Temel elementler evreni oluşturan maddelerdir, ...temel yapı malzemeleridir tabi ya! | Open Subtitles | العناصر الأساسية هي التي تكون الكون إنها وحدات البناء الأساسية بالطبع |
Onlara verdiğiniz elementler ve bunları veriş sıranız seyircinin ilgisini çekmek için en önemlu unsur. | TED | العناصر التي توفرها والترتيب الذي تجعلها عليه هي حتمية في مدى نجاحك أو فشلك في إشراك الجمهور. |
Ve böylece onlarla seyahat ederek ve bütün farklı elementleri öğrenerek birlikte çok vakit geçirdik ve yararlanılmayan birçok verimsizliğin olduğunu keşfettik. | TED | وقضى الوقت في السفر معهم وتعلم كل شيء عن العناصر المختلفة، و العثور على الكثير من أوجه القصور لم يتم الاستفادة منها. |
Dünya'nın oluşumundan arta kalan ısı ve çekirdekteki radyoaktif elementlerin çürümesi. | Open Subtitles | الحرارة المُتبقية من تكون الأرض و تحلل العناصر المُشعة في القلب. |
Profesör ruhsal bağlantı noktasının 5 temel elementin ortasında olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | الأستاذة قالت: ان هناك رابطة اتصالات روحية حقيقية موجودة بالقرب من العناصر الخمس الأساسية |
Sadece Avatar dört elementte ustalaşabilir ve dünyaya dengeyi getirebilir. | Open Subtitles | فقط الأفتار يمكنه أتقان جميع العناصر وجلب التوازن إلى العالم |
Bu üç farklı element, birlikte daha iyi hissetmemiz için ışıklandırma çevresi inşa ediyor. | TED | هذه العناصر الثلاثة المتميزة ، تشكل معا بيئة الإضاءة التي تساعدنا على الشعور بصورة أفضل وراحة أكبر |
Küresel ölçekte ortaya çıkan etkilerle bağlantılı olarak, birçok ülkeden bir unsurlar topluluğudur. | TED | فهو تجمعٌ من العناصر المستخرجة من عدة دول، مرتبطٌ بتأثيرات تنتشر على مستوى العالم. |
Bu üç yerde de göreceğiniz şey Honolulu, Oakland ve Mexico City'de kentsel hack çekirdeğindeki elementler. | TED | وذلك ما تراه في هذه الأماكن الثلاثة، في هونولولو وفي أوكلاند، وفي مكسيكو سيتي، هي العناصر الأساسية في القرصنة المدنية. |
Bir kimyasal reaksiyonda elementler yeni bileşenler meydana getirmek üzere tekrar bir araya gelir. | TED | في التفاعلات الكيميائية، العناصر تتفاعل لتكون مركبات جديدة. |
Oksijen ve nitrojen gibi elementler ile sayısız toz parçacığı çevremizdeki havayı oluşturur. | TED | العناصر مثل الأوكسجين والنيتروجين، حتى جزيئات الغبار التي لا تحصى يشكلون الهواء من حولنا |
Ve bütün bu değişik elementleri özetleyip bir sistemin içine sokabiliriz. | TED | وكل واحدة من تلك العناصر المختلفة يمكننا حفظها ووضعها في نظام. |
Doğal sistem, elementleri atom atom bir araya getirerek üretim yapar. | TED | ينتج النظام الطبيعي عن طريق جمع العناصر بعضها ببعض، ذرة بذرة. |
Bilinen elementlerin kapsamlı bir listesini yaptığı için mi? | TED | هل بسبب أنه قام بجمع كل العناصر الكيميائية المعروفة ؟ |
Burada elementlerin iki harfli semboller halinde bir tabloda düzenlenerek tanımlamdığını görüyoruz. | TED | هنا نرى العناصر مكتوبة و مصنفة تبعاً للحرفين الاوليين الذين يشكلان أسمها في هذا لجدول |
Yalnız Avatar dört elementin efendisi onları durdurabilirdi. | Open Subtitles | وحدة الأفتار سيد العناصر الأربعة قادر على أيقافهم |
Sadece Avatar bu dört elementte ustalaşarak dünyaya dengeyi getirebilir. | Open Subtitles | فقط الأفتار يمكنه أتقان جميع العناصر وجلب التوازن إلى العالم |
Süpernovaların nasıl element ürettiklerine dair iki önemli nokta var. | TED | الآن، هناك شيئان لكي ننتبه لهما عن كيف يكوِّن السوبرنوفا العناصر. |
Toprak kullanım politikasına karar verilirken bu unsurlar dikkate alınıyor mu? | TED | هل يتم أخذ هذه العناصر في الاعتبار عند تقرير سياسة استخدام الأرض؟ |
Buradaki herhangi bir elementi bir nevi sanat objesi olarak duvara asabilirsiniz. | TED | أي من هذه العناصر يمكن أن تعلق على الجدار كأنها قطعة فنية |
Yani soğuk maddede emilen dalga boylarından o maddenin hangi kimyasal elementlere sahip olduğunu anlayabiliriz. | TED | والتي تستخدم لتحديد العناصر الكيميائية في المادة الباردة والتي تقوم بالإمتصاص في تلك الترددات المحددة. |
İleride hayatında tekrar ortaya çıkacak olan bazı motifler ve öğeler vardı. | TED | كانت هنالك بعض المواضيع و العناصر التي ربما تظهر مرة أخرى في مرحلة لاحقة من حياتها. |
Onun için güneş bütün o elementlerle doludur. | TED | هذه إذن الطريقة التي تتعامل بها الشمس مع كل العناصر |
Şimdi silahlı güçler üzerinde kuşku yaratmak istiyorsunuz, ülkemizin yegane sağlıklı unsurları. | Open Subtitles | الآن أنت تريد أن تلقى بشكوكك على قواتنا المسلحه العناصر الصالحه الوحيده فى بلادنا |
Özellikle, bir zamanlar imkânsız olarak düşündüğümüz şekillerde, yeni materyallerin doğanın bu temel unsurlarını değiştirmemize nasıl izin verdiğiyle ilgili. | TED | وتحديدًا، كيف تمكننا المواد الجديدة من تغيير سريان هذه العناصر الأساسية للطبيعة بطرق قد نكون اعتقدنا أنها مستحيلة يومًا ما. |
Yalnızca Avatar dört elemente hükmedebilir ve dünyaya denge getirebilir. | Open Subtitles | فقط الأفتار يمكنه أتقان جميع العناصر وجلب التوازن إلى العالم |
Orada yabancı müdahaleciler ve diğer gerici unsurların desteklediği Beyaz Muhafızlar aktif. | Open Subtitles | حيث الحراس البيض يتلقى المساعدات من الجهات الاجنبية الخارجية وأخرين من المجرمين وبعض العناصر التي كانت نشطة في السابق |