yemek tarifinin işi size öğle veya akşam yemeği için seçenek sunmaktır. | TED | المهمة العادية لوصفة غذائية هي إخباركم ماذا تصنعون لوجبة العشاء أو الغذاء. |
Bir adam onunla yatmam karşılığında bana yemek alamayı teklif etmişti. | Open Subtitles | قد عرض علي رجل أن يشتري الغذاء لي إذا نمت معه |
Bu yiyecek 2.0 dır, ürettiğiniz yiyeceği başkaları ile paylaşma amacınız vardır. | TED | هذا هو الغذاء 2.0 حيث يمكنك إنتاج الغذاء بهدف مشاركته مع الآخرين |
Pek çok kadın ve çocuk var. Tek istedikleri yiyecek, Tanrı aşkına! | Open Subtitles | هناك الكثير من النساء و الأطفال بينهم، كل ما يريدونه هو الغذاء |
10.000 sene önce nasıl gıda yetiştireceğimizi bulduğumuzdan beri fevkalade şeyler başarmış olabiliriz. | TED | قد حققنا إنجازات عظيمة منذ معرفة كيفية زراعة الغذاء قبل حوالي 10,000 سنة. |
Ziyaretler öğle yemeği bitiminde başlıyor. Gezinmememiz için sebep yok ya, çocuklar? | Open Subtitles | الزيارات تبدأ بعد الغذاء ، ربما يمكننا أخذ جولة، صحيح يا أبنائي؟ |
Görünüşe göre, bu çılgın arkadaşımız hala besin zincirini öğrenememiş. | Open Subtitles | على مايبدو، أن صديقتي المجنونة لم تسمع عن سلسلة الغذاء |
Hastane yemeklerini seven ve burada yemek yiyen nadir hastalarımdansın. | Open Subtitles | أنت المريض الوحيد عندي الذي يأكل الغذاء في هذا المكان |
Öyledir. Marie'ye yemek alacağıma söz verdim. Çıksam iyi olacak. | Open Subtitles | لقد وعدت مارى ان احضر الغذاء ، يجدر بي الذهاب |
Çocuklara yemek ve kalın giysiler vererek çok şımartıyoruz zaten. | Open Subtitles | فعلاً, لقد كنا نفسد الأطفال بكل ذلك الغذاء واللباس الدافئ. |
Bunu istemem, çünkü eğer öyle olursa bana kim yemek verir? | Open Subtitles | لا أود لذلك أن يحدث من سيقُوم بتوفير الغذاء لى ؟ |
O kadar kutsal bir yemek, kaç kere söylemem gerekiyor? | Open Subtitles | ،هذا الغذاء المقدس كم مرة يجب علي أن أقول هذا؟ |
Pek çok kadın ve çocuk var. Tek istedikleri yiyecek, Tanrı aşkına! | Open Subtitles | هناك الكثير من النساء و الأطفال بينهم، كل ما يريدونه هو الغذاء |
JUDENRAT Yahudi Heyeti; iş ekipleri, yiyecek ve k0nut k0nularında Krak0w'da rejimin emirlerini yerine getirmekten bizzat s0rumlu 24 seçilmiş Yahudi'den | Open Subtitles | يتكون المجلس اليهودي من 24 عضو يهودي مختارين لهذه العمل ولادارة ما يخص العمل و الغذاء و الاسكان و تقديم الشكاوي |
Birisi havalandırma sisteminden duruşma salonuna doğru giden yiyecek izleri bırakmış. | Open Subtitles | شخص ما ترك أثر الغذاء فى نظام التهوية المؤدى لقاعة المحكمة |
Bugün öğle yemeğinde bana katıImayı istersen, masamda sana boş bir sandalye ayarlayabilirim. | Open Subtitles | اذا لذا كنتي مهتمة بالانضمام الي الغذاء معي.. يمكنني ان احجز مقعد فارغ.. |
Pek çok sebep dolayısıyla, küresel gıda üretim sistemimizi değiştirmek zorundayız. | TED | ونظرا لقلة تلك الموارد نحن بحاجة إلى تغير أنظمة إنتاج الغذاء |
Merak ediyordum da, öğle yemeği teklifin hala geçerli mi? | Open Subtitles | كـنت أتسائل فقط ما إذا كان عرض الغذاء مازال قائماً |
Birbirlerini yemeye başlamadıkları müddetçe; her daim besin zincirinin en üstündedirler. | Open Subtitles | طالما أنهم لا يستديرين عن بعضهم فهم على قمة سلسلة الغذاء |
Sudan ve Yemekten uzak kalarak tembelliğin gıdasını uzaklaştıracağına inanıyor! | Open Subtitles | أنه إذا منع الطعام و الشراب فسيمنع الغذاء لإجل الكسل |
Ve bulduğum şu oldu, paralarını gıda desteği ya da diğer şeylere yatırmak yerine, okul beslenme programına yatırmışlardı. | TED | وما وجدته أنهم، بدلاً من الاستثمار في شركات الغذاء والأمور الشبيهة، استثمروا في برنامج غذاء مدرسي. |
Üzgünüm. Bay Voss'un ofisinden aradılar ve yemeğe gelemeyeceğini söylediler. | Open Subtitles | عفوا , ولكن مكتبه دعا عادل أنه لا يصل الغذاء. |
Endüstriyelleşti. Muhtemelen, plastik gibi, hesaplara dayalı bir şekilde üretildiğinden, yiyecekler büyülü veya zehirli güçler kazandı, ya da ikisini birden. | TED | ربما لأنه كان ينتج بصورة عقلانية كما لو أنه كان بلاستيكاً، أكتسب الغذاء قوى سحرية أو سُمّية، أو كلاهما. |
Ve son olarak, yiyecekleri görmenin eski bir yolu vardır, eski bir yol. | TED | واخيرأ تلك هي الطريقة القديمة لعرض الغذاء انها طريقة قديمة. |
Ama doğum günümü kutlamak için hepimizi öğle yemeğine götürecekmiş. | Open Subtitles | ولكنه يريد أن يأخذنا جميعاً الى الغذاء للاحتفال بعيد ميلادي |
İnsanlara yemekleri daha önce hiç görmedikleri biçimde gösterebileceğimiz bir yol var mı? | TED | هل يوجد هناك طريقة نعرض بها الغذاء للناس بطريقة لم يشاهدوها من قبل؟ |
Kusura bakmayın. yemek yemem gerek. öğlen bir duruşmam var. | Open Subtitles | معذرة ، يجب أن أكل لدي جلسة بعد وقت الغذاء |