Yetkililer, hapisten kaçtığı için almış olduğu cezanın üzerine ekleme yapılacağını duyurdu. | Open Subtitles | بسبب محاولة الهروب من السجن ، بيك يَجِبُ أَنْ يَخْدمَ وقتاً إضافياً |
Ya da diyelim ki hapisten yeni çıkmışsın adam öldürmekten girmiştin... | Open Subtitles | أو لنقل إنك خرجت من السجن للتو، بتهمة قتل بدون عمد، |
Paramız yoktu, o yüzden küçük ucuz bir ilan verdik, hapishane hayatıyla ilgili bir çalışma için üniversite öğrencileri | TED | لم يكن لدينا المال، لهذا نشرنا إعلانا صغيرا رخيصا، طلبنا فيه طلبة جامعيين للتطوع لإجراء دراسة على حياة السجن. |
Sivil hayata uygun değilsin, hapishane hayatını da kabul etmiyorsun. | Open Subtitles | ، أنتم غير صالحين للحياة المدنية ولن تقبلوا بحياة السجن |
Peki bu ülkede Bayan Helm, mahkemede yalancı tanıklık yapmanın cezasının çok ağır hapis cezası olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | و هل أنت مدركة مسز هيلم أن عقوبة شهادة الزور فى هذا البلد هى مدة ثقيلة من السجن ؟ |
Tüm sadık dinleyicilerimden onu hapishaneden çıkartmak için ellerinden geleni yapmalarını istiyorum. | Open Subtitles | أريد من كل مستمع نبيل أن يفعل ما بوسعه لإخراجه من السجن |
Bekar bir kadın bir herifle tanışır... ve adam, hapisten yeni çıktığını söyler. | Open Subtitles | إمراءة غير متزوجة تقابل فتي وهو يخبرها أنه قد خرج لتوه من السجن |
Ne zaman birine manastırdan bahsetsem, hapisten çıkmış muamelesi görüyorum. | Open Subtitles | كلما أخبرت أحداً أين كنت، يتصرفون وأنني خارجة من السجن. |
Sen ve Calum buradan uzakta olacaksınız. Annem de hapisten çıkmış olacak. | Open Subtitles | أنت و أخي تخرجون من هنا ، و أمّنا تخرج من السجن |
- Noel'in iyi geçti mi? - Koç beni hapisten çıkardı. | Open Subtitles | ـ هل أمضيت عيداً سعيداً ـ لقد أخرجنى المدرب من السجن |
hapishane kamyonunu merak edince birileri buraya gelir sonra beni buradan çıkarırlar. | Open Subtitles | عنما يعرفوا باختفاء عربة السجن, فسيقوم احدهم بالحضور وسوف يخرجوننى من هنا |
Ve eğer kız bir de güzelse bahse girerim, onu hapishane kapısında bekleyecektir. | Open Subtitles | وفي حال كونها جميلة، إذا شاء الله فأراهن أنها ستنتظره عند بوابة السجن |
Haydı! Birisi hapishane işini satın aldı! Onun için buradayız! | Open Subtitles | بحقك , أحدهم رشا مكتب السجن , لهذا نحن هنا |
Bu adamlar hiç ders almıyorlar. hapishane yemeklerini çok seviyor olsalar gerek. | Open Subtitles | نوعيته ممن لا يتعلمون الدرس أبداً لابد أن لديه شهية لطعام السجن |
"Şu anda 72 yaşında ve hapis hayatının 53. yılında." | Open Subtitles | وببلوغه الـ72 عام، يقضي الآن سنته الثالثة والخمسين في السجن |
Yargıç Richard Kibler bugün 16 ay hapis cezasına çarptırıldı. | Open Subtitles | حُكم القاضي ريتشارد كيبلر اليوم ب 16 شهر في السجن |
Yaratıcı yazarlık, hayalinizde, hapishaneden uzaklaşmak için harika bir yoldur. | Open Subtitles | الكتابة الابداعية هي طريقة رائعة للهرب من السجن في مخيلاتكم |
hapishaneden çıkmak iyi gelmişti, ama küçük bir sorun vardı. | Open Subtitles | شعرت بارتياح عارم لخروجي من السجن كانت هناك مشكلة وحيدة |
Ben hapishanenin içinde de dışında da bulundum, genelde içinde. | Open Subtitles | عشت في داخله و خارجه، لكن معظم حياتي في السجن |
Yaptığından dolayı hapise girmeliydin. Ama herhalde iyi bir yalancısın. | Open Subtitles | من المفترض ان تكون في السجن الان، ولكنك كاذب ممتاز |
cezaevi kayıtlarına ulaşmak o kadar da zor olmasa gerek. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون الأمر صعبا معرفة مكان سجل السجن. |
İçeri girdikten sonra annesi ona öldüğümü söylemiş... aslında bu, doğru da sayılır. | Open Subtitles | وبعد دخولي إلى السجن أخبرتها أمها أنني ميت وقد كنت كذلك بطريقة ما |
Lawrence kıza hakaret ettiğini söyledi, onu dövdü ve kodese tıktı. | Open Subtitles | قال ان لورنس اهان الفتاه لذا قام بضربه ووضعه فى السجن |
hapsi boylayan insanlardan serbest kalanların yüzünden 60'ı hapishaneye geri dönüyor. | TED | من جملة مائة شخص يتم تسريحهم، يعود 60 منهم الى السجن. |
Ama sadece iki yol var: cezaevinde yaşam ya da ölüm. | Open Subtitles | : وليس هناك ألا بديلين السجن مدى الحياة , أو الأعدام |
- Yok. Forster'ın ziyaretçi grubu hala cezaevine gidiyor mu? | Open Subtitles | هل لا زالت تلك المجموعة تزور فورستر في السجن ؟ |
O işbirlikçi. Onu kafana takma. Sen hapisteyken sevgiline neler yapacağını düşün. | Open Subtitles | إنهُ مُتعاون, لا تقلق حيالهُ فكر في نفسكَ بينما ستكون في السجن |
5 yıl yattın içeride ve bir kez olsun adımı vermedin. | Open Subtitles | لقد قضيت 5 سنوات في السجن ولم تذكر اسمي مرة واحدة |
Bir saniye için, çocukların hapse değil de üniversiteye gittiği bir mahallede yaşasalardı, Chuck ve Tim'in hayatının nasıl olacağını hayal etmenizi istiyorum. | TED | أريدكم أن تتخيلوا لثانية ما ستكون عليه حياة تشك وتيم لو كانا يعيشان في حي يذهب فيه الأولاد إلى الكلية، ليس إلى السجن. |