ويكيبيديا

    "الزهرة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • çiçek
        
    • Venüs
        
    • çiçeği
        
    • çiçeğin
        
    • Gül
        
    • Çiçeğim
        
    • çiçeğe
        
    • gülü
        
    • çiçekleri
        
    • Goncayı
        
    • çiçekli
        
    • çiçeğini
        
    • çiçeklere
        
    • Orkide
        
    • çiçekten
        
    İrtibata kurmaya gidiyor... ve çiçek te bir işaret olmalı. Open Subtitles .. لابد أنه المروج و الزهرة هي الإشارة المتفق عليها
    Eğer ona dokunmak için uzanırsan çiçeğin, aslında bir çiçek olmadığını yüzlerce küçük böceğin oluşturduğu bir dizayn olduğunu keşfedersin. Open Subtitles إذا حاولت لمسها تكتشفين أن الزهرة ما كانت زهرة مطلقا بل تشكيلة من مئات الحشرات الصغيرة جدا تسمى بق الفتيد
    Bak Chris bir kitap okudum; kadınlar Venüs'tenmiş o yüzden şunları al: Open Subtitles قرأت كتاباً يقول أن النساء من كوكب الزهرة لذا إجلب لها الآتي:
    A dost, ben çiçeği koparmaya giderken sen de davulunu çal. Open Subtitles يـا صــاح, قم بالقرع على الطبل بينما أصعد لقطف تلك الزهرة.
    Gül bir durumdan diğerine doğal olarak değişip büyürken bunun farkında değildir. Open Subtitles تنمو الزهرة وهي غير مدركة تماماً للتقلبات الطبيعية من حالة الى آخرى
    İnsanlar savaşta birlikte olduğunda çiçek, toprak ve güneş gibi birbirlerine bağlıdırlar. Open Subtitles عندما يخوض الرجال المعارك سوية يرتبطون كأوراق الزهرة الواحدة كارتباط التربة بالشمس
    İnsanlar savaşta birlikte olduğunda çiçek, toprak ve güneş gibi birbirlerine bağlıdırlar. Open Subtitles عندما يخوض الرجال المعارك سوية يرتبطون كأوراق الزهرة الواحدة كارتباط التربة بالشمس
    - çiçek kovalamayi birak. - Bana kan örnegi yolla. Open Subtitles توقف عن البحث عن الزهرة وأرسل لي عينة من الدم
    çiçek peşinde koşmayı bırak. Bana bir kan örneği yolla. Open Subtitles توقف عن البحث عن الزهرة وأرسل لي عينة من الدم
    Bu keşiflte asıl büyüleyici olan şuydu: aynı zamanda eşsiz bir çiçek türünün nasıl tozlaştığı gizemi de çözülmüştü. TED وما كان مذهلاً حول هذا الاكتشاف هو أنه أيضا حل لغز تلقيح الزهرة الفريدة.
    Venüs'te volkanlar dünyadaki gibi süper ısınmış cehennemler haline geldiler. Open Subtitles على الزهرة حوّلَت البراكين العالم الشبيه بالأرض لجحيمٍ بالغ السخونة
    Ve Venüs'ün gündüz tarafında havanın ısınıp yükselmesiyle gece tarafına doğru yayılır. Open Subtitles وعندما يدفأ الهواء ويرتفع في جانب الزهرة النهاري فإنه ينتشر للجانب الليلي
    Bu yöntem, Venüs gezegeninin Güneş diskini geçmesi için gereken sürenin hesaplanmasına dayanıyordu. Open Subtitles شملت قياس الوقت المضبوط الذي يقطعه كوكب الزهرة ليكمل دورة كاملة حول الشمس
    Renk, koku, nektar ve şekil hepsi çiçeği çekici kılmak içindir. Open Subtitles اللون ، الرائحة ، الرحيق والشكل جميعها لجعل الزهرة لا تُقاوم
    Sen haklıydın, yaban çiçeği. Senden öğrenecek çok şeyim var. Open Subtitles لقد كُنتِ محقة أيتها الزهرة البرية يوجد الكثير لأتعمله منكِ
    Ve o arı şüphesiz zannediyordu ki, Ben o ağaç için, yani onun çiçeği için ordaydım, Nektarı alıp gidecektim. TED وتلك النحلة ، لا شك ، استنتجت أنها قررت أنا ذاهبة لشجرة التفاح تلك، أنا ذاهبة لتلك الزهرة سآخذ الرحيق وأغادر
    Biz bunu çiçeğin zeminine küçücük bir delik açarak görüntüledik ve saniyede 40 kez yavaşlatan bir kamera kullandık. TED لقد قمنا بتصويره من خلال عمل فجوة صغيرة نسبياّ في قاعدة الزهرة واستخدام كاميرا تستطيع إبطاء الحركة إلى أربعين مرة.
    Kesinlik, bu dişlerinin arasında bir Gül tutan... kafa tasını mezarına götürmek istersin. Open Subtitles قد تريد بالتأكيد ان تأخذ تلك الجمجمة مع الزهرة بين أسنانها معك بالقبر
    # Çiçeğim ışılda ve parılda Çıksın tesirin açığa # Open Subtitles # أيتها الزهرة البراقة المتوهجة , دعي قوتك تتألق #
    Herhangi biriniz bu çiçeğe el sürmeye kalkarsa, dilinizi bara çivilerim. Open Subtitles إن وضع أحدكم يده على هذه الزهرة فأثبّت لسانه على المشرب
    Ya beyaz bir gülü kırmızıya çevirecek bir numara? Open Subtitles ماذا عن الحيلة التى يمكنه ان يحول بها الزهرة البيضاء إلى حمراء ؟
    Ve bunlar büyüdükçe, mayınların etrafında büyüyecek, kökleri mayınlardaki kimyasalları tespit edecek, ve çiçekleri de kırmızı olunca oraya basmazsınız. TED وبينما تنمو، ستنمو حول الألغام، وستكشف جذورها الكيماويات فيها، وعندما تتحول الزهرة إلى اللون الأحمر لا تخطو.
    Buradan kaçacağız. Goncayı ve sümüklü böcekleri bulunca buraya gelin. Open Subtitles هذا هو مخرجنا قابلاني هنا عندما تكون معكما الزهرة والحلزونان
    Şu çiçekli gömlek giyen çirkin orospu çocuğu da Atari. Open Subtitles ذلك القبيح اللقيط الذي يرتدي قميص الزهرة, هو "أتاري.
    Seni insan yapan şey bu. Kızıl çiçeğini çağırabilir ve kontrol edebilirsin. Open Subtitles هذا ما يجعلك بشراً يمكنك أن تصنع الزهرة الحمراء و تتحكم بها
    Bal yapmak için, genç arı genç çiçeklere gitmelidir. Open Subtitles النحلة تأخذ الرحيق من الزهرة اليانعة وليس من ثمرة جافة
    Orkide o kadar ölümcülmüş ki onu delinmez bir kabın içine koymuşlar. Open Subtitles على ما يبدو الزهرة سلاح فتاك وضعت داخل حاوية لا يمكن اختراقها
    çiçekten uzaklaşmamakla kalmaz aynı zamanda onu hırsızlara karşı saldırgan bir şekilde korur. Open Subtitles ليس فقط كونه كالشارد ولكنه سيدافع عن الزهرة بشراسة ضد اللصوص

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد