tüm dünya tehlikedeyken, hiç de fena bir fikir değil. | Open Subtitles | عندما يكون العالم كله على المحك هذه ليست فكرة سيئة |
tüm dünya izliyor. Ulusal Muhafızlar Kubbe'nin 16 km çevresinde girilmez alan oluşturdular. | Open Subtitles | العالم كله يُراقب، فالحرس الوطني أنشأ منطقة عازلة تبعد 10 أميال حول المُحيط. |
Sanki birileri deneyler yapıyor ve Bütün dünya onların laboratuarı. Sen de gördün. | Open Subtitles | كما وأن أحدهم يقوم بتجارب ما ، غير أنه مختبره هو العالم كله |
O kameralar Bütün dünya bizi izleyebilsin diye mi orada diyorsun? | Open Subtitles | أتقولين بأن الكاميرات موجودة هناك لكي يتمكن العالم كله من مشاهدتنا؟ |
tüm dünyaya OKUL KİTAPLARI SATAN BİR ŞİRKETTE ÇALIŞTIĞINI SÖYLEMİŞTİ. | Open Subtitles | كتب مدرسية قال ان شركته تبيع الكتب حول العالم كله |
Bilmiyorum ama tüm dünyanın önünde kıçımızın üzerine yapışacağız sanırım. | Open Subtitles | أنا لا أعرف، نحن سنفشل تماما هناك أمام العالم كله |
Karşılaşmadan önceki günlerde, acaba gelecek mi diye tüm dünyayı merakta bıraktı. | Open Subtitles | قبل ايام من الحدث جعل العالم كله يتسائل اذا ما كان سيأتي |
Nasıl olsa bütün dünyanın sonu pek yakında gelmek üzere. | Open Subtitles | أن العالم كله علي وشك النهاية قريباً علي أى حال. |
Lordum, bu ordu size sadece Yunanistan'ı değil bütün dünyayı verecek. | Open Subtitles | -مولاى,ان هذا الجيش لن يعطيك اليونان فقط و لكن العالم كله |
tüm dünya hemen ilgi gösterdi. Bu tuhaf bir deneyimdi, çünkü her bir yandan herkes: "Kim bunlar? Ne bunlar? Kaç kişiler? | TED | فجاء العالم كله راكضاً لقد كانت تجربة غريبة، ردد الجميع من كل مكان من هم؟ ماهيتهم؟ كم عددهم؟ |
Benim için şaka. Bana göre tüm dünya şaka. | Open Subtitles | انها مزحة بالنسبة لى العالم كله مزحة بالنسبة لى |
tüm dünya burada olmadan önce, birkaç saatimiz var. | Open Subtitles | يجب أن ننتهي قبل أن يجتمع العالم كله هنا |
Fakat bu gece, Apollo 1 tradejisinden yanlızca 18 ay sonra, tüm dünya heyecanla Neil Armstrong ve Buzz Aldrin'in... aya inişini seyretti. | Open Subtitles | و لكن الليلة بعد 18 شهر من مأساة أبوللو 1 العالم كله يشاهد في رهبة نيل أرمسترونج و ألدرين باز يهبطان على سطح القمر |
Bütün dünya bize aittir, ve onu tehlikeye attığımızı görmezden geliyoruz. | TED | العالم كله منزلنا. ونحن نتجاهل هذا الخطر الجاثم المباشر. |
Bütün dünya şimdi biliyor ki, ilerleyebilmek için yerleşim yerlerini kaldıramayız. | TED | يعرف العالم كله الآن أنه كي نمضي قدمًا، لا يمكننا إزالة المستوطنات |
Üzgünüm, ama şimdi sempatiye yenilseydim Bütün dünya ensemde biterdi. | Open Subtitles | حسنا ، انا آسف ، ولكن اذا كنت مع الخضوع يكون العالم كله على العنق |
Sinyaller bir uydu yoluyla tüm dünyaya yayılıyor. | Open Subtitles | الإشارة تخرج من خلال القمر الصناعي لتنتشر في العالم كله |
Bunu duyurduğumuzda, gerçekten çok endişeliydim ve tüm dünyanın omuzlarımda olduğunu hissettim. | TED | و كنت أشعر بالتوتر كلما أعلنا عن ذلك، وأحس أنني أحمل ثقل العالم كله على عاتقي. |
tüm dünyayı demokrasi için özgürleştirecek bir savaştan yeni döndüm. | Open Subtitles | عدت للتو من حرب و حررت العالم كله لآجل الديمقراطية |
Bugün sizlerle konuşmak istediğim konu Kuzey Kutbu'ndaki yüzüşüm bütün dünyanın en kuzey ucundaki yerde | TED | ابتغي ان احدثكم اليوم عن السباحة عبر القطب الشمالي, عبر اكثر البقاع شمالية في العالم كله. |
bütün dünyayı dolaştım. Çok şey gördüm. | Open Subtitles | اننى طفت حول العالم كله وشاهدت العديد من الاماكن و العديد من الناس |
Adı Tüm dünyada şimdiden duyulmuş olan Bay Mike Teevee! | Open Subtitles | صاحب الأسم الذي سيسمع عنه العالم كله السيد، مايك تي في |
O tüm dünyadaki en iyi arkadaşlarımdan biri, ve ölmesini istemiyorum. | Open Subtitles | إنه أحد أعز أصدقائي في العالم كله ولا أريده أن يموت |
bütün dünyaya internet üzerinden yayın yapacağım. | Open Subtitles | سأنشر الحدث في النت على مستوى العالم كله |
Ve bütün dünyada aileden daha önemli bir şey yoktur. | Open Subtitles | وليس هناك شيء أكثر أهمية في العالم كله من الأسرة. |