ويكيبيديا

    "السوداء" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • siyah
        
    • Kara
        
    • karanlık
        
    • Black
        
    • siyahi
        
    • zenci
        
    • gizli
        
    • karaborsa
        
    • karaborsada
        
    • borsa
        
    • borsada
        
    • Karasakal
        
    • siyaha
        
    • koyu
        
    • kapkara
        
    Rahibeler tarafından işletilen, tümüyle beyaz bir katolik okulundaki siyah ateist çocuktum. TED كنت الطفلة السوداء الملحدة في مدرسة مرتاديها من البيض الكاثوليك تديرها الراهبات.
    siyah güzeldir, ama toplum aksini söylediği için buna inanmak epey zaman alıyor. TED البشرة السوداء جميلة، ولكن من الصعب تصديق ذلك إن كان المجتمع يقول عكسه.
    ve siyah bulut bir miktar azaldi. Fakat yapmasi gerekeni yapti Cunku etrafimla hic ilgilenmiyordum. Musterilerim hic aramasa ancak bu kadar ilgisiz kalabilirdim. TED اخذت السحابة السوداء فى التلاشى قليلا ، وكذلك العمل كنت احس اننى اطفو وحيدا ، لم اعد اهتم اذا تصل احد العملا أم لا
    Kara deliklerin evrendeki her şeyi yuttuğuna dair bir efsane vardır, ama onun içine düşmeniz için çok fazla yaklaşmanız gerekir. TED هنالك خرافة تنص على أن الثقب السوداء تلتهم كل شيء في الكون، لكن في حقيقة الأمر يجب الإقتراب كثيرا للسقوط فيها.
    Burayı şu anda Kara Sinema Evi adını verdiğimiz yere dönüştürdük. TED إذًا قمنا بتحويل هذه المساحة إلى ما ندعوه بيت السينما السوداء.
    Ama ruhu karanlık düşünceler ve günahlarla dolu olan zavallılar... Open Subtitles لكن المخلوق البائس المعبأة روحه بالأفكار السوداء و الأفعال الكريهة
    Sara Lynn Willoughby o aptal Black Keys tişörtüyle çıkagelmeden önce. Open Subtitles قبل ان تعود سارة لين مرتدية تي شيرت المفاتيح السوداء الغبي
    Bunun içinde piyanodaki siyah tuşların sayısı kadar ceviz var. Open Subtitles هنا عدد الجوز هو نفس عدد المفاتيح السوداء في البيانو
    Ölümü. Ve denediğin siyah şapka ona henüz ihtiyacın yokken. Open Subtitles و أمر القبعة السوداء التى كنتِ تجربينها قبل أن ترتديها
    siyah çanta araştırılırken zarar gördü. Çok üzgünüm. Özüre gerek yok. Open Subtitles الحقيبة السوداء تلفت عند فحصها ، آسفة جدا لا داعى للأسف
    Düşünsene, sadece bir dakika önce yanında durmuş, siyah düğmelerine bakıyordum. Open Subtitles تخيل فقط، منذ دقيقة مضت وقفت بجانبه ونظرت إلى أزراره السوداء.
    - Şu büyük siyah kasada belki? - Hayır, kasada hiçbir şey yok. Open Subtitles لعلها فى تلك الخزنة الكبيرة السوداء كلا , لا يوجد شئ فى الخزنة
    siyah arabayı gördüğümde korkmuştum Jean olabilirdi, bu yüzden George'un evine gittim. Open Subtitles عندما رأيت هذه السيارة السوداء خفت أن يكون جان، ولهذا ذهبت لجورج
    Hey, hey, hey, hey. Hey, hey, Kara gözlü Suzi, hey! TED هيه هيه هيه هيه هيه هيه ديزي ذات العيون السوداء هيه
    Yemek yapabiliyorum, dikiş dikiyorum, ağzımı kapalı tutup, Kara borsada çalıntı mücevher satabiliyorum. Open Subtitles أنا أستطيع أن أطبخ , احيك أصمت وابيع المجوهرات المسروقه فى السوق السوداء
    Büyükelçi bakın, onun kız kardeşi, benim kız arkadaşım. Kara listede. Open Subtitles سيادة السفير اسمعني, اخته تكون صديقتي و هي علي القائمة السوداء
    Ve bak burada ne varmış. Kara borsa bir kıyafete benziyor. Open Subtitles و إنظروا ما لدينا هنا، تبدو أنها ملابس من السوق السوداء
    Ve bak burada ne varmış. Kara borsa bir kıyafete benziyor. Open Subtitles و إنظروا ما لدينا هنا، تبدو أنها ملابس من السوق السوداء
    Şimdi o özgür Kara kıçını benim yerimden... - ...kaldırmazsan... Open Subtitles حسنا حرك مؤخرتك السوداء الحرة قبل ان اقوم انا بذلك
    Yanında bulunan ve varlığı benim için babasınınki kadar gereksiz olan Fleance da o karanlık saatte aynı kaderi paylaşmalı. Open Subtitles وابنه فليانس الذى يصحبه لا يقل موته أهمية عن موت والده يجب أن يلقى المصير ذاته فى تلك الساعة السوداء
    Özel askeri şirketler üzerinde ve Black Sands üzerinde araştırma yaptım. Open Subtitles أنا لم البحوث على انفراد المتعاقدين العسكريين تعمل على الرمال السوداء.
    Bizim önümüzdeki otoyolda bir kaza oldu, meğerse iki beyaz kamyon şoförü, göçmen ve siyahi bir aile arasında olmuştu. TED وحادث أمام الطريق السريع، تبين أنه لسائقَي شاحنة من ذوي البشرة البيضاء وعائلة مهاجرة تصادف أنهم من ذوي البشرة السوداء.
    Ben demedim mi size benim zenci prenseslerimi bozmayın diye Open Subtitles ِ ماذا اخبرتكم عن عدم الاحترام انها اميرتي السوداء ؟
    Pekâlâ, aklından ne geçiyor? CIA, gizli operasyon falan mı? Open Subtitles إلى أين تظن أنها تنتمي وكالة المخابرات، مكتب العمليات السوداء
    İşin içinde basit karaborsa satımından fazlası varmış gibi görünüyor. Open Subtitles بدأ الأمور يشعرني أنه أكثر من بيع بضائع بالسوق السوداء
    Bir İngiliz pasaportunun Napoli'de karaborsada ne kadar ettiğini biliyor musunuz? Open Subtitles هل تعرف كم يساوى جواز السفر فى السوق السوداء ؟ جواز سفر بريتانيك ماجيستيك فى السوق السوداء فى نابولى ؟
    Karasakal'ın gemisi ve tayfası artık benimdir ve bu kılıç kayıp bacağımın diyetidir. Open Subtitles سأتخذ سفينة ذي اللحية السوداء وطاقمه، وكذلك سيفه كتعويض عن طرفي المفقود
    Her şey siyaha. Bahisler kapandı. Open Subtitles ـ سأضع كل شيء على الخانة السوداء ـ لا مزيد من الرهانات
    Kara delikler koyu bir gökyüzünde karanlıktır. TED إن الثقب السوداء أجسام مظلمة في سماء مظلم.
    O kapkara tenine biraz çamaşır suyu sürsen iyi olur. Open Subtitles يجدر بكِ أستعمال بعض المبيضات على بشرتكِ السوداء

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد