düzenledik. TED لذلك انتهى بنا المطاف في مزاد الرقيق في ميدان الاتحاد ثم بيعنا لمنظمة تجارة العبيد عبر الأطلسي.
    Aynı zamanda futbol takımının açılışında bir köle canlandırması düzenlediğim için Giants Stadyumu'nda tutuklandım. TED تم إلقاء القبض علي أيضًا في ملعب ميتلايف لتبني إعادة تشريع قوانين الرقيق في المباراة الافتتاحية لفريقهم لكرة القدم.
    Ancak bu muhteşem ince atmosfer tabakasının avantajı gökyüzündeki yıldızları oldukça berrak bir şekilde görmenize olanak sağlaması. TED لكن الفائدة من هذا الجو الرقيق الرائع هو أنه يمكنك من رؤية النجوم في السماء بوضوح رائع.
    Hareketsizlik bunu sağladı çünkü ince bir bariyer zayıf bir bariyerdir ve zayıf bir bariyer, eğer bir memeli ciğerinde olduğu gibi sürekli havalandırmaya maruz kalırsa parçalanır. TED يسمح عامل التوَقُّف بذلك لأن الحاجز الرقيق رخو؛ ولأنه رخو سيتمزق إذا ما كانت تتم تهويته بنشاط مثل رئة الثدييات.
    Siz pek de kibar, yumuşak yaşlı bir bayana benzemiyorsunuz, değil mi? Open Subtitles ليس مظهرك الناعم الرقيق لسيدة عجوز يدل على مخبرك, اليس كذلك ؟
    kölelerin iskelede kırbaçlanması için kolları bir kancaya bağlanır ve ayaklarına da 25 kiloluk ağırlık bağlanır. Open Subtitles عندما يجلد الرقيق على أرصفة الميناء أيديهم مربوطة بخطاف على رافعة وثقل وزنه 25 كجم
    Ah, uzaktan nazik görünen aşk, Nasıl da acımasız ve kaba denendiğinde. Open Subtitles من المؤسف أن يتسبب الحب الرقيق في لالم لاثباته
    Su serpti yüreğime Hamlet'in bu tatlı, candan davranışı. Open Subtitles ان هذا القبول الرقيق الذي ابداه هاملت عن الرضا ليملا قلبي ابتساما
    Alerjiler için olağan dışı ve oldukça hassas bir psikolojik dengenin korunması esasına dayanan bir çözüm buldum. Open Subtitles إبتكرت علاج للحساسية الذي يعتمد على الحكم الميزان النفسي الغير معتاد او بالاحري الرقيق
    Gölde bir tonluk timsahlar yaşıyor, ve bu narin kanatlıyı kolaylıkla ölüme sürükleyebilirler. Open Subtitles تمساح يزن طن واحد يعيش في البحيرة ويمكنه بكل سهولة سحب هذا الطائر الرقيق لموته
    Tek bildiğim şey 20,000 kölenin benimle birlikte bu küçük kilisede yaşadığı gerçeği. Open Subtitles كل ما أعرفه 20 ألف من الرقيق عاشوا معي في هذه الكنيسة الصغيرة
    Bu fırın eldivenleri hayatımdan çıkıp gitmeden önce ...onun dokunduğu son şeylerdi Kırılgan kalbim dışında. Open Subtitles قفازات الفرن هذه كانت آخر شيئ لمسته بخلاف قلبى الرقيق قبل أن ترحل من حياتى
    Kaç, kaç, yoksa polis seni yakalar Open Subtitles الربيعزنجييعملبسرعة،قبل الرقيق دورية كنت تأخذ
    Firavun, biz burada konuşurken şu yerden bitme Köleler "çıkış"ıyorlar. Open Subtitles أيها الفرعون، أولئك الرقيق يخططون لهجرة جماعية بينما نحن نتحدث

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد