Lazerler öyle güçlü ki, topu çok hızlı bir şekilde eziyor. | TED | موجات الليزر قوية جدا فهي تسحق كرة الطاولة بشكل فائق السرعة. |
Bir buz örtüsünün okyanusa bu kadar hızlı kütle kaybedeceğini hiç düşünmemiştik. | TED | لم نعتقد أن الصفيحة الجليدية قد تفقد كتلتها نحو المحيط بهذه السرعة |
Hiçbir yönetmenin ona rolünü bu kadar çabuk ifade edemediğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرتني أنه لم يسبق لمخرج أن أشركها في دور بهذه السرعة |
İyi akşamlar, baylar. Sizi bu kadar çabuk görmeyi ummuyorduk. | Open Subtitles | عمتم مساء يا سادة لم نتوقع رؤيتكم ثانية بهذه السرعة |
Bu iki cihaz, Sürücü Kavrama ve hız Şeridi çok kullanışlılar. | TED | وبالتالي فإن هذان الجهازان مقبض المحرك وقطاع السرعة ، فعالان جداً |
hız ve büyük boyutun birleşimi çatalkuyrukluyu obur bir balık sürüsü avcısı yapar. | Open Subtitles | هذا المزيج من السرعة و الضخامة يجعل من الحوت الأحدب صياداً شرها للأسماك. |
Beş dakika içinde seni ararım. Bu kadar hızlı bağlantı kuramazlar. | Open Subtitles | سأتصل بك هناك بعد خمس دقائق لن يستطيعوا المراقبة بهذة السرعة |
İkinci olarak, bu söylentiyi nasıl bu kadar hızlı yaydığını bilmiyorum | Open Subtitles | ثانيا، أنا لا أعرف كيف يمكنك أن تنشر الإشاعة بتلك السرعة |
Biliyor musun, hızlı konuştuğunda kulağa o kadar kötü gelmiyor. | Open Subtitles | ..تعرف, عندما تقوله بهذه السرعة لا يبدو الأمر سىء جدآ |
Sayın Başkan, ışık hızlı gemilerde hâlâ binlerce insan var. | Open Subtitles | مازال يوجد المئات من الافراد علي السفن ذات السرعة المنخفضة |
Nasıl bu kadar çabuk geldin? Seni biraz pataklamam gerekecek. | Open Subtitles | كيف أتيت إلى هنا بتلك السرعة, سأضطر لأن أبرحك ضرباً |
Babamın gerçekçi dizi vizyonuna bu kadar çabuk ihanet etmesi hayret vericiydi. | Open Subtitles | كان من المذهل مدى السرعة التي خان بها والدي رؤيته للبرنامج الواقعي |
O kadar çabuk değil. Çözmemiz gereken başka bir konu var Bay Ronald. | Open Subtitles | ليس بهذه السرعة ، هناك أمر آخر يجب علينا مناقشته ، سيد رونالد |
Bir vampir olmak, tüm keskin duyular, hız, güç ve ölümsüzlük elde etmektir. | Open Subtitles | ،حين تصبح مصاص دم تقوى لديك جميع الحواس ،لتحوز على السرعة القوة، والخلود |
hız limitinde araba kullanan gördüğüm tek polis sensin yeminle. | Open Subtitles | أقسم بالله إنّكَ الشرطيّ الوحيد الذي يقود وفق حدود السرعة |
Sizce yolun o bölümünde sürücülerin çoğu bu hız sınırına riayet ediyor mu? | Open Subtitles | لذا من واقع تجربتك هل الناس يلتزمون بحد السرعة على عرض الطريق ؟ |
Burada sona ermesini ummuştum, ama bu kadar erken değil. | Open Subtitles | لقد تمنَّيت أن أكون هنا بالأعلى، ولكن ليس بهذه السرعة |
Ses seviyesinin altına girdi. Sürekli iniyor ve hızı düşüyor. | Open Subtitles | سرعته أقل من سرعة الصوت أنه يستمر في فقد السرعة |
Pekala, öyleyse niçin saatte 25 mil hızla sürebileceğin yerde 15 mille gidiyorsun? | Open Subtitles | إذاً لمَ تقود بسرعة 25 كم في منطقة حد السرعة بها 40 كم؟ |
En yüksek hızda, 2 saatten az zamanda burada olur. | Open Subtitles | في السرعة القصوى، هو سيكون هنا في أقل من ساعتين |
Banning Şirketi için iyi iş çıkardığımı biliyordum ama Bay Banning'in bu kısa sürede, beni fark edeceği aklıma gelmedi. | Open Subtitles | عرفت بأنني كنت أفعل عمل جيد لشركة بانينج الدولية لكني لم أعرف السيد بانينج سيأخذ ملاحظات كثيرة عني بهذا السرعة |
acele etmeyin. Bu sarışın, bekar kıza kur yapmak istiyorum. | Open Subtitles | ليس بهذه السرعة ، لقد جلبت لك هذه ايتها الشابة |
Sana bir kap sıcak çorba getireyim de Hemen donma. | Open Subtitles | سَأَأتي لكِ بطاسة شوربةِ حارةِ وأنت لَنْ تتجميدي بهذه السرعة. |
Bu hıza dönmenizin de yine 8 yıl süreceğini düşünebilirsiniz, ya da 10 yıl -- hayır, cevap 45 yıldır. | TED | ربما يخطر على بالكم انك ستعود الى نفس السرعة خلال 8 سنوات .. او 10 .. لا ..انها 45 عاماً |
Rüzgar iyi yakalamıştı ancak sürat üstünlüğü bizde. Sonsuza kadar kaçamaz. | Open Subtitles | إنه يرفع شراعه عالياً لكن السرعة في جانبنا لن يعطلنا للأبد |
Bunu incelenmesi gerek bazı politik baskılar vardı, değil mi? | Open Subtitles | إذاً لهذه السرعة لا بد أن هناك تأثير سياسي صحيح؟ |
Yapman gerekenler şunlar. Yüksekliğini 6 metreye düşür ve hızını 460 km/s. indir. | Open Subtitles | هذا ما ستفعله, سنهبط حتى ارتفاع 20 قدماً ونخفف السرعة إلى 250 عقدة |
Ve o basit, Yavaş hızda veri akısı yaratıyor saniyede 10,000 bit, saniyede 20,000 bit. | TED | و يخلق دفق من البيانات بسيط منخفض السرعة 10,000 بت في الثانية 20,000 بت في الثانية |