Sen,ben ve yaşayan tüm canlılar bu gururlu iddianın devamlılığını sağlıyoruz. | Open Subtitles | أنت وأنا، وكل كائن حي ، يمكنه قول هذا الادعاء الفخور: |
Üç yıllık zorlu bir çalışmanın ardından 80 tonluk bir bebeğin gururlu babasısın. | Open Subtitles | ثلاث سنوات من الإشغال الشاقة وأنت الآن الأب الفخور من طفلة تزن 80 طن |
Bu cephane ve madalyalar Magadha'nın gururlu ordusuna ait. | Open Subtitles | هذه الأسلحة والميداليات تخص جيش ماغادا الفخور. |
Tartışmalı bir yatırımı, kumar sektörünün gurur duyacağı muhteşem bir tesise çevirecektir. | Open Subtitles | من منظمة مشاريع مشكوك فيها إلى مؤسسة رائعة يمكن لمجتمع اللعب الفخور بها |
"Atalarının cemaatine hizmet eden bu tepelerin şerefli evladı." Adımı söylersin. | Open Subtitles | ثم يمكنك ان تقول الابن الفخور لهذه التلال الذى خدم آباءه وعندها ستقول اسمى |
gururlu asker. Onurlu bir davranış olduğu için suçu üstleniyorsun. | Open Subtitles | دائماً الجندى الفخور , تتولى الكراهية لانها شرف |
Birileri çok çok gururlu babasıyla yetişkinliğe yeni bir adım atan bir oğul mu arıyordu? | Open Subtitles | هل كان أحدكم يبحث عن ابن مع مسار جديد مشرق إلى سن المراهقة ووالده الفخور جداً؟ |
Bence o, bütün İngiltere'deki en aptal ve gururlu adam. | Open Subtitles | اعتقد انه الفخور الأكثر حماقة في إنجلترا بأسرها |
Bilirsin, istersen etkinliğe gururlu baban olarak seninle gelmekten mutluluk duyarım. | Open Subtitles | أنت تعلم بأني سأكون سعيد لمرافقتك للحفل إذا أردت .. كــ والدك الفخور |
gururlu bir mirket gibi. | Open Subtitles | الظهر مستقيما ، الذقن بارز مثل النمس الفخور |
- Ben düğünü karşılayan gururlu babayım. | Open Subtitles | أنا الوالد الفخور الذي سيدفع من أجل هذا المشروع |
gururlu ve dürüst, asil küheylan. İstediğim yere götür, beni buradan. | Open Subtitles | ،الجواد النبيل، الفخور النزيهة عليك أخدي إلى أي كان |
O halde efendim, su aygırının gururlu sahibi sizsiniz. | Open Subtitles | فى تلك الحاله يا سيد ...أعتقد أنك المالك الفخور ب فرس النهر |
O halde efendim, su aygırının gururlu sahibi sizsiniz. | Open Subtitles | فى تلك الحاله يا سيد ...أعتقد أنك المالك الفخور ب فرس النهر |
Bana güzel dediler, bana gururlu dediler. | Open Subtitles | يَدْعونَني جميل، هم إدعُني الفخور الواحد... |
Bu tür durumlarda, gururlu insanlar size dostlukla değil, bir düşman olduğunuz şüphesiyle... | Open Subtitles | في هذه الحالة يتقدم الرجل الفخور ليقابلك لا بحرارة العاطفة لكن بشك من يستكشف عدوه... |
Bu tür durumlarda, gururlu insanlar size dostlukla değil, bir düşman olduğunuz şüphesiyle... | Open Subtitles | في هذه الحالة يتقدم الرجل الفخور ليقابلك لا بحرارة العاطفة لكن بشك من يستكشف عدوه... |
Şu anda Backstretch Louie adındaki bir yarış atının gururlu sahibiyim. | Open Subtitles | ملاحظة جانبية... أنا الآن المالك الفخور من فرس السباق يدعى لوي الإمتداد الخلفي |
Bundan gurur duyarım. Hangi biradan var? | Open Subtitles | الزوج الجديد الفخور ماذا لديك هنا؟ |
Hayır canım, gurur duyan ifadem bu. | Open Subtitles | لا، هذا وجهي الفخور بك |
Bu şerefli geleneğin bir parçası olun. | Open Subtitles | كن فخوراً بأن تكون جزءً من ذلك التقليد الفخور |
Bu şerefli geleneğin bir parçası olun. | Open Subtitles | كن فخوراً بأن تكون جزءً من ذلك التقليد الفخور |