Kendisi de suçlu bulunacağı için... tanıklık yapmayı hep reddeder. | Open Subtitles | دائماَ يرفض الشهادة في المواضع التي قد تؤدي بالإطاحة به |
"Federal ajanlar bu resmi beyanda özetlenen gerçeklere tanıklık edebilir ve edecektir." | Open Subtitles | عملاء الإف بي آي يمكنهم إنهاء هذا وتقديم الأدلة في هذه الشهادة |
Bakın, bu iş başladığında işin başında olsaydınız, bu soruşturmayı yürütüyor olsaydınız, ifade verme konusunda farklı düşünüyor olabilirdim. | Open Subtitles | ممكن لو أنت كنت المسئول الأول عندما بدأ هذا الأمر وتباشر التحقيق بنفسك كنت سأشعر بإحساس مختلف عن الشهادة |
Neyse, sonuç olarak bir adam karısına karşı ifade vermesi için zorlanamaz. | Open Subtitles | بأية حال وختاماً ، لا يمكن إجبار الرجل على الشهادة ضد زوجته |
Davacı kızıma karşı şahitlik yapmam için benimle konuşmak istiyormuş. | Open Subtitles | المدعي العام يريد ان يتحدث الى بشأن الشهادة ضد ابنتى |
Hiçbir jüri, beş yaşındayken cinayete tanık olan 18 yaşındaki bir çocuğa inanmaz. | Open Subtitles | ولا محلّف سيصدق الشهادة فتى ذو 18 ربيعا شهد الجريمة بعمر 5 سنوات |
Yani, ticaret komisyonu bizi duruşmaya çağırırsa, karşı tanıklık etmeye mecbur kalabilirim. | Open Subtitles | أعني، إذا قدمتنا الهيئة الفيدرالية للمحاكمة، يمكن أن أجبر على الشهادة ضدك. |
İkiniz de bu konuda tanıklık için serbestsiniz. | Open Subtitles | إذن فأنتما الاثنان بإمكانكما الشهادة لما فعله |
Diğer taraftan, bir eş,hiç bir zaman kocası aleyhine tanıklık yapamaz. | Open Subtitles | على الجانب الآخر لن تفعل الزوجة ذلك و لا يمكنها الشهادة ضد زوجها |
tanıklık etmekten çekinmem! Yemin ederim! İnan bana! | Open Subtitles | أنا لست كنانسى لن أخشى الشهادة ضدك ، صدقنى |
- Olmaz öyle şey... Seni kocan aleyhine tanıklık yapmaya zorlayamazlar. | Open Subtitles | مستحيل، لا يستطيعون اجبارك على الشهادة ضد زوجك. |
Bay Claypool, müvekkilimin ifade vermemesi için susma hakkını kullanmasını tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | سيد كلايبول، أنصح موكلتي بالتمسك بحقها وفقًا للتعديل الدستوري الخامس بعدم الشهادة |
Ya da teslim olursun ve baban aleyhine ifade verirsin. | Open Subtitles | على الشهادة ضد والدك. هذا ليس جيدا بما فيه الكفاية. |
Howard, sana itiraf etmeliyim ki, mahkemede ifade vermeyi ben de sabırsızlıkla beklemiyorum. | Open Subtitles | هوارد, يجب ان اعترف لك... اننى اننى لا اتطلع الى الشهادة فى المحكمة |
O ifade mahkemede okunsun ister misiniz? | Open Subtitles | أتريدين هذه الشهادة أن يتم قرأتها فى قاعة المحكمة ؟ |
Gene de davalı lehine ifade verecek 11 tanık daha var. | Open Subtitles | فالدفاع مازال لديه إحدى عشر شاهدا مهمين قادرين على الشهادة |
Şu noktada Tommy'i kurtaracak tek şey Lobos lehine şahitlik yapmak. | Open Subtitles | الطريق الوحيد للخروج من هذا بالنسبة لتومى هى الشهادة ضد لوبوس |
Geliyorum. Şu iki ifadeyi alalım ve üstüste koyalım. | Open Subtitles | الآن، دعونا نأخذ مقطعين من الشهادة ونحاول وضعهم سوية. |
Aslında, size yeni bir sertifika getirmeliyim. | Open Subtitles | في الحقيقة , يجب أن أذهب الآن لأحضر لكِ الشهادة الجديدة |
Gerçi senin ifadenin cezama beş sene daha eklediğini söyledi. | Open Subtitles | بالرغم من أنني أخبرتك أن الشهادة تزيدني بالسجن خمس سنوات |
Mimarlar için diploma önemli değilmi? | Open Subtitles | ألا يعتبر مهندسوا العمارة ان الشهادة مؤهلة؟ |
Ve bu ifadeye göre ekibe "Bay Ashcroft bu konuyu duymak istemiyor" demişsiniz. | Open Subtitles | وذكرت طبقا لهذه الشهادة أن مستر أشكروفت قال لك أنه لا يريد سماع المزيد عن هذا الأمر هل هذا صحيح؟ |
Bence onun ifadesini ciddiye almamalıyız. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه يمكننا أن نأخذ هذه الشهادة بمحمل الجد |
Bunca şeyden sonra umurumda değil. Diplomamı postalasalar da olur. | Open Subtitles | بعد كل شيء، أنا تخطيته يمكنهم إرسال الشهادة لي |
Sayin Yargiç, buradaki yeminli ifadede tutuklama emri için yeteri kanit var. | Open Subtitles | حضرة القاضى , هناك ما يكفى فى هذه الشهادة لتضمن لنا مُذكرة |
Biraz önce verdiğiniz ifadeden emin olduğunuz kadar emin misiniz? | Open Subtitles | أمتأكد كتأكدك من الشهادة التي أعطيتها للتو؟ |
İfadesi sırasında takınmış olduğu güleryüzlü maskesini düşürüp gerçek rengini göstermesini sağlarsak bu bir zafer olacaktır. | Open Subtitles | إذا تمكنا من كسر واجهتِه البارعة في جلسة الشهادة ,ونجبره علي الظهور علي سجيّته سيكون إنتصاراً |
Lise diploması olan, yeterli İngilizcesi ve interneti olan her öğrenci bizimle ders çalışabilir. | TED | كل طالبٍ يحمل الشهادة الثانوية مع قدرٍ كافٍ من الإنجليزية و الاتصال بالشبكة يمكنه الدراسة معنا. |