"الغاضب" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Öfkeli
• kızgın
• sinirli
• öfke
• Huysuz
• Suratsız
• asabi
• Backlash

Peki ya turuncu çantalı Öfkeli çocuğun bütün bunlarla ne ilgisi var?
وما دخل الفتى الغاضب ذو حقيبة الظهر البرتقالية بأي شيء من هذا؟

Benim çocuklarım yatma vaktini geçtikten sonra konuşurlarsa, Öfkeli sesimi takınır...
عندما يستمر أطفالي بالتحدث بعد وقت النوم أستخدم صوتي الغاضب لقول

Saldırı üstüne saldırı tıpkı Öfkeli karıncalar gibi, benzin kokusuyla deliye dönmüşlerdi.
بالتناوب، بالهجوم، بالهجوم مثل النمل الغاضب المجنون برائحة الغازولين

Vay, bunlar yeni dostlarım değillerse. kızgın Çocuk ve Tembel Amca.
حسنا حتى لو كان أصدقائي الجدد هم الصبي الغاضب العم الكسول

İnan bana, kızgın olduğum şeylerin bir yere gittiği yok.
ثق بي، أسباب الغاضب أنها لن تذهب إلى أي مكان

Sen kendince sinirli bir memur bekliyordun, ama bunun yerine içen ve şarkı söyleyen serseriler gördün.
كنت تتوقع ان يظهر الضابط الغاضب لكنك لم ترى الا مجموعة من المشردين يسكرون و يغنون

Soğuk ret, soran bakış Aşkın Öfkeli bakışının şimşeği
الصد البارد، نظرة الإستنكار بريق الحب الغاضب

Öfkeli ve yalnız kaçık adam hikayesini destekleyen sağlam bir delil olurdu.
مما يجعل قضيتهم ضد الغاضب المخبول أكثر إقناعاً

Posta torbasına Öfkeli bir gelincik koyduk.
ووضعنا ذلك النمس الغاضب بحقيبة توزيع بريده

Öfkeli adam, onu budala bir iyimsere çevirmişti.
الرجل الغاضب قد تحولت لها إلى متفائل أحول.

Aylık ücretini ödeyen bütün Öfkeli gençlere de bunları mı söylüyorsunuz?
هل هذا رأيك بالفتى الشاب الغاضب الذي يدفع أجرتك ؟

Sonra da bize düşen tek şey Öfkeli zenci adamlar hikayesini yaymak olacak.
كل ما علينا تلفيق قصة الرجل الأسود الغاضب

Bisiklet üzerindeki kızgın çocuk hikâyesinden milyonlarca vardır ve sırf kahramanlarını sevmiyoruz diye veya yetimhaneden alıp eve getirdiğimiz çocuk o değil diye, onların hikâyelerini göz ardı edemeyiz.
هناك مليون طفل مثل طفل الدراجة الغاضب ولا نستطيع تجاهلهم لأنه وببساطة لا نحب أنصارهم أو بسبب أنه ليس الطفل الذي نرغبُ في إحضاره للمنزل معنا من دار الأيتام.

Özellikle kızgın olan kişi bir kız ya da bir kadınsa.
‫خصوصًا عندما يكون‬ ‫الشخص الغاضب فتاة أو امرأة.‬

Şimdi bu birçok duygusal ve kızgın söyleme sebep olan bir tartışma.
الآن، هذا محور جدال انشأ الكثير من المشاعر والاستنكار الغاضب.

Üzgünüm, canım. ama kızgın kocan göründüğünde, benim cebimde bulacakların senin sıkıntına değmez.
أنا آسف، يا عزيزتي لكن عندما يظهر الزوج الغاضب سوف تجدي محتويات جيبي لا يستحق تعبك

kızgın kalabalıklara çalmayı hep sevmişimdir.
انا دائماً احب الاداء امام الجمهور الغاضب

Şu kızgın suçlu polisin bana anlattıklarını, yapacak mıydınız?
هل انت هو المجرم الذي كان يحدثني عنه ذلك الشرطي الغاضب

Biraz sinirli olduğum için üzgünüm, ama nedeni vardı.
أعتذر عن هذا التصرف الغاضب الذي أظهرته ولكنه ضروري

Birden, sarhoş ve sinirli kocası gelip şunu dedi:
: وفجأة ظهر زوجها الغاضب , والمخمور .. وقال

Ve tam da bu anda aslında bu sorunu nasıl çözeceğimizi bildiğimize dair bir meydan okuma ve öfke ile doluydum.
وكنت في تلك اللحظة مملؤة بالإستياء الغاضب والتحدي كوننا في الواقع نعرف كيف نصلح هذا الوضع.

Partinin büyük bir fırsat partisi olmasını diliyorsun, yaşlı Huysuz bir parti değil.
ترغب بشدة في ذلك لحزبكم لتكون فرصة كبيرة لكم . ليس للحزب الغاضب.

Suratsız heykel temizleyicisi Bay Yang'e parasını ödemeleri ve ödülleriyle birlikte geri dönmeleri gerekiyordu.
لابد ان يدفعو للسيد يانج منظف التمثال الغاضب و يعودو بجائزتهم.

Kaybetmemin ona hissettirdiği sevinç küçük asabi kalbine fazla geldi.
بهجة رؤيتي أخسر كانت شديدة على قلبه الصغير الغاضب

* Bay Backlash *
♪ أيها السيد الغاضب ♪