Her neyse, sizin adınıza kötü adam oldum ve onları sepetledim. | Open Subtitles | على أيّة حال, قمت بدور الرّجل الشرّير بدلاً عنك ورميتهم خارجاً |
Sizi temin etmek isterim, ben batının en kötü insanı değilim, bayan. | Open Subtitles | أنا فعلت هذا فقط لإقِناعك باني لَستُ الرجل الشرّير في الغربِ. |
Bence dizide kimin kötü kimin iyi olduğuna dair pek çok belirsizlik var. | Open Subtitles | أعتقد بأنّ هنالك غموضاً هائلاً حول من الطيّب ومن الشرّير في المسلسل -أجل |
O huysuz kel adam bu kötü numarayı istedi. | Open Subtitles | الرجل الشرّير الأصلع طلب الغرفة 13 إنه رقم نحس. |
Sanırım bir şey isteseydim, bunu yapan kötü adamın affedilmesini isterdim. | Open Subtitles | فهو أن أسامح الرجل الشرّير الذي فعل ذلك. |
Seni temin ederim ki, bu adadaki kötü adam ben değilim. | Open Subtitles | أؤكّد لكِ أنّ على هذه الجزيرة لستُ أنا الشرّير |
Evet, o şeytanı biliyoruz. Çok kötü. | Open Subtitles | أجل، نحن على دراية بذلك الشرّير هذا سيّء |
Hayatındaki en büyük kararı verip kötü yanını kendinden ayırdın. | Open Subtitles | اتّخذتِ أكبر قرار في حياتك بانتزاع الجزء الشرّير منك.. |
Buradaki kötü adamın sen olmadığını da biliyoruz. | Open Subtitles | لستَ الرجل الشرّير هنا نحن نعلم ذلك أيضا |
kötü olan yarımı yok etmenin bir şeyleri değiştireceğini... nasıl düşünebildim ki? | Open Subtitles | كيف اعتبرت أنّ إزالة نصفي الشرّير قد يغيّر أيّ شيء؟ |
kötü olan bir şey, her zaman kötü görünmez. | Open Subtitles | الشرّير لا يبدو دائماً أنّه شرّير. |
kötü iş adamı karakterinin adını Jack Donaghy koyacak kadar umursamaz olduğun için sana asılsız iftiradan dava açabilirim. | Open Subtitles | لأنّك كنت متهور كفاية لتسمية رجل أعمال الشرّير "جاك دوناغي" أستطيعُ مقاضاتك بتهمة التشهير |
kötü veledin pislik dolu yolunu izlemek mi istiyorsunuz? Nasıl isterseniz! | Open Subtitles | تريدين اتّباع الطريق الترابيّ لـ "القزم الشرّير" ؟ |
Eğer belediye başkanının endişelenmesi gereken tek bir kötü olsaydı, bizzat altyapıyla ilgilenecek kadar zamanı bulabilirdi. | Open Subtitles | صحيح، عندما لا يوجد ما يشغل العمدة إلّا شرّير واحد، حيث هي الشرّير بحدّ ذاته حينها يمكن أنْ توفّر وقتاً طويلاً للبنى التحتيّة، أمّا أنا فلديّ مشاكل أخرى |
Eğer belediye başkanının endişelenmesi gereken tek bir kötü olsaydı, bizzat altyapıyla ilgilenecek kadar zamanı bulabilirdi. | Open Subtitles | صحيح، عندما لا يوجد ما يشغل العمدة إلّا شرّير واحد، حيث هي الشرّير بحدّ ذاته حينها يمكن أنْ توفّر وقتاً طويلاً للبنى التحتيّة، أمّا أنا فلديّ مشاكل أخرى |
kötü yarım yok artık. Ne kadar güçlüyüm bilmiyorum. | Open Subtitles | زال نصفي الشرّير ولا أعرف مقدار قوّتي |
Evet. kötü yarımın neredeyse tüm pisliklerini temizledim. | Open Subtitles | أجل، عالجت تقريباً كلّ أخطاء نصفي الشرّير... |
Görür bir anda kötü kalpli Simon Legree'yi geçiyordur nehri, yanında av köpekleri ve esirleri. | Open Subtitles | وفجأة، استطاعت أن ترى (سايمون) الشرّير عاهل (ليجري) ينزلق بسرعة فائقة عبر النهر بصحبة كلابه البوليسية وعبيده |
"kötü insanlar o yolu terk etsinler. | Open Subtitles | "دع الرجل الشرّير يهجر دروبه." |
Burada kötü adam ben değilim, Ronon. Sadece yardım etmeye çalışıyorum. Fikrin değişecek. | Open Subtitles | لستُ الشرّير يا (رونون) أحاول المساعدة فقط |